7) Sūrat Al-'A`rāf

Printed format

7) سُورَة الأَعرَاف

'Alif-Lām-Mīm-Şād

007001.Elif Lâm Mîm Sâd.1

أَلِف-لَام-مِيم-صَاد
Kitābun 'Unzila 'Ilayka Falā Yakun Fī Şadrika Ĥarajun Minhu Litundhira Bihi Wa Dhikrá Lilmu'uminīna

007002.Bu, sana, kendisiyle (insanları) uyarman için ve mü’minlere öğüt olarakindirilmiş bir kitaptır. Artık ondan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın.2

كِتَابٌ أُنزِلَ إِلَيْكَ فَلاَ يَكُنْ فِي صَدْرِكَ حَرَج ٌ مِنْهُ لِتُنذِرَ بِه ِِ وَذِكْرَى لِلْمُؤْمِنِينَ
Attabi`ū Mā 'Unzila 'Ilaykum Min Rabbikum Wa Lā Tattabi`ū Min Dūnihi 'Awliyā'a Qalīlāan Mā Tadhakkarūna

007003.Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Nekadar da az öğüt alıyorsunuz!

اتَّبِعُوا مَا أُنْزِلَ إِلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ وَلاَ تَتَّبِعُوا مِنْ دُونِهِ~ِ أَوْلِيَاءَ قَلِيلا ً مَا تَذَكَّرُونَ
Wa Kam Min Qaryatin 'Ahlaknāhā Fajā'ahā Ba'sunā Bayātāan 'Aw Hum Qā'ilūna

007004.Nice memleketleri helak ettik. Onlara azabımız gece uykusuna dalmışken,yahut gündüz istirahat halinde iken gelmişti.

وَكَمْ مِنْ قَرْيَةٍ أَهْلَكْنَاهَا فَجَاءَهَا بَأْسُنَا بَيَاتاً أَوْ هُمْ قَائِلُونَ
Famā Kāna Da`wāhum 'Idh Jā'ahum Ba'sunā 'Illā 'An Qālū 'Innā Kunnā Žālimīna

007005.Azabımız kendilerine geldiğinde, “(Biz bunu hak ettik.) Gerçekten bizzalimler olmuştuk” demekten başka söyleyecekleri kalmamıştı.

فَمَا كَانَ دَعْوَاهُمْ إِذْ جَاءَهُمْ بَأْسُنَا إِلاَّ أَنْ قَالُوا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ
Falanas'alanna Al-Ladhīna 'Ursila 'Ilayhim Wa Lanas'alanna Al-Mursalīna

007006.Kendilerine peygamber gönderilenlere mutlaka soracağız.3Peygamberlere deelbette soracağız.4

فَلَنَسْأَلَنَّ الَّذِينَ أُرْسِلَ إِلَيْهِمْ وَلَنَسْأَلَنَّ الْمُرْسَلِينَ
Falanaquşşanna `Alayhim Bi`ilmin Wa Mā Kunnā Ghā'ibīna

007007.Andolsun, onlara (yaptıklarını) tam bir bilgi ile anlatacağız. Çünkü bizonlardan uzak değiliz.

فَلَنَقُصَّنَّ عَلَيْهِمْ بِعِلْم ٍ وَمَا كُنَّا غَائِبِينَ
Wa Al-Waznu Yawma'idhin Al-Ĥaqqu Faman Thaqulat Mawāzīnuhu Fa'ūlā'ika Humu Al-Mufliĥūna

007008.O gün amellerin tartılması da haktır. Kimlerin sevabı ağır basarsa işteonlar kurtuluşa erenlerdir.

وَالْوَزْنُ يَوْمَئِذ ٍ الْحَقُّ فَمَنْ ثَقُلَتْ مَوَازِينُه ُُ فَأُوْلَائِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Wa Man Khaffat Mawāzīnuhu Fa'ūlā'ika Al-Ladhīna Khasirū 'Anfusahum Bimā Kānū Bi'āyātinā Yažlimūna

007009.Ama kimlerin sevabı da hafif gelirse işte onlar âyetlerimize haksızlıketmiş olmaları sebebiyle kendilerini ziyana sokanlardır.

وَمَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُه ُُ فَأُوْلَائِكَ الَّذِينَ خَسِرُوا أَنفُسَهُمْ بِمَا كَانُوا بِآيَاتِنَا يَظْلِمُونَ
Wa Laqad Makkannākum Al-'Arđi Wa Ja`alnā Lakum Fīhā Ma`āyisha Qalīlāan Mā Tashkurūna

007010.Andolsun, size yeryüzünde imkan ve iktidar verdik.Sizin için oradabirçok geçim imkanları da yarattık. Ama siz ne kadar az şükrediyorsunuz!

وَلَقَدْ مَكَّنَّاكُمْ فِي الأَرْضِ وَجَعَلْنَا لَكُمْ فِيهَا مَعَايِشَ قَلِيلا ً مَا تَشْكُرُونَ
Wa Laqad Khalaqnākum Thumma Şawwarnākum Thumma Qulnā Lilmalā'ikati Asjudū Li'dama Fasajadū 'Illā 'Iblīsa Lam Yakun Mina As-Sājidīna

007011.Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere,“Adem için saygı ile eğilin” dedik. İblisten başka hepsi saygı ileeğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı.

وَلَقَدْ خَلَقْنَاكُمْ ثُمَّ صَوَّرْنَاكُمْ ثُمَّ قُلْنَا لِلْمَلاَئِكَةِ اسْجُدُوا لِأدَمَ فَسَجَدُوا إِلاَّ إِبْلِيسَ لَمْ يَكُنْ مِنَ السَّاجِدِينَ
Qāla Mā Mana`aka 'Allā Tasjuda 'Idh 'Amartuka Qāla 'Anā Khayrun Minhu Khalaqtanī Min Nārin Wa Khalaqtahu Min Ţīnin

007012.Allah, “Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?” dedi. (Oda) “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdanyarattın” dedi.

قَالَ مَا مَنَعَكَ أَلاَّ تَسْجُدَ إِذْ أَمَرْتُكَ قَالَ أَنَا خَيْر ٌ مِنْهُ خَلَقْتَنِي مِنْ نَار ٍ وَخَلَقْتَه ُُ مِنْ طِين ٍ
Qāla Fāhbiţ Minhā Famā Yakūnu Laka 'An Tatakabbara Fīhā Fākhruj 'Innaka Mina Aş-Şāghirīna

007013.Allah, “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamakhaddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın” dedi.

قَالَ فَاهْبِطْ مِنْهَا فَمَا يَكُونُ لَكَ أَنْ تَتَكَبَّرَ فِيهَا فَاخْرُجْ إِنَّكَ مِنَ الصَّاغِرِينَ
Qāla 'Anžirnī 'Ilá Yawmi Yub`athūna

007014.Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltileceklerigüne kadar süre ver.”

قَالَ أَنظِرْنِي إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ
Qāla 'Innaka Mina Al-Munžarīna

007015.Allah da, “Sen süre verilenlerdensin” dedi.

قَالَ إِنَّكَ مِنَ الْمُنظَرِينَ
Qāla Fabimā 'Aghwaytanī La'aq`udanna Lahum Şirāţaka Al-Mustaqīma

007016.Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki,ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbetteoturacağım.”

قَالَ فَبِمَا أَغْوَيْتَنِي لَأَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَقِيمَ
Thumma La'ātiyannahum Min Bayni 'Aydīhim Wa Min Khalfihim Wa `An 'Aymānihim Wa `An Shamā'ilihim Wa Lā Tajidu 'Aktharahum Shākirīna

007017.“Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından vesollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)lerbulamayacaksın.”

ثُمَّ لَآتِيَنَّهُمْ مِنْ بَيْنِ أَيْدِيهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ وَعَنْ أَيْمَانِهِمْ وَعَنْ شَمَائِلِهِمْ وَلاَ تَجِدُ أَكْثَرَهُمْ شَاكِرِينَ
Qāla Akhruj Minhā Madh'ūmāan Madĥūrāan Laman Tabi`aka Minhum La'amla'anna Jahannama Minkum 'Ajma`īna

007018.Allah dedi ki: “Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun,onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi cehenneme doldururum.”

قَالَ اخْرُجْ مِنْهَا مَذْءُوما ً مَدْحُورا ً لَمَنْ تَبِعَكَ مِنْهُمْ لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنْكُمْ أَجْمَعِينَ
Wa Yā'ādamu Askun 'Anta Wa Zawjuka Al-Jannata Fakulā Min Ĥaythu Shi'tumā Wa Lā Taqrabā Hadhihi Ash-Shajarata Fatakūnā Mina Až-Žālimīna

007019.“Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakatşu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.”

وَيَاآدَمُ اسْكُنْ أَنْتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ فَكُلاَ مِنْ حَيْثُ شِئْتُمَا وَلاَ تَقْرَبَا هَذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الظَّالِمِينَ
Fawaswasa Lahumā Ash-Shayţānu Liyubdiya Lahumā Mā Wūriya `Anhumā Min Saw'ātihimā Wa Qāla Mā Nahākumā Rabbukumā `An Hadhihi Ash-Shajarati 'Illā 'An Takūnā Malakayni 'Aw Takūnā Mina Al-Khālidīna

007020.Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlaraaçmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacıancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedi kalacaklardan olmayasınızdiye yasakladı.”

فَوَسْوَسَ لَهُمَا الشَّيْطَانُ لِيُبْدِيَ لَهُمَا مَا وُورِيَ عَنْهُمَا مِنْ سَوْآتِهِمَا وَقَالَ مَا نَهَاكُمَا رَبُّكُمَا عَنْ هَذِهِ الشَّجَرَةِ إِلاَّ أَنْ تَكُونَا مَلَكَيْنِ أَوْ تَكُونَا مِنَ الْخَالِدِينَ
Wa Qāsamahumā 'Innī Lakumā Lamina An-Nāşiĥīna

007021.“Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti.

وَقَاسَمَهُمَا إِنِّي لَكُمَا لَمِنَ النَّاصِحِينَ
Fadallāhumā Bighurūrin Falammā Dhāqā Ash-Shajarata Badat Lahumā Saw'ātuhumā Wa Ţafiqā Yakhşifāni `Alayhimā Min Waraqi Al-Jannati Wa Nādāhumā Rabbuhumā 'Alam 'Anhakumā `An Tilkumā Ash-Shajarati Wa 'Aqul Lakumā 'Inna Ash-Shayţāna Lakumā `Adūwun Mubīnun

007022.Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarındakendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıylaörtmeye başladılar. Rableri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı?Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi.

فَدَلاَّهُمَا بِغُرُور ٍ فَلَمَّا ذَاقَا الشَّجَرَةَ بَدَتْ لَهُمَا سَوْآتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِنْ وَرَقِ الْجَنَّةِ وَنَادَاهُمَا رَبُّهُمَا أَلَمْ أَنْهَكُمَا عَنْ تِلْكُمَا الشَّجَرَةِ وَأَقُلْ لَكُمَا إِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمَا عَدُوّ ٌ مُبِين ٌ
Qālā Rabbanā Žalamnā 'Anfusanā Wa 'In Lam Taghfir Lanā Wa Tarĥamnā Lanakūnanna Mina Al-Khāsirīna

007023.Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bizeacımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.”

قَالاَ رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ
Qāla Ahbiţū Ba`đukum Liba`đin `Adūwun Wa Lakum Al-'Arđi Mustaqarrun Wa Matā`un 'Ilá Ĥīnin

007024.Allah dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Sizeyeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.”

قَالَ اهْبِطُوا بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوّ ٌ وَلَكُمْ فِي الأَرْضِ مُسْتَقَرّ ٌ وَمَتَاع ٌ إِلَى حِين ٍ
Qāla Fīhā Taĥyawna Wa Fīhā Tamūtūna Wa Minhā Tukhrajūna

007025.Allah dedi ki: “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan(mahşere) çıkarılacaksınız.”

قَالَ فِيهَا تَحْيَوْنَ وَفِيهَا تَمُوتُونَ وَمِنْهَا تُخْرَجُونَ
Yā Banī 'Ādama Qad 'Anzalnā `Alaykum Libāsāan Yuwārī Saw''ātikum Wa Rīshāan Wa Libāsu At-TaqDhālika Khayrun Dhālika Min 'Āyā Ti Allāhi La`allahum Yadhdhakkarūna

007026.Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecekelbise verdik. Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var ya,işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah’ın rahmetininalametlerindendir. Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik).

يَابَنِي آدَمَ قَدْ أَنزَلْنَا عَلَيْكُمْ لِبَاسا ً يُوَارِي سَوْءآتِكُمْ وَرِيشا ً وَلِبَاسُ التَّقْوَى ذَلِكَ خَيْر ٌ ذَلِكَ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ
Yā Banī 'Ādama Lā Yaftinannakumu Ash-Shayţānu Kamā 'Akhraja 'Abawaykum Mina Al-Jannati Yanzi`u `Anhumā Libāsahumā Liyuriyahumā Saw''ātihimā 'Innahu Yarākum Huwa Wa Qabīluhu Min Ĥaythu Lā Tarawnahum 'Innā Ja`alnā Ash-Shayā Ţīna 'Awliyā 'A Lilladhīna Lā Yu'uminūna

007027.Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerinisoyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın.Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesizbiz şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır.

يَابَنِي آدَمَ لاَ يَفْتِنَنَّكُمُ الشَّيْطَانُ كَمَا أَخْرَجَ أَبَوَيْكُمْ مِنَ الْجَنَّةِ يَنزِعُ عَنْهُمَا لِبَاسَهُمَا لِيُرِيَهُمَا سَوْءآتِهِمَا إِنَّه ُُ يَرَاكُمْ هُوَ وَقَبِيلُه ُُ مِنْ حَيْثُ لاَ تَرَوْنَهُمْ إِنَّا جَعَلْنَا الشَّيَاطِينَ أَوْلِيَاءَ لِلَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ
Wa 'Idhā Fa`alū Fāĥishatan Qālū Wajadnā `Alayhā 'Ābā'anā Wa Allāhu 'Amaranā Bihā Qul 'Inna Allāha Lā Ya'muru Bil-Faĥshā'i 'Ataqūlūna `Alá Allāhi Mā Lā Ta`lamūna

007028.Çirkin bir iş işledikleri vakit, “Biz atalarımızı bunun üzerindebulduk, Allah da bize bunu emretti” derler. De ki: “Şüphesiz, Allah çirkinişleri emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah’ın üzerine miatıyorsunuz?”

وَإِذَا فَعَلُوا فَاحِشَة ً قَالُوا وَجَدْنَا عَلَيْهَا آبَاءَنَا وَاللَّهُ أَمَرَنَا بِهَا قُلْ إِنَّ اللَّهَ لاَ يَأْمُرُ بِالْفَحْشَاءِ أَتَقُولُونَ عَلَى اللَّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Qul 'Amara Rabbī Bil-Qisţi Wa 'Aqīmū Wujūhakum `Inda Kulli Masjidin Wa Ad`ūhu Mukhlişīna Lahu Ad-Dīna Kamā Bada'akum Ta`ūdūna

007029.De ki: “Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (ona)doğrultun. Dini Allah’a has kılarak ona ibadet edin. Sizi başlangıçtayarattığı gibi (yine ona) döneceksiniz.”

قُلْ أَمَرَ رَبِّي بِالْقِسْطِ وَأَقِيمُوا وُجُوهَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِد ٍ وَادْعُوه ُُ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ كَمَا بَدَأَكُمْ تَعُودُونَ
Farīqāan Hadá Wa Farīqāan Ĥaqqa `Alayhimu Ađ-Đalālatu 'Innahumu Attakhadhū Ash-Shayāţīna 'Awliyā'a Min Dūni Allāhi Wa Yaĥsabūna 'Annahum Muhtadūna

007030.Allah bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık layık oldu.Çünkü onlar Allah’ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Kendilerinin dedoğru yolda olduklarını sanıyorlardı.

فَرِيقاً هَدَى وَفَرِيقاً حَقَّ عَلَيْهِمُ الضَّلاَلَةُ إِنَّهُمُ اتَّخَذُوا الشَّيَاطِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَيَحْسَبُونَ أَنَّهُمْ مُهْتَدُونَ
Yā Banī 'Ādama Khudhū Zīnatakum `Inda Kulli Masjidin Wa Kulū Wa Ashrabū Wa Lā Tusrifū 'Innahu Lā Yuĥibbu Al-Musrifīna

007031.Ey Ademoğulları! Her mescitde ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin).Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü o, israf edenleri sevmez.

يَابَنِي آدَمَ خُذُوا زِينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِد ٍ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلاَ تُسْرِفُوا إِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ
Qul Man Ĥarrama Zīnata Allāhi Allatī 'Akhraja Li`ibādihi Wa Aţ-Ţayyibāti Mina Ar-Rizqi Qul Hiya Lilladhīna 'Āmanū Fī Al-Ĥayāati Ad-DunKhālişatan Yawma Al-Qiyāmati Kadhālika Nufaşşilu Al-'Āyāti Liqawmin Ya`lamūna

007032.De ki: “Allah’ın, kulları için yarattığı zîneti ve temiz rızkı kimharam kılmış?” De ki: “Bunlar, dünya hayatında mü’minler içindir. Kıyametgününde ise yalnız onlara özgüdür. İşte bilen bir topluluk için âyetleri,ayrı ayrı açıklıyoruz.”

قُلْ مَنْ حَرَّمَ زِينَةَ اللَّهِ الَّتِي أَخْرَجَ لِعِبَادِه ِِ وَالطَّيِّبَاتِ مِنَ الرِّزْقِ قُلْ هِيَ لِلَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا خَالِصَة ً يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَذَلِكَ نُفَصِّلُ الآيَاتِ لِقَوْم ٍ يَعْلَمُونَ
Qul 'Innamā Ĥarrama Rabbiya Al-Fawāĥisha Mā Žahara Minhā Wa Mā Baţana Wa Al-'Ithma Wa Al-Baghya Bighayri Al-Ĥaqqi Wa 'An Tushrikū Billāhi Mā Lam Yunazzil Bihi Sulţānāan Wa 'An Taqūlū `Alá Allāhi Mā Lā Ta`lamūna

007033.De ki: “Rabbim ancak, açık ve gizli çirkin işleri, günahı, haksızsaldırıyı, hakkında hiçbir delil indirmediği herhangi bir şeyi Allah’aortak koşmanızı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haramkılmıştır.”

قُلْ إِنَّمَا حَرَّمَ رَبِّيَ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَالإِثْمَ وَالْبَغْيَ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَأَنْ تُشْرِكُوا بِاللَّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِه ِِ سُلْطَانا ً وَأَنْ تَقُولُوا عَلَى اللَّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Wa Likulli 'Ummatin 'Ajalun Fa'idhā Jā'a 'Ajaluhum Lā Yasta'khirūna Sā`atan Wa Lā Yastaqdimūna

007034.Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir angeri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.

وَلِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَل ٌ فَإِذَا جَاءَ أَجَلُهُمْ لاَ يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَة ً وَلاَ يَسْتَقْدِمُونَ
Yā Banī 'Ādama 'Immā Ya'tiyannakum Rusulun Minkum Yaquşşūna `Alaykum 'Āyā Tī Famani Attaqá Wa 'Aşlaĥa Falā Khawfun `Alayhim Wa Lā Hum Yaĥzanūna

007035.Ey Âdemoğulları! İçinizden size benim âyetlerimi anlatan Peygamberlergelir de her kim Allah’a karşı gelmekten sakınır ve halini düzeltirse,artık onlara korku yoktur. Onlar üzülecek de değillerdir.

يَابَنِي آدَمَ إِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ رُسُل ٌ مِنْكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ آيَاتِي فَمَنِ اتَّقَى وَأَصْلَحَ فَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
Wa Al-Ladhīna Kadhdhabū Bi'āyātinā Wa Astakbarū `Anhā 'Ūlā'ika 'Aşĥābu An-Nāri Hum Fīhā Khālidūna

007036.Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenleregelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.

وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَا أُوْلَائِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
Faman 'Ažlamu Mimmani Aftará `Alá Allāhi Kadhibāan 'Aw Kadhdhaba Bi'āyātihi 'Ūlā'ika Yanāluhum Naşībuhum Mina Al-Kitābi Ĥattá 'Idhā Jā'at/hum Rusulunā Yatawaffawnahum Qālū 'Ayna Mā Kuntum Tad`ūna Min Dūni Allāhi Qālū Đallū `Annā Wa Shahidū `Alá 'Anfusihim 'Annahum Kānū Kāfirīna

007037.Kim, Allah’a karşı yalan uyduran veya onun âyetlerini yalanlayanlardandaha zalimdir? İşte onlara kitaptan (kendileri için yazılmış ömür verızıklardan) payları erişir. Sonunda kendilerine melek elçilerimiz,canlarını almak için geldiğinde, “Hani Allah’ı bırakıp tapınmaktaolduğunuz şeyler nerede?” derler. Onlar da, “Bizi yüzüstü bırakıpkayboldular” derler ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlikederler.

فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللَّهِ كَذِباً أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ~ِ أُوْلَائِكَ يَنَالُهُمْ نَصِيبُهُمْ مِنَ الْكِتَابِ حَتَّى إِذَا جَاءَتْهُمْ رُسُلُنَا يَتَوَفَّوْنَهُمْ قَالُوا أَيْنَ مَا كُنتُمْ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ قَالُوا ضَلُّوا عَنَّا وَشَهِدُوا عَلَى أَنْفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُوا كَافِرِينَ
Qāla Adkhulū Fī 'Umamin Qad Khalat Min Qablikum Mina Al-Jinni Wa Al-'Insi Fī An-Nāri Kullamā Dakhalat 'Ummatun La`anat 'Ukhtahā Ĥattá 'Idhā Addārakū Fīhā Jamī`āan Qālat 'Ukhrāhum Li'wlāhum Rabbanā Hā'uulā' 'Ađallūnā Fa'ātihim `Adhābāan Đi`fāan Mina An-Nāri Qāla Likullin Đi`fun Wa Lakin Lā Ta`lamūna

007038.Allah şöyle der: “Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan toplulukları ilebirlikte ateşe girin.” Her topluluk (arkasından gidip sapıklığa düştüğü)yoldaşına lanet eder. Nihayet hepsi orada toplandığı zaman peşlerinden gidenler,kendilerine öncülük edenler için, “Ey Rabbimiz! Şunlar bizi saptırdılar. Onlarabir kat daha ateş azabı ver” derler. Allah der ki: “Her biriniz için bir katdaha fazla azap vardır. Fakat bilmiyorsunuz.”

قَالَ ادْخُلُوا فِي أُمَم ٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِكُمْ مِنَ الْجِنِّ وَالإِنسِ فِي النَّارِ كُلَّمَا دَخَلَتْ أُمَّة ٌ لَعَنَتْ أُخْتَهَا حَتَّى إِذَا ادَّارَكُوا فِيهَا جَمِيعا ً قَالَتْ أُخْرَاهُمْ لِأولاَهُمْ رَبَّنَا هَاؤُلاَء أَضَلُّونَا فَآتِهِمْ عَذَابا ً ضِعْفا ً مِنَ النَّارِ قَالَ لِكُلّ ٍ ضِعْف ٌ وَلَكِنْ لاَ تَعْلَمُونَ
Wa Qālat 'Ūlāhum Li'khrāhum Famā Kāna Lakum `Alaynā Min Fađlin Fadhūqū Al-`Adhāba Bimā Kuntum Taksibūna

007039.Öncekiler sonrakilere, “Sizin bize karşı bir üstünlüğünüz yoktur.Artık kazanmış olduğunuz şeylere karşılık, azabı tadın” derler.

وَقَالَتْ أُولاَهُمْ لِأخْرَاهُمْ فَمَا كَانَ لَكُمْ عَلَيْنَا مِنْ فَضْل ٍ فَذُوقُوا الْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْسِبُونَ
'Inna Al-Ladhīna Kadhdhabū Bi'āyātinā Wa Astakbarū `Anhā Lā Tufattaĥu Lahum 'Abwābu As-Samā'i Wa Lā Yadkhulūna Al-Jannata Ĥattá Yalija Al-Jamalu Fī Sammi Al-Khiyāţi Wa Kadhalika Naj Al-Mujrimīna

007040.Âyetlerimizi yalanlayanlar ve o âyetlere uymayı kibirlerineyediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğnedeliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler!Biz suçluları işteböyle cezalandırırız.

إِنَّ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَا لاَ تُفَتَّحُ لَهُمْ أَبْوَابُ السَّمَاءِ وَلاَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى يَلِجَ الْجَمَلُ فِي سَمِّ الْخِيَاطِ وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُجْرِمِينَ
Lahum Min Jahannama Mihādun Wa Min Fawqihim Ghawāshin Wa Kadhalika Naj Až-Žālimīna

007041.Onlar için cehennem ateşinden döşek, üstlerinde de cehennem ateşindenörtüler var. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız.

لَهُمْ مِنْ جَهَنَّمَ مِهَاد ٌ وَمِنْ فَوْقِهِمْ غَوَاش ٍ وَكَذَلِكَ نَجْزِي الظَّالِمِينَ
Wa Al-Ladhīna 'Āmanū Wa `Amilū Aş-Şāliĥāti Lā Nukallifu Nafsāan 'Illā Wus`ahā 'Ūlā'ika 'Aşĥābu Al-Jannati Hum Fīhā Khālidūna

007042.İman edip salih ameller işleyenlere gelince -ki biz kişiye ancakgücünün yettiğini yükleriz- işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedikalıcıdırlar.

وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لاَ نُكَلِّفُ نَفْسا ً إِلاَّ وُسْعَهَا أُوْلَائِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
Wa Naza`nā Mā Fī Şudūrihim Min Ghillin Tajrī Min Taĥtihimu Al-'Anhāru Wa Qālū Al-Ĥamdu Lillāhi Al-Ladhī Hadānā Lihadhā Wa Mā Kunnā Linahtadiya Lawlā 'An Hadānā Allāhu Laqad Jā'at Rusulu Rabbinā Bil-Ĥaqqi Wa Nūdū 'An Tilkumu Al-Jannatu 'Ūrithtumūhā Bimā Kuntum Ta`malūna

007043.Biz onların kalplerinde kin namına ne varsa söküp attık. Altlarından daırmaklar akar. “Hamd, bizi buna eriştiren Allah’a mahsustur. Eğer Allah’ınbizi eriştirmesi olmasaydı, biz hidayete ermiş olamazdık. AndolsunRabbimizin peygamberleri bize hakkı getirmişler” derler. Onlara, “İşteyaptığınız (iyi işler) sayesinde kendisine varis kılındığınız cennet!”diye seslenilir.

وَنَزَعْنَا مَا فِي صُدُورِهِمْ مِنْ غِلّ ٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهِمُ الأَنْهَارُ وَقَالُوا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي هَدَانَا لِهَذَا وَمَا كُنَّا لِنَهْتَدِيَ لَوْلاَ أَنْ هَدَانَا اللَّهُ لَقَدْ جَاءَتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِالْحَقِّ وَنُودُوا أَنْ تِلْكُمُ الْجَنَّةُ أُورِثْتُمُوهَا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
Wa Nādá 'Aşĥābu Al-Jannati 'Aşĥāba An-Nāri 'An Qad Wajadnā Mā Wa`adanā Rabbunā Ĥaqqāan Fahal Wajadtum Mā Wa`ada Rabbukum Ĥaqqāan Qālū Na`am Fa'adhdhana Mu'uadhdhinun Baynahum 'An La`natu Allāhi `Alá Až-Žālimīna

007044.Cennetlikler cehennemliklere, “Rabbimizin bize va’dettiğini biz gerçek bulduk.Siz de Rabbinizin va’d ettiğini gerçek buldunuz mu?” diye seslenirler. Onlar,“Evet” derler. O zaman aralarında bir duyurucu, “Allah’ın laneti zalimlere!”diye seslenir.

وَنَادَى أَصْحَابُ الْجَنَّةِ أَصْحَابَ النَّارِ أَنْ قَدْ وَجَدْنَا مَا وَعَدَنَا رَبُّنَا حَقّا ً فَهَلْ وَجَدْتُمْ مَا وَعَدَ رَبُّكُمْ حَقّا ً قَالُوا نَعَمْ فَأَذَّنَ مُؤَذِّن ٌ بَيْنَهُمْ أَنْ لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ
Al-Ladhīna Yaşuddūna `An Sabīli Allāhi Wa Yabghūnahā `Iwajāan Wa Hum Bil-'Ākhirati Kāfirūna

007045.Onlar Allah yolundan alıkoyan ve onu, eğri ve çelişkili göstermekisteyenlerdir. Onlar ahireti de inkar edenlerdir.

الَّذِينَ يَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجا ً وَهُمْ بِالآخِرَةِ كَافِرُونَ
Wa Baynahumā Ĥijābun Wa `Alá Al-'A`rāfi Rijālun Ya`rifūna Kullāan Bisīmāhum Wa Nādaw 'Aşĥāba Al-Jannati 'An Salāmun `Alaykum Lam Yadkhulūhā Wa Hum Yaţma`ūna

007046.İkisi (cennet ve cehennem) arasında bir surA’râf üzerinde de birtakım adamlar vardır. Cennet ve cehennemliklerin hepsini simalarındantanımaktadırlar. Cennetliklere, “Selam olsun size!” diye seslenirler.Onlar henüz cennete girmemişlerdir, ama bunu ummaktadırlar.

وَبَيْنَهُمَا حِجَاب ٌ وَعَلَى الأَعرَافِ رِجَال ٌ يَعْرِفُونَ كُلاّ ً بِسِيمَاهُمْ وَنَادَوْا أَصْحَابَ الْجَنَّةِ أَنْ سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ لَمْ يَدْخُلُوهَا وَهُمْ يَطْمَعُونَ
Wa 'Idhā Şurifat 'Abşāruhum Tilqā'a 'Aşĥābi An-Nāri Qālū Rabbanā Lā Taj`alnā Ma`a Al-Qawmi Až-Žālimīna

007047.Gözleri cehennemlikler tarafına çevrildiği zaman, “Ey Rabbimiz! Bizizalim toplumla beraber kılma” derler.

وَإِذَا صُرِفَتْ أَبْصَارُهُمْ تِلْقَاءَ أَصْحَابِ النَّارِ قَالُوا رَبَّنَا لاَ تَجْعَلْنَا مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Wa Nādá 'Aşĥābu Al-'A`rāfi Rijālāan Ya`rifūnahum Bisīmāhum Qālū Mā 'Aghná `Ankum Jam`ukum Wa Mā Kuntum Tastakbirūna

007048.A’râftakiler simalarından tanıdıkları bir takım adamlara da seslenir veşöyle derler: “Ne çokluğunuz, ne de taslamakta olduğunuz kibir size biryarar sağladı!”

وَنَادَى أَصْحَابُ الأَعرَافِ رِجَالا ً يَعْرِفُونَهُمْ بِسِيمَاهُمْ قَالُوا مَا أَغْنَى عَنْكُمْ جَمْعُكُمْ وَمَا كُنتُمْ تَسْتَكْبِرُونَ
'Ahā'uulā' Al-Ladhīna 'Aqsamtum Lā Yanāluhumu Allāhu Biraĥmatin Adkhulū Al-Jannata Lā Khawfun `Alaykum Wa Lā 'Antum Taĥzanūna

007049.“Sizin, ‘Allah bunları rahmete erdirmez’ diye yemin ettikleriniz şunlarmı?” (Sonra cennetliklere dönerek) “Haydi, girin cennete. Size korku yok.Siz üzülecek de değilsiniz” derler.

أَهَاؤُلاَء الَّذِينَ أَقْسَمْتُمْ لاَ يَنَالُهُمُ اللَّهُ بِرَحْمَة ٍ ادْخُلُوا الْجَنَّةَ لاَ خَوْفٌ عَلَيْكُمْ وَلاَ أَنْتُمْ تَحْزَنُونَ
Wa Nādá 'Aşĥābu An-Nāri 'Aşĥāba Al-Jannati 'An 'Afīđū `Alaynā Mina Al-Mā'i 'Aw Mimmā Razaqakumu Allāhu Qālū 'Inna Allāha Ĥarramahumā `Alá Al-Kāfirīna

007050.Cehennemlikler de cennetliklere, “Ne olur, sudan veya Allah’ın sizeverdiği rızıktan biraz da bizim üzerimize akıtın” diye çağrışırlar. Onlar,“Şüphesiz, Allah bunları kafirlere haram kılmıştır” derler.

وَنَادَى أَصْحَابُ النَّارِ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ أَنْ أَفِيضُوا عَلَيْنَا مِنَ الْمَاءِ أَوْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ حَرَّمَهُمَا عَلَى الْكَافِرِينَ
Al-Ladhīna Attakhadhū Dīnahum Lahwan Wa La`ibāan Wa Gharrat/humu Al-Ĥayāatu Ad-Dunyā Fālyawma Nansāhum Kamā Nasū Liqā'a Yawmihimdhā Wa Mā Kānū Bi'āyātinā Yajĥadūna

007051.Onlar dinlerini oyun ve eğlence edinmişler ve dünya hayatı dakendilerini aldatmıştı. İşte onlar bu günlerine kavuşacaklarını nasılunuttular ve âyetlerimizi nasıl inkar edip durdularsa biz de onları bugünöyle unuturuz.9

الَّذِينَ اتَّخَذُوا دِينَهُمْ لَهْوا ً وَلَعِبا ً وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا فَالْيَوْمَ نَنسَاهُمْ كَمَا نَسُوا لِقَاءَ يَوْمِهِمْ هَذَا وَمَا كَانُوا بِآيَاتِنَا يَجْحَدُونَ
Wa Laqad Ji'nāhum Bikitābin Faşşalnāhu `Alá `Ilmin Hudáan Wa Raĥmatan Liqawmin Yu'uminūna

007052.Andolsun biz onlara, bilerek açıkladığımız bir kitabı, inanan bir toplum içinbir yol gösterici ve rahmet olarak getirdik.

وَلَقَدْ جِئْنَاهُمْ بِكِتَاب ٍ فَصَّلْنَاه ُُ عَلَى عِلْمٍ هُدى ً وَرَحْمَة ً لِقَوْم ٍ يُؤْمِنُونَ
Hal Yanžurūna 'Illā Ta'wīlahu Yawma Ya'tī Ta'wīluhu Yaqūlu Al-Ladhīna Nasūhu Min Qablu Qad Jā'at Rusulu Rabbinā Bil-Ĥaqqi Fahal Lanā Min Shufa`ā'a Fayashfa`ū Lanā 'Aw Nuraddu Fana`mala Ghayra Al-Ladhī Kunnā Na`malu Qad Khasirū 'Anfusahum Wa Đalla `Anhum Mā Kānū Yaftarūna

007053.Onlar ise ancak, (“Görelim bakalım!” diyerek) Kur’an’ın bildirdiğisonucu (te’vilini) bekliyorlar. Onun bildirdiği sonuç gelip çattığı gün,önceden onu unutmuş olanlar derler ki: “Gerçekten Rabbimizin peygamberlerihakkı getirmişler. Şimdi bizim için şefaatçılar var mı ki bize şefaatetseler veya (dünyaya) döndürülsek de yaptıklarımızdan başkasını yapsak?”Gerçekten onlar kendilerine yazık etmişlerdir. (İlah diye) uydurdukları(putlar) da onları yüzüstü bırakarak uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

هَلْ يَنظُرُونَ إِلاَّ تَأْوِيلَه ُُ يَوْمَ يَأْتِي تَأْوِيلُه ُُ يَقُولُ الَّذِينَ نَسُوه ُُ مِنْ قَبْلُ قَدْ جَاءَتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِالْحَقِّ فَهَلْ لَنَا مِنْ شُفَعَاءَ فَيَشْفَعُوا لَنَا أَوْ نُرَدُّ فَنَعْمَلَ غَيْرَ الَّذِي كُنَّا نَعْمَلُ قَدْ خَسِرُوا أَنفُسَهُمْ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ
'Inna Rabbakumu Allāhu Al-Ladhī Khalaqa As-Samāwāti Wa Al-'Arđa Fī Sittati 'Ayyāmin Thumma Astawá `Alá Al-`Arshi Yughshī Al-Layla An-Nahāra Yaţlubuhu Ĥathīthāan Wa Ash-Shamsa Wa Al-Qamara Wa An-Nujūma Musakhkharātin Bi'amrihi 'Alā Lahu Al-Khalqu Wa Al-'Amru Tabāraka Allāhu Rabbu Al-`Ālamīna

007054.Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede)yaratan ve Arş’akurulan, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüzekatan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratanAllah’tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O’na mahsustur.Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın şanı yücedir.

إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّام ٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يُغْشِي اللَّيْلَ النَّهَارَ يَطْلُبُه ُُ حَثِيثا ً وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَات ٍ بِأَمْرِهِ~ِ أَلاَ لَهُ الْخَلْقُ وَالأَمْرُ تَبَارَكَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ
Ad`ū Rabbakum Tađarru`āan Wa Khufyatan 'Innahu Lā Yuĥibbu Al-Mu`tadīna

007055.Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddiaşanları sevmez.

ادْعُوا رَبَّكُمْ تَضَرُّعا ً وَخُفْيَة ً إِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُعْتَدِينَ
Wa Lā Tufsidū Fī Al-'Arđi Ba`da 'Işlāĥihā Wa Ad`ūhu Khawfāan Wa Ţama`āan 'Inna Raĥmata Allāhi Qarībun Mina Al-Muĥsinīna

007056.Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a(azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah’ınrahmeti iyilik edenlere çok yakındır.

وَلاَ تُفْسِدُوا فِي الأَرْضِ بَعْدَ إِصْلاَحِهَا وَادْعُوه ُُ خَوْفا ً وَطَمَعا ً إِنَّ رَحْمَتَ اللَّهِ قَرِيب ٌ مِنَ الْمُحْسِنِينَ
Wa Huwa Al-Ladhī Yursilu Ar-Riyāĥa Bushrāan Bayna Yaday Raĥmatihi Ĥattá 'Idhā 'Aqallat Saĥābāan Thiqālāan Suqnāhu Libaladin Mayyitin Fa'anzalnā Bihi Al-Mā'a Fa'akhrajnā Bihi Min Kulli Ath-Thamarāti Kadhālika Nukhriju Al-Mawtá La`allakum Tadhakkarūna

007057.O, rüzgarları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayetrüzgarlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir belde (yidiriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlütürlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola kiibretle düşünürsünüz.

وَهُوَ الَّذِي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرا ً بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِه ِِ حَتَّى إِذَا أَقَلَّتْ سَحَابا ً ثِقَالا ً سُقْنَاه ُُ لِبَلَد ٍ مَيِّت ٍ فَأَنزَلْنَا بِهِ الْمَاءَ فَأَخْرَجْنَا بِه ِِ مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ كَذَلِكَ نُخْرِجُ الْمَوْتَى لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Wa Al-Baladu Aţ-Ţayyibu Yakhruju Nabātuhu Bi'idhni Rabbihi Wa Al-Ladhī Khabutha Lā Yakhruju 'Illā Nakidāan Kadhālika Nuşarrifu Al-'Āyāti Liqawmin Yashkurūna

007058.(Toprağı) iyi ve elverişli beldenin bitkisi, Rabbinin izniyle bol ve bereketliçıkar. (Toprağı) kötü ve elverişsiz olandan ise, faydasız bitkiden başkasıçıkmaz. Şükredecek bir toplum için biz âyetleri işte böyle değişik biçimlerdeaçıklıyoruz.11

وَالْبَلَدُ الطَّيِّبُ يَخْرُجُ نَبَاتُه ُُ بِإِذْنِ رَبِّه ِِ وَالَّذِي خَبُثَ لاَ يَخْرُجُ إِلاَّ نَكِدا ً كَذَلِكَ نُصَرِّفُ الآيَاتِ لِقَوْم ٍ يَشْكُرُونَ
Laqad 'Arsalnā Nūĥāan 'Ilá Qawmihi Faqāla Yā Qawmi A`budū Allāha Mā Lakum Min 'Ilahin Ghayruhu 'Innī 'Akhāfu `Alaykum `Adhāba Yawmin `Ažīmin

007059.Andolsun, Nûh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik de, “Eykavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için O’ndan başka hiçbir ilah yoktur.Şüphesiz ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum” dedi.

لَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحا ً إِلَى قَوْمِه ِِ فَقَالَ يَاقَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَه ٍٍ غَيْرُهُ~ُ إِنِّي أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيم ٍ
Qāla Al-Mala'u Min Qawmihi 'Innā Lanarāka Fī Đalālin Mubīnin

007060.Kavminin ileri gelenleri, “Biz seni açıkça bir sapıklık içindegörüyoruz” dediler.

قَالَ الْمَلَأُ مِنْ قَوْمِهِ~ِ إِنَّا لَنَرَاكَ فِي ضَلاَل ٍ مُبِين ٍ
Qāla Yā Qawmi Laysa Bī Đalālatun Wa Lakinnī Rasūlun Min Rabbi Al-`Ālamīna

007061.(Nûh onlara) şöyle dedi: “Ey kavmim! Bende herhangi bir sapıklık yok.Aksine ben, Âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim.”

قَالَ يَاقَوْمِ لَيْسَ بِي ضَلاَلَة ٌ وَلَكِنِّي رَسُول ٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ
'Uballighukum Risālāti Rabbī Wa 'Anşaĥu Lakum Wa 'A`lamu Mina Allāhi Mā Lā Ta`lamūna

007062.“Ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum ve size nasihatediyorum. Sizin bilmediğiniz şeyleri de Allah tarafından gelen vahiy ilebiliyorum.”

أُبَلِّغُكُمْ رِسَالاَتِ رَبِّي وَأَنصَحُ لَكُمْ وَأَعْلَمُ مِنَ اللَّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
'Awa`ajibtum 'An Jā'akum Dhikrun Min Rabbikum `Alá Rajulin Minkum Liyundhirakum Wa Litattaqū Wa La`allakum Turĥamūna

007063.Sizi uyarması ve sizin de Allah’a karşı gelmekten sakınıp rahmeteulaşmanız için, içinizden bir adam aracılığı ile Rabbinizden size birzikir (vahiy ve öğüt) gelmesine şaştınız mı?

أَوَعَجِبْتُمْ أَنْ جَاءَكُمْ ذِكْر ٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَلَى رَجُل ٍ مِنْكُمْ لِيُنذِرَكُمْ وَلِتَتَّقُوا وَلَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
Fakadhdhabūhu Fa'anjaynāhu Wa Al-Ladhīna Ma`ahu Fī Al-Fulki Wa 'Aghraq Al-Ladhīna Kadhdhabū Bi'āyātinā 'Innahum Kānū Qawmāan `Amīna

007064.Derken kavmi onu yalanladı. Biz de onu ve gemide onunla beraberbulunanları kurtardık. Âyetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Çünküonlar (vicdanları hakka kapalı) kör bir kavim idiler.

فَكَذَّبُوه ُُ فَأَنجَيْنَاه ُُ وَالَّذِينَ مَعَه ُُ فِي الْفُلْكِ وَأَغْرَقْنَا الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْماً عَمِينَ
Wa 'Ilá `Ādin 'Akhāhum Hūdāan Qāla Yā Qawmi A`budū Allāha Mā Lakum Min 'Ilahin Ghayruhu 'Afalā Tattaqūna

007065.Âd kavmine de kardeşleri Hûd’u peygamber olarak gönderdik. Onlara, “Eykavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için ondan başka hiçbir ilah yoktur.Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” dedi.

وَإِلَى عَادٍ أَخَاهُمْ هُودا ً قَالَ يَاقَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَه ٍٍ غَيْرُهُ~ُ أَفَلاَ تَتَّقُونَ
Qāla Al-Mala'u Al-Ladhīna Kafarū Min Qawmihi 'Innā Lanarāka Fī Safāhatin Wa 'Innā Lanažunnuka Mina Al-Kādhibīna

007066.Kavminin ileri gelenlerinden inkar edenler dediler ki: “Şüphesiz, bizseni akıl kıtlığı içinde görüyoruz. Biz senin mutlaka yalancılardan biriolduğuna inanıyoruz.”

قَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ قَوْمِهِ~ِ إِنَّا لَنَرَاكَ فِي سَفَاهَة ٍ وَإِنَّا لَنَظُنُّكَ مِنَ الْكَاذِبِينَ
Qāla Yā Qawmi Laysa Bī Safāhatun Wa Lakinnī Rasūlun Min Rabbi Al-`Ālamīna

007067.Hûd şöyle dedi: “Ey kavmim! Bende akıl kıtlığı yok. Aksine benâlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim.”

قَالَ يَاقَوْمِ لَيْسَ بِي سَفَاهَة ٌ وَلَكِنِّي رَسُول ٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ
'Uballighukum Risālāti Rabbī Wa 'Anā Lakum Nāşiĥun 'Amīnun

007068.“Rabbimin vahyettiklerini size tebliğ ediyorum. Ben sizin için güvenilir birnasihatçıyım.”

أُبَلِّغُكُمْ رِسَالاَتِ رَبِّي وَأَنَا لَكُمْ نَاصِحٌ أَمِين ٌ
'Awa`ajibtum 'An Jā'akum Dhikrun Min Rabbikum `Alá Rajulin Minkum Liyundhirakum Wa Adhkurū 'Idh Ja`alakum Khulafā'a Min Ba`di Qawmi Nūĥin Wa Zādakum Al-Khalqi Basţatandhkurū 'Ālā'a Allāhi La`allakum Tufliĥūna

007069.“Sizi uyarması için içinizden bir adam aracılığıyla Rabbinizden sizebir zikir (vahy ve öğüt) gelmesine şaştınız mı? Hatırlayın ki, Allah siziNûh kavminden sonra onların yerine getirdi ve sizi yaratılış itibariyledaha güçlü kıldı. Allah’ın nimetlerini hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz.”

أَوَعَجِبْتُمْ أَنْ جَاءَكُمْ ذِكْر ٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَلَى رَجُل ٍ مِنْكُمْ لِيُنذِرَكُمْ وَاذْكُرُوا إِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَاءَ مِنْ بَعْدِ قَوْمِ نُوح ٍ وَزَادَكُمْ فِي الْخَلْقِ بَسْطَة ً فَاذْكُرُوا آلاَءَ اللَّهِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
Qālū 'Aji'tanā Lina`buda Allāha Waĥdahu Wa Nadhara Mā Kāna Ya`budu 'Ābā'uunā Fa'tinā Bimā Ta`idunā 'In Kunta Mina Aş-Şādiqīna

007070.Onlar, “Sen bize tek Allah’a ibadet edelim, atalarımızın ibadetedegeldiklerini bırakalım diye mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isenhaydi bizi tehdit ettiğin azabı bize getir” dediler.

قَالُوا أَجِئْتَنَا لِنَعْبُدَ اللَّهَ وَحْدَه ُُ وَنَذَرَ مَا كَانَ يَعْبُدُ آبَاؤُنَا فَأْتِنَا بِمَا تَعِدُنَا إِنْ كُنتَ مِنَ الصَّادِقِينَ
Qāla Qad Waqa`a `Alaykum Min Rabbikum Rijsun Wa Ghađabun 'Atujādilūnanī Fī 'Asmā'in Sammaytumūhā 'Antum Wa 'Ābā'uukum Mā Nazzala Allāhu Bihā Min Sulţāninntažirū 'Innī Ma`akum Mina Al-Muntažirīna

007071.Hûd, “Artık size Rabbinizden bir azap ve öfke inmiştir. Allah’ın,haklarında hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve babalarınızınuydurduğu bir takım isimler (düzmece tanrılar) hakkında mı benimletartışıyorsunuz? Öyleyse (başınıza geleceği) bekleyin! Ben de sizinleberaber bekleyenlerdenim!” dedi.

قَالَ قَدْ وَقَعَ عَلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ رِجْس ٌ وَغَضَبٌ أَتُجَادِلُونَنِي فِي أَسْمَاء ٍ سَمَّيْتُمُوهَا أَنْتُمْ وَآبَاؤُكُمْ مَا نَزَّلَ اللَّهُ بِهَا مِنْ سُلْطَان ٍ فَانتَظِرُوا إِنِّي مَعَكُمْ مِنَ الْمُنتَظِرِينَ
Fa'anjaynāhu Wa Al-Ladhīna Ma`ahu Biraĥmatin Minnā Wa Qaţa`nā Dābira Al-Ladhīna Kadhdhabū Bi'āyātinā Wa Mā Kānū Mu'uminīna

007072.Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri tarafımızdan bir rahmetlekurtardık. Âyetlerimizi yalanlayan ve iman etmemiş olanların ise kökünükestik.

فَأَنجَيْنَاه ُُ وَالَّذِينَ مَعَه ُُ بِرَحْمَة ٍ مِنَّا وَقَطَعْنَا دَابِرَ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَمَا كَانُوا مُؤْمِنِينَ
Wa 'Ilá Thamūda 'Akhāhum Şāliĥāan Qāla Yā Qawmi A`budū Allāha Mā Lakum Min 'Ilahin Ghayruhu Qad Jā'atkum Bayyinatun Min Rabbikum Hadhihi Nāqatu Allāhi Lakum 'Āyatan Fadharūhā Ta'kul Fī 'Arđi Allāhi Wa Lā Tamassūhā Bisū'in Faya'khudhakum `Adhābun 'Alīmun

007073.Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i Peygamber olarak gönderdik. Dediki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için ondan başka bir ilahyoktur. Gerçekten size Rabbinizden (benim peygamber olduğumu gösterecek)açık bir delil geldi. İşte size bir mucize olarak Allah’ın şu devesi...Bırakın onu da Allah’ın mülkünde yesin, içsin. Sakın ona bir kötülüketmeyin. Yoksa sizi elem dolu bir azap yakalar.”

وَإِلَى ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحا ً قَالَ يَاقَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَه ٍٍ غَيْرُه ُُ قَدْ جَاءَتْكُمْ بَيِّنَة ٌ مِنْ رَبِّكُمْ هَذِه ِِ نَاقَةُ اللَّهِ لَكُمْ آيَة ً فَذَرُوهَا تَأْكُلْ فِي أَرْضِ اللَّهِ وَلاَ تَمَسُّوهَا بِسُوء ٍ فَيَأْخُذَكُمْ عَذَابٌ أَلِيم ٌ
Wa Adhkurū 'Idh Ja`alakum Khulafā'a Min Ba`di `Ādin Wa Bawwa'akum Al-'Arđi Tattakhidhūna Min Suhūlihā Quşūrāan Wa Tanĥitūna Al-Jibāla Buyūtāandhkurū 'Ālā'a Allāhi Wa Lā Ta`thaw Fī Al-'Arđi Mufsidīna

007074.“Hatırlayın ki Allah Âd kavminden sonra, sizi onların yerine getirdi ve siziyeryüzünde yerleştirdi. Yerin ovalarında köşkler kuruyor, dağları oyup evleryapıyorsunuz. Artık Allah’ın nimetlerini anın da yeryüzünde bozgunculuk yaparakkarışıklık çıkarmayın.”

وَاذْكُرُوا إِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَاءَ مِنْ بَعْدِ عَاد ٍ وَبَوَّأَكُمْ فِي الأَرْضِ تَتَّخِذُونَ مِنْ سُهُولِهَا قُصُورا ً وَتَنْحِتُونَ الْجِبَالَ بُيُوتا ً فَاذْكُرُوا آلاَءَ اللَّهِ وَلاَ تَعْثَوْا فِي الأَرْضِ مُفْسِدِينَ
Qāla Al-Mala'u Al-Ladhīna Astakbarū Min Qawmihi Lilladhīna Astuđ`ifū Liman 'Āmana Minhum 'Ata`lamūna 'Anna Şāliĥāan Mursalun Min Rabbihi Qālū 'Innā Bimā 'Ursila Bihi Mu'uminūna

007075.Kavminin büyüklük taslayan ileri gelenleri, küçük görülüp ezileninanmışlara, “Siz, Salih’in, Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberolduğunu (sahiden) biliyor musunuz?” dediler. Onlar da, “Biz şüphesizonunla gönderilene inananlarız” dediler.

قَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا مِنْ قَوْمِه ِِ لِلَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا لِمَنْ آمَنَ مِنْهُمْ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ صَالِحا ً مُرْسَل ٌ مِنْ رَبِّه ِِ قَالُوا إِنَّا بِمَا أُرْسِلَ بِه ِِ مُؤْمِنُونَ
Qāla Al-Ladhīna Astakbarū 'Innā Bial-Ladhī 'Āmantum Bihi Kāfirūna

007076.Büyüklük taslayanlar, “Şüphesiz biz sizin inandığınız şeyi inkaredenleriz.” dediler.

قَالَ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا إِنَّا بِالَّذِي آمَنتُمْ بِه ِِ كَافِرُونَ
Fa`aqarū An-Nāqata Wa `Ataw `An 'Amri Rabbihim Wa Qālū Yā Şāliĥu A'tinā Bimā Ta`idunā 'In Kunta Mina Al-Mursalīna

007077.Nihayet deveyi kestiler, Rablerinin emrine karşı geldiler ve “Ey Salih!Sen eğer (dediğin gibi) peygamberlerden isen, haydi bizi tehdit ettiğinazabı getir” dediler.

فَعَقَرُوا النَّاقَةَ وَعَتَوْا عَنْ أَمْرِ رَبِّهِمْ وَقَالُوا يَاصَالِحُ ائْتِنَا بِمَا تَعِدُنَا إِنْ كُنتَ مِنَ الْمُرْسَلِينَ
Fa'akhadhat/humu Ar-Rajfatu Fa'aşbaĥū Fī Dārihimthimīna

007078.Derken, onları o kuvvetli sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstühareketsiz çöke kaldılar.

فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Fatawallá `Anhum Wa Qāla Yā Qawmi Laqad 'Ablaghtukum Risālata Rabbī Wa Naşaĥtu Lakum Wa Lakin Lā Tuĥibbūna An-Nāşiĥīna

007079.Artık Salih onlardan yüz çevirdi ve “Andolsun, ben size Rabbiminvahyettiklerini tebliğ ettim ve size nasihatta bulundum. Fakat siz nasihatedenleri sevmiyorsunuz” dedi.

فَتَوَلَّى عَنْهُمْ وَقَالَ يَاقَوْمِ لَقَدْ أَبْلَغْتُكُمْ رِسَالَةَ رَبِّي وَنَصَحْتُ لَكُمْ وَلَكِنْ لاَ تُحِبُّونَ النَّاصِحِينَ
Wa Lūţāan 'Idh Qāla Liqawmihi 'Ata'tūna Al-Fāĥishata Mā Sabaqakum Bihā Min 'Aĥadin Mina Al-`Ālamīna

007080.Lût’u da Peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti:“Sizden önce âlemlerden hiçbir kimsenin yapmadığı çirkin işi miyapıyorsunuz?”

وَلُوطا ً إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ~ِ أَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ أَحَد ٍ مِنَ الْعَالَمِينَ
'Innakum Lata'tūna Ar-Rijāla Shahwatan Min Dūni An-Nisā' Bal 'Antum Qawmun Musrifūna

007081.“Hakikaten siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz.Hayır, siz haddi aşan bir toplumsunuz.”

إِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الرِّجَالَ شَهْوَة ً مِنْ دُونِ النِسَاء بَلْ أَنْتُمْ قَوْم ٌ مُسْرِفُونَ
Wa Mā Kāna Jawāba Qawmihi 'Illā 'An Qālū 'Akhrijūhum Min Qaryatikum 'Innahum 'Unāsun Yataţahharūn

007082.Kavminin cevabı ise sadece, “Çıkarın bunları memleketinizden! Güya onlarkendilerini fazla temiz tutan insanlar!...” demek oldu.

وَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِهِ~ِ إِلاَّ أَنْ قَالُوا أَخْرِجُوهُمْ مِنْ قَرْيَتِكُمْ إِنَّهُمْ أُنَاس ٌ يَتَطَهَّرُون
Fa'anjaynāhu Wa 'Ahlahu 'Illā Amra'atahu Kānat Mina Al-Ghābirīna

007083.Bunun üzerine biz de onu ve karısı dışında aile fertlerini kurtardık.Karısı ise azab içinde kalanlardan oldu.

فَأَنجَيْنَاه ُُ وَأَهْلَهُ~ُ إِلاَّ امْرَأَتَه ُُ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ
Wa 'Amţarnā `Alayhim Maţarāannžur Kayfa Kāna `Āqibatu Al-Mujrimīna

007084.Onların üstüne bir azap yağmuru yağdırdık.”1Bak, suçluların akıbetinasıl oldu.

وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ مَطَرا ً فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُجْرِمِينَ
Wa 'Ilá Madyana 'Akhāhum Shu`aybāan Qāla Yā Qawmi A`budū Allāha Mā Lakum Min 'Ilahin Ghayruhu Qad Jā'atkum Bayyinatun Min Rabbikum Fa'awfū Al-Kayla Wa Al-Mīzāna Wa Lā Tabkhasū An-Nāsa 'Ashyā 'Ahum Wa Lā Tufsidū Fī Al-'Arđi Ba`da 'Işlāĥihā Dhālikum Khayrun Lakum 'In Kuntum Mu'uminīna

007085.Medyen halkına da kardeşleri Şuayb’ı peygamber olarak gönderdik. Dediki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için ondan başka hiçbir ilahyoktur. Rabbinizden size açık bir delil gelmiştir. Artık ölçüyü ve tartıyıtam yapın. İnsanların mallarını eksiltmeyin. Düzene sokulduktan sonrayeryüzünde bozgunculuk etmeyin. İnananlar iseniz bunlar sizin içinhayırlıdır.”

وَإِلَى مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبا ً قَالَ يَاقَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَه ٍٍ غَيْرُه ُُ قَدْ جَاءَتْكُمْ بَيِّنَة ٌ مِنْ رَبِّكُمْ فَأَوْفُوا الْكَيْلَ وَالْمِيزَانَ وَلاَ تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ وَلاَ تُفْسِدُوا فِي الأَرْضِ بَعْدَ إِصْلاَحِهَا ذَلِكُمْ خَيْر ٌ لَكُمْ إِنْ كُنتُمْ مُؤْمِنِينَ
Wa Lā Taq`udū Bikulli Şirāţin Tū`idūna Wa Taşuddūna `An Sabīli Allāhi Man 'Āmana Bihi Wa Tabghūnahā `Iwajāan Wa Adhkurū 'Idh Kuntum Qalīlāan Fakaththarakum Wa Anžurū Kayfa Kāna `Āqibatu Al-Mufsidīna

007086.“Bir de, tehdit ederek Allah’ın yolundan O’na iman edenleri çevirmek,Allah’ın yolunu eğri ve çelişkili göstermek üzere her yol üstüneoturmayın. Hatırlayın ki, siz az (ve güçsüz) idiniz de o sizi çoğalttı.Bakın, bozguncuların sonu nasıl oldu!?”

وَلاَ تَقْعُدُوا بِكُلِّ صِرَاط ٍ تُوعِدُونَ وَتَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ مَنْ آمَنَ بِه ِِ وَتَبْغُونَهَا عِوَجا ً وَاذْكُرُوا إِذْ كُنتُمْ قَلِيلا ً فَكَثَّرَكُمْ وَانظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ
Wa 'In Kāna Ţā'ifatun Minkum 'Āmanū Bial-Ladhī 'Ursiltu Bihi Wa Ţā'ifatun Lam Yu'uminū Fāşbirū Ĥattá Yaĥkuma Allāhu Baynanā Wa Huwa Khayru Al-Ĥākimīna

007087.. “Eğer içinizden bir kısmı benimle gönderilen gerçeğe inanmış, birkısmı da inanmamışsa, artık Allah aramızda hükmünü verinceye kadarsabredin. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.”

وَإِنْ كَانَ طَائِفَة ٌ مِنْكُمْ آمَنُوا بِالَّذِي أُرْسِلْتُ بِه ِِ وَطَائِفَة ٌ لَمْ يُؤْمِنُوا فَاصْبِرُوا حَتَّى يَحْكُمَ اللَّهُ بَيْنَنَا وَهُوَ خَيْرُ الْحَاكِمِينَ
Qāla Al-Mala'u Al-Ladhīna Astakbarū Min Qawmihi Lanukhrijannaka Yā Shu`aybu Wa Al-Ladhīna 'Āmanū Ma`aka Min Qaryatinā 'Aw Lata`ūdunna Fī Millatinā Qāla 'Awalaw Kunnā Kārihīna

007088.Şuayb’ın kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler dediler ki: “Ey Şuayb!Andolsun, ya kesinlikle bizim dinimize dönersiniz ya da mutlaka seni ve seninlebirlikte inananları memleketimizden çıkarırız.” Şuayb, “İstemesek de mi?” dedi.

قَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا مِنْ قَوْمِه ِِ لَنُخْرِجَنَّكَ يَا شُعَيْبُ وَالَّذِينَ آمَنُوا مَعَكَ مِنْ قَرْيَتِنَا أَوْ لَتَعُودُنَّ فِي مِلَّتِنَا قَالَ أَوَلَوْ كُنَّا كَارِهِينَ
Qadi Aftaraynā `Alá Allāhi Kadhibāan 'In `Udnā Fī Millatikum Ba`da 'Idh Najjānā Allāhu Minhā Wa Mā Yakūnu Lanā 'An Na`ūda Fīhā 'Illā 'An Yashā'a Allāhu Rabbunā Wasi`a Rabbunā Kulla Shay'in `Ilmāan `Alá Allāhi Tawakkalnā Rabbanā Aftaĥ Baynanā Wa Bayna Qawminā Bil-Ĥaqqi Wa 'Anta Khayru Al-Fātiĥīna

007089.“Allah bizi sizin dininizden kurtardıktan sonra eğer ona dönersekmutlaka Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz Allah’ın dilemesiolmadıkça sizin dininize dönmemiz bizim için olacak şey değildir. Rabbimizher şeyi ilmiyle kuşatmıştır. Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik. EyRabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında gerçekle hükmet. Çünkü senhükmedenlerin en hayırlısısın.”

قَدِ افْتَرَيْنَا عَلَى اللَّهِ كَذِبا ً إِنْ عُدْنَا فِي مِلَّتِكُمْ بَعْدَ إِذْ نَجَّانَا اللَّهُ مِنْهَا وَمَا يَكُونُ لَنَا أَنْ نَعُودَ فِيهَا إِلاَّ أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّنَا وَسِعَ رَبُّنَا كُلَّ شَيْءٍ عِلْماً عَلَى اللَّهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا افْتَحْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ قَوْمِنَا بِالْحَقِّ وَأَنْتَ خَيْرُ الْفَاتِحِينَ
Wa Qāla Al-Mala'u Al-Ladhīna Kafarū Min Qawmihi La'ini Attaba`tum Shu`aybāan 'Innakum 'Idhāan Lakhāsirūna

007090.Şuayb’ın kavminden inkar eden ileri gelenler dediler ki: “(Ey ahali!)Andolsun ki eğer Şuayb’a uyarsanız o takdirde mutlaka siz zarar edenlerolursunuz.”

وَقَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ قَوْمِه ِِ لَئِنِ اتَّبَعْتُمْ شُعَيْبا ً إِنَّكُمْ إِذا ً لَخَاسِرُونَ
Fa'akhadhat/humu Ar-Rajfatu Fa'aşbaĥū Fī Dārihimthimīna

007091.Derken, onları o korkunç sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstühareketsiz çöke kaldılar.

فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Al-Ladhīna Kadhdhabū Shu`aybāan Ka'an Lam Yaghnaw Fīhā Al-Ladhīna Kadhdhabū Shu`aybāan Kānū Humu Al-Khāsirīna

007092.Şuayb’ı yalanlayanlar sanki orada hiç yaşamamışlardı. Şuayb’ıyalanlayanlar var ya, asıl ziyana uğrayanlar onlar oldu.

الَّذِينَ كَذَّبُوا شُعَيْبا ً كَأَنْ لَمْ يَغْنَوْا فِيهَا الَّذِينَ كَذَّبُوا شُعَيْبا ً كَانُوا هُمُ الْخَاسِرِينَ
Fatawallá `Anhum Wa Qāla Yā Qawmi Laqad 'Ablaghtukum Risālāti Rabbī Wa Naşaĥtu Lakum Fakayfa 'Āsá `Alá Qawmin Kāfirīna

007093.(Şuayb) onlardan yüzçevirdi ve dedi ki: “Ey kavmim! Andolsun, ben sizeRabbimin vahyettiklerini ulaştırdım. Size nasihat de ettim. Şimdi ben,inkarcı bir topluluğa nasıl üzülürüm?”

فَتَوَلَّى عَنْهُمْ وَقَالَ يَا قَوْمِ لَقَدْ أَبْلَغْتُكُمْ رِسَالاَتِ رَبِّي وَنَصَحْتُ لَكُمْ فَكَيْفَ آسَى عَلَى قَوْم ٍ كَافِرِينَ
Wa Mā 'Arsalnā Fī Qaryatin Min Nabīyin 'Illā 'Akhadhnā 'Ahlahā Bil-Ba'sā'i Wa Ađ-Đarrā'i La`allahum Yađđarra`ūna

007094.Biz hiçbir memlekete bir peygamber göndermedik ki (karşı çıkmaktanvazgeçip) yalvarıp yakarsınlar diye ora halkını yoksulluk ve sıkıntıyauğratmış olmayalım.

وَمَا أَرْسَلْنَا فِي قَرْيَة ٍ مِنْ نَبِيّ ٍ إِلاَّ أَخَذْنَا أَهْلَهَا بِالْبَأْسَاءِ وَالضَّرَّاءِ لَعَلَّهُمْ يَضَّرَّعُونَ
Thumma Baddalnā Makāna As-Sayyi'ati Al-Ĥasanata Ĥattá `Afaw Wa Qālū Qad Massa 'Ābā'anā Ađ-Đarrā'u Wa As-Sarrā'u Fa'akhadhnāhum Baghtatan Wa Hum Lā Yash`urūna

007095.Sonra kötülüğün (sıkıntı ve darlığın) yerine iyiliği (bolluk vegenişliği) getirdik. Nihayet çoğaldılar ve (nankörlük edip): “Atalarımızda darlığa uğramış ve bolluğa kavuşmuşlardı” dediler. Biz de, farkındadeğillerken onları ansızın yakaladık.

ثُمَّ بَدَّلْنَا مَكَانَ السَّيِّئَةِ الْحَسَنَةَ حَتَّى عَفَوا وَقَالُوا قَدْ مَسَّ آبَاءَنَا الضَّرَّاءُ وَالسَّرَّاءُ فَأَخَذْنَاهُمْ بَغْتَة ً وَهُمْ لاَ يَشْعُرُونَ
Wa Law 'Anna 'Ahla Al-Qurá 'Āmanū Wa Attaqaw Lafataĥnā `Alayhim Barakātin Mina As-Samā'i Wa Al-'Arđi Wa Lakin Kadhdhabū Fa'akhadhnāhum Bimā Kānū Yaksibūna

007096.Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah’a karşı gelmektensakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler (inkapılarını) açardık. Fakat onlar yalanladılar, biz de kendilerini işlediklerigünahlarından dolayı yakalayıverdik.

وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَى آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَفَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَرَكَات ٍ مِنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ وَلَكِنْ كَذَّبُوا فَأَخَذْنَاهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ
'Afa'amina 'Ahlu Al-Qurá 'An Ya'tiyahum Ba'sunā Bayātāan Wa Hum Nā'imūna

007097.Memleketlerin halkları geceleyin uyurken kendilerine azabımızıngelmesinden emin mi oldular?

أَفَأَمِنَ أَهْلُ الْقُرَى أَنْ يَأْتِيَهُمْ بَأْسُنَا بَيَاتا ً وَهُمْ نَائِمُونَ
'Awa 'Amina 'Ahlu Al-Qurá 'An Ya'tiyahum Ba'sunā Đuĥáan Wa Hum Yal`abūna

007098.Ya da o memleketlerin halkları kuşluk vakti gülüp oynarken kendilerineazabımızın gelmesinden emin mi oldular?

أَوَ أَمِنَ أَهْلُ الْقُرَى أَنْ يَأْتِيَهُمْ بَأْسُنَا ضُحى ً وَهُمْ يَلْعَبُونَ
'Afa'aminū Makra Allāhi Falā Ya'manu Makra Allāhi 'Illā Al-Qawmu Al-Khāsirūna

007099.Yoksa Allah’ın tuzağından emin mi oldular? Ziyana uğrayan kavimdenbaşkası Allah’ın tuzağından emin olamaz.13

أَفَأَمِنُوا مَكْرَ اللَّهِ فَلاَ يَأْمَنُ مَكْرَ اللَّهِ إِلاَّ الْقَوْمُ الْخَاسِرُونَ
'Awalam Yahdi Lilladhīna Yarithūna Al-'Arđa Min Ba`di 'Ahlihā 'An Law Nashā'u 'Aşabnāhum Bidhunūbihim Wa Naţba`u `Alá Qulūbihim Fahum Lā Yasma`ūna

007100.Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne varis olanlara şu gerçek apaçıkbelli olmadı mı ki, biz dileseydik onları da (öncekiler gibi) günahlarıyüzünden cezalandırırdık. Biz onların kalplerini mühürleriz de onlar hakkıişitmezler.

أَوَلَمْ يَهْدِ لِلَّذِينَ يَرِثُونَ الأَرْضَ مِنْ بَعْدِ أَهْلِهَا أَنْ لَوْ نَشَاءُ أَصَبْنَاهُمْ بِذُنُوبِهِمْ وَنَطْبَعُ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لاَ يَسْمَعُونَ
Tilka Al-Qurá Naquşşu `Alayka Min 'Anbā'ihā Wa Laqad Jā'at/hum Rusuluhum Bil-Bayyināti Famā Kānū Liyu'uminū Bimā Kadhdhabū Min Qablu Kadhālika Yaţba`u Allāhu `Alá Qulūbi Al-Kāfirīna

007101.İşte memleketler! Onların haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz.Andolsun, peygamberleri onlara apaçık deliller getirmişti. Fakat onlardaha önce yalanladıklarına inanacak değillerdi. Allah kafirlerinkalplerini işte böyle mühürler.

تِلْكَ الْقُرَى نَقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ أَنْبَائِهَا وَلَقَدْ جَاءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَمَا كَانُوا لِيُؤْمِنُوا بِمَا كَذَّبُوا مِنْ قَبْلُ كَذَلِكَ يَطْبَعُ اللَّهُ عَلَى قُلُوبِ الْكَافِرِينَ
Wa Mā Wajadnā Li'ktharihim Min `Ahdin Wa 'In Wajadnā 'Aktharahum Lafāsiqīna

007102.Biz onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulmadık. Amagerçekten onların çoklarını yoldan çıkmış kimseler bulduk.

وَمَا وَجَدْنَا لِأكْثَرِهِمْ مِنْ عَهْد ٍ وَإِنْ وَجَدْنَا أَكْثَرَهُمْ لَفَاسِقِينَ
Thumma Ba`athnā Min Ba`dihim Mūsá Bi'āyātinā 'Ilá Fir`awna Wa Mala'ihi Fažalamū Bihā Fānžur Kayfa Kāna `Āqibatu Al-Mufsidīna

007103.Sonra onların ardından Mûsâ’yı, apaçık mucizelerimizle Firavun’a veonun ileri gelen adamlarına peygamber olarak gönderdik de onları(mucizeleri) inkar ettiler. Bak, bozguncuların sonu nasıl oldu.

ثُمَّ بَعَثْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ مُوسَى بِآيَاتِنَا إِلَى فِرْعَوْنَ وَمَلَئِه ِِ فَظَلَمُوا بِهَا فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ
Wa Qāla Mūsá Yā Fir`awnu 'Innī Rasūlun Min Rabbi Al-`Ālamīna

007104.Mûsâ dedi ki: “Ey Firavun! Şüphesiz ki ben âlemlerin Rabbi tarafındangönderilmiş bir peygamberim.”

وَقَالَ مُوسَى يَا فِرْعَوْنُ إِنِّي رَسُول ٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ĥaqīqun `Alá 'An Lā 'Aqūla `Alá Allāhi 'Illā Al-Ĥaqqa Qad Ji'tukum Bibayyinatin Min Rabbikum Fa'arsil Ma`ī Banī 'Isrā'īla

007105.Bana, Allah’a karşı sadece gerçeği söylemem yaraşır. Ben size Rabbinizden açıkbir delil (mucize) getirdim. Artık İsrailoğullarını benimle gönder.14

حَقِيقٌ عَلَى أَنْ لاَ أَقُولَ عَلَى اللَّهِ إِلاَّ الْحَقَّ قَدْ جِئْتُكُمْ بِبَيِّنَة ٍ مِنْ رَبِّكُمْ فَأَرْسِلْ مَعِي بَنِي إِسْرَائِيلَ
Qāla 'In Kunta Ji'ta Bi'āyatin Fa'ti Bihā 'In Kunta Mina Aş-Şādiqīna

007106.Firavun, “Eğer açık bir delil getirdiysen haydi göster onu bakalım,şayet doğru söyleyenlerden isen” dedi.

قَالَ إِنْ كُنتَ جِئْتَ بِآيَة ٍ فَأْتِ بِهَا إِنْ كُنتَ مِنَ الصَّادِقِينَ
Fa'alqá `Aşāhu Fa'idhā Hiya Thu`bānun Mubīnun

007107.Bunun üzerine Mûsâ asasını yere attı. Bir de ne görsünler, apaçık birejderha.

فَأَلْقَى عَصَاه ُُ فَإِذَا هِيَ ثُعْبَان ٌ مُبِين ٌ
Wa Naza`a Yadahu Fa'idhā Hiya Bayđā'u Lilnnāžirīna

007108.Elini (koynundan) çıkardı. Bir de ne görsünler o, bakanlar için,bembeyaz olmuş.15

وَنَزَعَ يَدَه ُُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاءُ لِلنَّاظِرِينَ
Qāla Al-Mala'u Min Qawmi Fir`awna 'Inna Hādhā Lasāĥirun `Alīmun

007109.Firavun’un kavminden ileri gelenler dediler ki: “Şüphesiz bu adam ustabir sihirbazdır.”

قَالَ الْمَلَأُ مِنْ قَوْمِ فِرْعَوْنَ إِنَّ هَذَا لَسَاحِرٌ عَلِيم ٌ
Yurīdu 'An Yukhrijakum Min 'Arđikum Famādhā Ta'murūna

007110.“Sizi yerinizden çıkarmak istiyor.” Firavun ileri gelenlere, “Öyle isesiz ne düşünüyorsunuz?” dedi.16

يُرِيدُ أَنْ يُخْرِجَكُمْ مِنْ أَرْضِكُمْ فَمَاذَا تَأْمُرُونَ
Qālū 'Arjihi Wa 'Akhāhu Wa 'Arsil Fī Al-Madā'ini Ĥāshirīna

007111.Onlar şöyle dediler: “Mûsâ’yı ve kardeşini (bir süre) beklet(haklarında bir işlem yapma) ve şehirlere toplayıcılar yolla.”

قَالُوا أَرْجِه ِِ وَأَخَاه ُُ وَأَرْسِلْ فِي الْمَدَائِنِ حَاشِرِينَ
Ya'tūka Bikulli Sāĥirin `Alīmin

007112.“Bütün usta sihirbazları (toplayıp) sana getirsinler.”

يَأْتُوكَ بِكُلِّ سَاحِرٍ عَلِيم ٍ
Wa Jā'a As-Saĥaratu Fir`awna Qālū 'Inna Lanā La'ajrāan 'In Kunnā Naĥnu Al-Ghālibīna

007113.Sihirbazlar Firavun’a geldiler. “Galip gelenler biz olursak mutlakabize bir mükafat vardır, değil mi?” dediler.

وَجَاءَ السَّحَرَةُ فِرْعَوْنَ قَالُوا إِنَّ لَنَا لَأَجْرا ً إِنْ كُنَّا نَحْنُ الْغَالِبِينَ
Qāla Na`am Wa 'Innakum Lamina Al-Muqarrabīna

007114.Firavun, “Evet. Üstelik siz (ücretle de kalmayacaksınız) mutlaka benimen yakınlarımdan olacaksınız” dedi.

قَالَ نَعَمْ وَإِنَّكُمْ لَمِنَ الْمُقَرَّبِينَ
Qālū Yā Mūsá 'Immā 'An Tulqiya Wa 'Immā 'An Nakūna Naĥnu Al-Mulqīna

007115.(Sihirbazlar), “Ey Mûsâ!” Ya önce sen at, ya da önce atanlar bizolalım” dediler.

قَالُوا يَا مُوسَى إِمَّا أَنْ تُلْقِيَ وَإِمَّا أَنْ نَكُونَ نَحْنُ الْمُلْقِينَ
Qāla 'Alqū Falammā 'Alqaw Saĥarū 'A`yuna An-Nāsi Wa Astarhabūhum Wa Jā'ū Bisiĥrin `Ažīmin

007116.(Mûsâ), “Siz atın” dedi. Bunun üzerine onlar (ellerindekini) atıncainsanların gözlerini büyülediler ve onlara korku saldılar. Büyük bir sihiryaptılar.

قَالَ أَلْقُوا فَلَمَّا أَلْقَوْا سَحَرُوا أَعْيُنَ النَّاسِ وَاسْتَرْهَبُوهُمْ وَجَاءُوا بِسِحْرٍ عَظِيم ٍ
Wa 'Awĥaynā 'Ilá Mūsá 'An 'Alqi `Aşāka Fa'idhā Hiya Talqafu Mā Ya'fikūna

007117.Biz de Mûsâ’ya, “Elindeki değneğini at” diye vahyettik. Bir de negörsünler o, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor.

وَأَوْحَيْنَا إِلَى مُوسَى أَنْ أَلْقِ عَصَاكَ فَإِذَا هِيَ تَلْقَفُ مَا يَأْفِكُونَ
Fawaqa`a Al-Ĥaqqu Wa Baţala Mā Kānū Ya`malūna

007118.Böylece hak yerini buldu ve onların yapmış oldukları şeylerin hepsiboşa çıktı.

فَوَقَعَ الْحَقُّ وَبَطَلَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Faghulibū Hunālika Wa Anqalabū Şāghirīna

007119.Artık orada yenilmişler ve küçük düşmüşlerdi.

فَغُلِبُوا هُنَالِكَ وَانقَلَبُوا صَاغِرِينَ
Wa 'Ulqiya As-Saĥaratu Sājidīna

007120.Sihirbazlar ise secdeye kapandılar.

وَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سَاجِدِينَ
Qālū 'Āmannā Birabbi Al-`Ālamīna

007121.“Âlemlerin Rabbine iman ettik” dediler.

قَالُوا آمَنَّا بِرَبِّ الْعَالَمِينَ
Rabbi Mūsá Wa Hārūna

007122.“Mûsâ ve Hârûn’un Rabbine.”

رَبِّ مُوسَى وَهَارُونَ
Qāla Fir`awnu 'Āmantum Bihi Qabla 'An 'Ādhana Lakum 'Inna Hādhā Lamakrun Makartumūhu Fī Al-Madīnati Litukhrijū Minhā 'Ahlahā Fasawfa Ta`lamūna

007123.Firavun, “Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha!” dedi. “Şüphesizbu halkını oradan çıkarmak için şehirde kurduğunuz bir tuzaktır.Göreceksiniz!”

قَالَ فِرْعَوْنُ آمَنتُمْ بِه ِِ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ إِنَّ هَذَا لَمَكْر ٌ مَكَرْتُمُوه ُُ فِي الْمَدِينَةِ لِتُخْرِجُوا مِنْهَا أَهْلَهَا فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ
La'uqaţţi`anna 'Aydiyakum Wa 'Arjulakum Min Khilāfin Thumma La'uşallibannakum 'Ajma`īna

007124.“Mutlaka sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonrada (ibret olsun diye) sizin tümünüzü elbette asacağım.”

لَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلاَف ٍ ثُمَّ لَأُصَلِّبَنَّكُمْ أَجْمَعِينَ
Qālū 'Innā 'Ilá Rabbinā Munqalibūna

007125.Dediler ki: “Biz mutlaka Rabbimize döneceğiz.”

قَالُوا إِنَّا إِلَى رَبِّنَا مُنقَلِبُونَ
Wa Mā Tanqimu Minnā 'Illā 'An 'Āmannā Bi'āyāti Rabbinā Lammā Jā'atnā Rabbanā 'Afrigh `Alaynā Şabrāan Wa Tawaffanā Muslimīna

007126.“Sen sırf, Rabbimizin âyetleri bize geldiğinde iman ettiğimiz içinbize hınç duyuyorsun. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve müslümanolarak bizim canımızı al.”

وَمَا تَنقِمُ مِنَّا إِلاَّ أَنْ آمَنَّا بِآيَاتِ رَبِّنَا لَمَّا جَاءَتْنَا رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرا ً وَتَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ
Wa Qāla Al-Mala'u Min Qawmi Fir`awna 'Atadharu Mūsá Wa Qawmahu Liyufsidū Fī Al-'Arđi Wa Yadharaka Wa 'Ālihataka Qāla Sanuqattilu 'Abnā'ahum Wa Nastaĥyī Nisā'ahum Wa 'Innā Fawqahum Qāhirūna

007127.Firavun’un kavminden ileri gelenler dediler ki: “Sen (sihirbazlarıcezalandıracaksın da) Mûsâ’yı ve kavmini, bu ülkede fesat çıkarsınlar,seni ve ilahlarını terk etsinler diye bırakacak mısın?” Firavun, “Bizonların oğullarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız. Biz onlarınüzerinde ezici bir güce sahibiz?” dedi.

وَقَالَ الْمَلَأُ مِنْ قَوْمِ فِرْعَوْنَ أَتَذَرُ مُوسَى وَقَوْمَه ُُ لِيُفْسِدُوا فِي الأَرْضِ وَيَذَرَكَ وَآلِهَتَكَ قَالَ سَنُقَتِّلُ أَبْنَاءَهُمْ وَنَسْتَحْيِي نِسَاءَهُمْ وَإِنَّا فَوْقَهُمْ قَاهِرُونَ
Qāla Mūsá Liqawmihi Asta`īnū Billāhi Wa Aşbirū 'Inna Al-'Arđa Lillāhi Yūrithuhā Man Yashā'u Min `Ibādihi Wa Al-`Āqibatu Lilmuttaqīna

007128.Mûsâ kavmine, “Allah’tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz yeryüzüAllah’ındır. Ona, kullarından dilediğini mirasçı kılar. Sonuç Allah’akarşı gelmekten sakınanlarındır” dedi.

قَالَ مُوسَى لِقَوْمِهِ اسْتَعِينُوا بِاللَّهِ وَاصْبِرُوا إِنَّ الأَرْضَ لِلَّهِ يُورِثُهَا مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِه ِِ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ
Qālū 'Ūdhīnā Min Qabli 'An Ta'tiyanā Wa Min Ba`di Mā Ji'tanā Qāla `Asá Rabbukum 'An Yuhlika `Adūwakum Wa Yastakhlifakum Al-'Arđi Fayanžura Kayfa Ta`malūna

007129.Dediler ki: “Sen bize gelmeden önce de bize işkence edildi, geldiktensonra da.” Mûsâ, “Umulur ki, Rabbiniz düşmanınızı helak edecek ve sizi buyerde (Mısır’da) egemen kılıp, nasıl davranacağınıza bakacaktır” dedi.

قَالُوا أُوذِينَا مِنْ قَبْلِ أَنْ تَأْتِيَنَا وَمِنْ بَعْدِ مَا جِئْتَنَا قَالَ عَسَى رَبُّكُمْ أَنْ يُهْلِكَ عَدُوَّكُمْ وَيَسْتَخْلِفَكُمْ فِي الأَرْضِ فَيَنظُرَ كَيْفَ تَعْمَلُونَ
Wa Laqad 'Akhadhnā 'Āla Fir`awna Bis-Sinīna Wa Naqşin Mina Ath-Thamarāti La`allahum Yadhdhakkarūna

007130.Andolsun biz, Firavun ailesini, öğüt alsınlar diye yıllarca sürenkıtlık ve ürün eksikliği ile cezalandırdık.

وَلَقَدْ أَخَذْنَا آلَ فِرْعَوْنَ بِالسِّنِينَ وَنَقْص ٍ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ
Fa'idhā Jā'at/humu Al-Ĥasanatu Qālū Lanā Hadhihi Wa 'In Tuşibhum Sayyi'atun Yaţţayyarū Bimūsá Wa Man Ma`ahu 'Alā 'Innamā Ţā'iruhum `Inda Allāhi Wa Lakinna 'Aktharahum Lā Ya`lamūna

007131.Fakat onlara iyilik geldiği zaman, “Bu bizimdir, (biz çalışıp kazandık)” derler.Eğer başlarına bir kötülük gelirse Mûsâ ve beraberindekilerin uğursuzluğunayorarlardı. İyi bilin ki onların uğursuzluk sebebi ancak Allah katında(yazılı)dır. Fakat çokları bilmezler.

فَإِذَا جَاءَتْهُمُ الْحَسَنَةُ قَالُوا لَنَا هَذِه ِِ وَإِنْ تُصِبْهُمْ سَيِّئَة ٌ يَطَّيَّرُوا بِمُوسَى وَمَنْ مَعَهُ~ُ أَلاَ إِنَّمَا طَائِرُهُمْ عِنْدَ اللَّهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ
Wa Qālū Mahmā Ta'tinā Bihi Min 'Āyatin Litasĥaranā Bihā Famā Naĥnu Laka Bimu'uminīna

007132.Dediler ki: “Bizi büyülemek için her ne getirirsen getir, biz sanainanacak değiliz.”

وَقَالُوا مَهْمَا تَأْتِنَا بِه ِِ مِنْ آيَة ٍ لِتَسْحَرَنَا بِهَا فَمَا نَحْنُ لَكَ بِمُؤْمِنِينَ
Fa'arsalnā `Alayhimu Aţ-Ţūfāna Wa Al-Jarāda Wa Al-Qummala Wa Ađ-Đafādi`a Wa Ad-Dama 'Āyātin Mufaşşalātin Fāstakbarū Wa Kānū Qawmāan Mujrimīna

007133.Biz de, her biri ayrı ayrı birer mucize olmak üzere başlarına tufan,çekirge, ürün güvesi (haşerât), kurbağalar ve kan gönderdik. (Hiçbirindenders almadılar.) Büyüklük tasladılar ve suçlu bir kavim oldular.

فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمُ الطُّوفَانَ وَالْجَرَادَ وَالْقُمَّلَ وَالضَّفَادِعَ وَالدَّمَ آيَات ٍ مُفَصَّلاَت ٍ فَاسْتَكْبَرُوا وَكَانُوا قَوْما ً مُجْرِمِينَ
Wa Lammā Waqa`a `Alayhimu Ar-Rijzu Qālū Yā Mūsá Ad`u Lanā Rabbaka Bimā `Ahida `Indaka La'in Kashafta `Annā Ar-Rijza Lanu'uminanna Laka Wa Lanursilanna Ma`aka Banī 'Isrā'īla

007134.Üzerlerine azap çökünce, “Ey Mûsâ! Rabbinin sana verdiği söz uyarıncabizim için dua et. Eğer azabı üzerimizden kaldırırsan, mutlaka sanainanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte elbette göndereceğiz”dediler.

وَلَمَّا وَقَعَ عَلَيْهِمُ الرِّجْزُ قَالُوا يَا مُوسَى ادْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِنْدَكَ لَئِنْ كَشَفْتَ عَنَّا الرِّجْزَ لَنُؤْمِنَنَّ لَكَ وَلَنُرْسِلَنَّ مَعَكَ بَنِي إِسْرَائِيلَ
Falammā Kashafnā `Anhumu Ar-Rijza 'Ilá 'Ajalin Hum Bālighūhu 'Idhā Hum Yankuthūna

007135.Fakat erişecekleri bir süreye kadar biz azabı üzerlerinden kaldırıncahemen yeminlerini bozarlar.

فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُمُ الرِّجْزَ إِلَى أَجَلٍ هُمْ بَالِغُوهُ~ُ إِذَا هُمْ يَنكُثُونَ
ntaqamnā Minhum Fa'aghraqnāhum Al-Yammi Bi'annahum Kadhdhabū Bi'āyātinā Wa Kānū `Anhā Ghāfilīna

007136.Bu yüzden onlardan intikam aldık. Âyetlerimizi yalanlamaları ve onlarıumursamamaları sebebiyle kendilerini denizde boğduk.

فَانتَقَمْنَا مِنْهُمْ فَأَغْرَقْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ بِأَنَّهُمْ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَكَانُوا عَنْهَا غَافِلِينَ
Wa 'Awrath Al-Qawma Al-Ladhīna Kānū Yustađ`afūna Mashāriqa Al-'Arđi Wa Maghāribahā Allatī Bāraknā Fīhā Wa Tammat Kalimatu Rabbika Al-Ĥusná `Alá Banī 'Isrā'īla Bimā Şabarū Wa Dammarnā Mā Kāna Yaşna`u Fir`awnu Wa Qawmuhu Wa Mā Kānū Ya`rishūna

007137.Hor görülüp ezilmekte olan kavmi (İsrailoğullarını), toprağına bollukve bereket verdiğimiz yerin doğu ve batı taraflarına mirasçı kıldık.Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel söz, onların sabretmelerikarşılığında gerçekleşti.1Firavun ve kavminin yaptıklarını ve (özenlekurup) yükselttiklerini yerle bir ettik.

وَأَوْرَثْنَا الْقَوْمَ الَّذِينَ كَانُوا يُسْتَضْعَفُونَ مَشَارِقَ الأَرْضِ وَمَغَارِبَهَا الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا وَتَمَّتْ كَلِمَةُ رَبِّكَ الْحُسْنَى عَلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ بِمَا صَبَرُوا وَدَمَّرْنَا مَا كَانَ يَصْنَعُ فِرْعَوْنُ وَقَوْمُه ُُ وَمَا كَانُوا يَعْرِشُونَ
Wa Jāwaznā Bibanī 'Isrā'īla Al-Baĥra Fa'ataw `Alá Qawmin Ya`kufūna `Alá 'Aşnāmin Lahum Qālū Yā Mūsá Aj`al Lanā 'Ilahāan Kamā Lahum 'Ālihatun Qāla 'Innakum Qawmun Tajhalūna

007138.İsrailoğullarını denizden geçirdik. Derken, kendilerine ait putlara tapan birkavme rastladılar. İsrailoğulları, “Ey Mûsâ! Onların kendilerine ait ilahları(putları) olduğu gibi sen de bize ait bir ilah yapsana” dediler. Mûsa şöylededi: “Şüphesiz siz cahillik eden bir kavimsiniz.”

وَجَاوَزْنَا بِبَنِي إِسْرَائِيلَ الْبَحْرَ فَأَتَوْا عَلَى قَوْم ٍ يَعْكُفُونَ عَلَى أَصْنَام ٍ لَهُمْ قَالُوا يَامُوسَى اجْعَل لَنَا إِلَها ً كَمَا لَهُمْ آلِهَة ٌ قَالَ إِنَّكُمْ قَوْم ٌ تَجْهَلُونَ
'Inna Hā'uulā' Mutabbarun Mā Hum Fīhi Wa Bāţilun Mā Kānū Ya`malūna

007139.Şüphesiz bunların (din diye) içinde bulundukları şey yok olmayamahkumdur. Yapmakta olduklarının hepsi batıldır.”

إِنَّ هَاؤُلاَء مُتَبَّر ٌ مَا هُمْ فِيه ِِ وَبَاطِل ٌ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Qāla 'Aghayra Allāhi 'Abghīkum 'Ilahāan Wa Huwa Fađđalakum `Alá Al-`Ālamīna

007140.“Sizi âlemlere üstün kılmış iken, Allah’tan başka ilah mı araştırayımsize?”

قَالَ أَغَيْرَ اللَّهِ أَبْغِيكُمْ إِلَها ً وَهُوَ فَضَّلَكُمْ عَلَى الْعَالَمِينَ
Wa 'Idh 'Anjaynākum Min 'Āli Fir`awna Yasūmūnakum Sū'a Al-`Adhābi Yuqattilūna 'Abnā'akum Wa Yastaĥyūna Nisā'akum Wa Fī Dhālikum Balā'un Min Rabbikum `Ažīmun

007141.Hani sizi Firavun ailesinden kurtarmıştık. Onlar size en kötüişkenceyi uyguluyorlardı. Oğullarınızı öldürüyor, kadınlarınızı sağbırakıyorlardı. Bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.

وَإِذْ أَنجَيْنَاكُمْ مِنْ آلِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ يُقَتِّلُونَ أَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ وَفِي ذَلِكُمْ بَلاَء ٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظِيم ٌ
Wa Wā`adnā Mūsá Thalāthīna Laylatan Wa 'Atmamnāhā Bi`ashrin Fatamma Mīqātu Rabbihi 'Arba`īna Laylatan Wa Qāla Mūsá Li'khīhi Hārūna Akhlufnī Fī Qawmī Wa 'Aşliĥ Wa Lā Tattabi` Sabīla Al-Mufsidīna

007142.Mûsâ’ya otuz gece süre belirledik, buna on (gece) daha kattık. BöyleceRabbinin belirlediği vakit kırk geceye tamamlandı. Mûsâ kardeşi Hârûn’a,“Kavmim arasında benim yerime geç ve yapıcı ol. Sakın bozguncuların yolunauyma” dedi.18

وَوَاعَدْنَا مُوسَى ثَلاَثِينَ لَيْلَة ً وَأَتْمَمْنَاهَا بِعَشْر ٍ فَتَمَّ مِيقَاتُ رَبِّهِ~ِ أَرْبَعِينَ لَيْلَة ً وَقَالَ مُوسَى لِأخِيه ِِ هَارُونَ اخْلُفْنِي فِي قَوْمِي وَأَصْلِحْ وَلاَ تَتَّبِعْ سَبِيلَ الْمُفْسِدِينَ
Wa Lammā Jā'a Mūsá Limīqātinā Wa Kallamahu Rabbuhu Qāla Rabbi 'Arinī 'Anžur 'Ilayka Qāla Lan Tarānī Wa Lakini Anžur 'Ilá Al-Jabali Fa'ini Astaqarra Makānahu Fasawfa Tarānī Falammā Tajallá Rabbuhu Liljabali Ja`alahu Dakkāan Wa Kharra Mūsá Şa`iqāan Falammā 'Afāqa Qāla Subĥānaka Tubtu 'Ilayka Wa 'Anā 'Awwalu Al-Mu'uminīna

007143.Mûsa, belirlediğimiz yere (Tûr’a) gelip Rabbi de ona konuşunca,“Rabbim! Bana (kendini) göster, sana bakayım” dedi. Allah da, “Beni(dünyada) katiyen göremezsin. Fakat (şu) dağa bak, eğer o yerinde durursasen de beni görebilirsin.” dedi. Rabbi dağa tecelli edinceonudarmadağın ediverdi. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca, “Seni eksikliklerdenuzak tutarım Allah’ım! Sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim” dedi.

وَلَمَّا جَاءَ مُوسَى لِمِيقَاتِنَا وَكَلَّمَه ُُ رَبُّه ُُ قَالَ رَبِّ أَرِنِي أَنظُرْ إِلَيْكَ قَالَ لَنْ تَرَانِي وَلَكِنِ انظُرْ إِلَى الْجَبَلِ فَإِنِ اسْتَقَرَّ مَكَانَه ُُ فَسَوْفَ تَرَانِي فَلَمَّا تَجَلَّى رَبُّه ُُ لِلْجَبَلِ جَعَلَه ُُ دَكّا ً وَخَرَّ مُوسَى صَعِقا ً فَلَمَّا أَفَاقَ قَالَ سُبْحَانَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ وَأَنَا أَوَّلُ الْمُؤْمِنِينَ
Qāla Yā Mūsá 'Innī Aşţafaytuka `Alá An-Nāsi Birisālātī Wa Bikalāmī Fakhudh Mā 'Ātaytuka Wa Kun Mina Ash-Shākirīna

007144.(Allah) “Ey Mûsâ! Vahiylerim ve konuşmamla seni insanlar üzerine seçkin kıldım.Öyleyse sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol” dedi.

قَالَ يَامُوسَى إِنِّي اصْطَفَيْتُكَ عَلَى النَّاسِ بِرِسَالاَتِي وَبِكَلاَمِي فَخُذْ مَا آتَيْتُكَ وَكُنْ مِنَ الشَّاكِرِينَ
Wa Katabnā Lahu Fī Al-'Alwāĥi Min Kulli Shay'in Maw`ižatan Wa Tafşīlāan Likulli Shay'in Fakhudh/hā Biqūwatin Wa 'Mur Qawmaka Ya'khudhū Bi'aĥsanihā Sa'urīkum Dāra Al-Fāsiqīna

007145.Mûsâ için, Tevrat levhalarında her şeye dair bir öğüt ve her şeyinbir açıklamasını yazdık ve ona şöyle dedik: “Şimdi onları kuvvetle tut,kavmine de emret. Onları en güzeliyle alsınlar (uygulasınlar). Yakındasize fasıkların yurdunu göstereceğim.”

وَكَتَبْنَا لَه ُُ فِي الأَلْوَاحِ مِنْ كُلِّ شَيْء ٍ مَوْعِظَة ً وَتَفْصِيلا ً لِكُلِّ شَيْء ٍ فَخُذْهَا بِقُوَّة ٍ وَأْمُرْ قَوْمَكَ يَأْخُذُوا بِأَحْسَنِهَا سَأُرِيكُمْ دَارَ الْفَاسِقِينَ
Sa'aşrifu `An 'Āyātiya Al-Ladhīna Yatakabbarūna Fī Al-'Arđi Bighayri Al-Ĥaqqi Wa 'In Yaraw Kulla 'Āyatin Lā Yu'uminū Bihā Wa 'In Yaraw Sabīla Ar-Rushdi Lā Yattakhidhūhu Sabīlāan Wa 'In Yaraw Sabīla Al-Ghayyi Yattakhidhūhu Sabīlāan Dhālika Bi'annahum Kadhdhabū Bi'āyātinā Wa Kānū `Anhā Ghāfilīna

007146.Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları âyetlerimdenuzaklaştıracağım. (Onlar) her âyeti görseler de ona iman etmezler. Doğruyolu görseler onu yol edinmezler. Ama sapıklık yolunu görseler onu(hemen)yol edinirler. Bu, onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve onlardanhep gafil olmaları sebebiyledir.

سَأَصْرِفُ عَنْ آيَاتِيَ الَّذِينَ يَتَكَبَّرُونَ فِي الأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَإِنْ يَرَوْا كُلَّ آيَة ٍ لاَ يُؤْمِنُوا بِهَا وَإِنْ يَرَوْا سَبِيلَ الرُّشْدِ لاَ يَتَّخِذُوه ُُ سَبِيلا ً وَإِنْ يَرَوْا سَبِيلَ الغَيِّ يَتَّخِذُوه ُُ سَبِيلا ً ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَكَانُوا عَنْهَا غَافِلِينَ
Wa Al-Ladhīna Kadhdhabū Bi'āyātinā Wa Liqā'i Al-'Ākhirati Ĥabiţat 'A`māluhum Hal Yujzawna 'Illā Mā Kānū Ya`malūna

007147.Âyetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanların amelleri boşaçıkmıştır. Onlar ancak yapmakta olduklarının cezasını çekerler.

وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَلِقَاءِ الآخِرَةِ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ هَلْ يُجْزَوْنَ إِلاَّ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Wa Attakhadha Qawmu Mūsá Min Ba`dihi Min Ĥulīyihim `Ijlāan Jasadāan Lahu Khuwārun 'Alam Yaraw 'Annahu Lā Yukallimuhum Wa Lā Yahdīhim Sabīlāan Attakhadhūhu Wa Kānū Žālimīna

007148.Mûsâ’nın kavmi onun (Tur’a gitmesinin) ardından, ziynet eşyalarından,böğürmesi olan bir buzağı heykeli (yaparak ilah) edindiler. Onunkendileriyle konuşmadığını ve onlara hiçbir yol göstermediğini görmedilermi? (Böyle iken) onu (ilah) edindiler de zalim kimseler oldular.

وَاتَّخَذَ قَوْمُ مُوسَى مِنْ بَعْدِه ِِ مِنْ حُلِيِّهِمْ عِجْلا ً جَسَدا ً لَه ُُ خُوَارٌ أَلَمْ يَرَوْا أَنَّهُ لاَ يُكَلِّمُهُمْ وَلاَ يَهْدِيهِمْ سَبِيلا ً اتَّخَذُوه ُُ وَكَانُوا ظَالِمِينَ
Wa Lammā Suqiţa Fī 'Aydīhim Wa Ra'aw 'Annahum Qad Đallū Qālū La'in Lam Yarĥamnā Rabbunā Wa Yaghfir Lanā Lanakūnanna Mina Al-Khāsirīna

007149.İsrailoğulları (yaptıklarına) pişman olup, gerçekten sapmışolduklarını görünce, “Eğer Rabbimiz bize acımaz ve bizi bağışlamazsa,mutlaka ziyana uğrayanlardan oluruz” dediler.

وَلَمَّا سُقِطَ فِي أَيْدِيهِمْ وَرَأَوْا أَنَّهُمْ قَدْ ضَلُّوا قَالُوا لَئِنْ لَمْ يَرْحَمْنَا رَبُّنَا وَيَغْفِرْ لَنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ
Wa Lammā Raja`a Mūsá 'Ilá Qawmihi Ghađbāna 'Asifāan Qāla Bi'samā Khalaftumūnī Min Ba`dī 'A`ajiltum 'Amra Rabbikum Wa 'Alqá Al-'Alwāĥa Wa 'Akhadha Bira'si 'Akhīhi Yajurruhu 'Ilayhi Qāla Abna 'Umma 'Inna Al-Qawma Astađ`afūnī Wa Kādū Yaqtulūnanī Falā Tushmit Biya Al-'A`dā'a Wa Lā Taj`alnī Ma`a Al-Qawmi Až-Žālimīna

007150.Mûsâ, kavmine kızgın ve üzgün olarak döndüğünde, “Benden sonra arkamdan ne kötüişler yaptınız! Rabbinizin emrini beklemeyip acele mi ettiniz?” dedi.(Öfkesinden) levhaları attı ve kardeşinin saçından tuttu, onu kendine doğruçekmeye başladı. (Kardeşi) “Ey anamoğlu” dedi, “Kavim beni güçsüz buldu. Azkalsın beni öldürüyorlardı. Sen de bana böyle davranarak düşmanları sevindirme.Beni o zalimler topluluğu ile bir tutma.”

وَلَمَّا رَجَعَ مُوسَى إِلَى قَوْمِه ِِ غَضْبَانَ أَسِفا ً قَالَ بِئْسَمَا خَلَفْتُمُونِي مِنْ بَعْدِي أَعَجِلْتُمْ أَمْرَ رَبِّكُمْ وَأَلْقَى الأَلْوَاحَ وَأَخَذَ بِرَأْسِ أَخِيه ِِ يَجُرُّهُ~ُ إِلَيْهِ قَالَ ابْنَ أُمَّ إِنَّ الْقَوْمَ اسْتَضْعَفُونِي وَكَادُوا يَقْتُلُونَنِي فَلاَ تُشْمِتْ بِيَ الأَعْدَاءَ وَلاَ تَجْعَلْنِي مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Qāla Rabbi Aghfir Lī Wa Li'akhī Wa 'Adkhilnā Fī Raĥmatika Wa 'Anta 'Arĥamu Ar-Rāĥimīna

007151.(Mûsâ), “Ey Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla. Bizi kendi rahmetinesok. Sen merhametlilerin en merhametlisisin” dedi.

قَالَ رَبِّ اغْفِرْ لِي وَلِأَخِي وَأَدْخِلْنَا فِي رَحْمَتِكَ وَأَنْتَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ
'Inna Al-Ladhīna Attakhadhū Al-`Ijla Sayanāluhum Ghađabun Min Rabbihim Wa Dhillatun Al-Ĥayāati Ad-Dunyā Wa Kadhalika Naj Al-Muftarīna

007152.Buzağıyı ilah edinenlere mutlaka (ahirette) Rablerinden bir gazab,dünya hayatında ise bir zillet erişecektir. İşte biz iftiracıları böylecezalandırırız.

إِنَّ الَّذِينَ اتَّخَذُوا الْعِجْلَ سَيَنَالُهُمْ غَضَب ٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَذِلَّة ٌ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُفْتَرِينَ
Wa Al-Ladhīna `Amilū As-Sayyi'āti Thumma Tābū Min Ba`dihā Wa 'Āmanū 'Inna Rabbaka Min Ba`dihā Laghafūrun Raĥīmun

007153.Kötülükleri işleyip de sonra ardından tövbe edenler ile iman (larındasebat) edenlere gelince şüphe yok ki, Rabbin ondan (tövbeden) sonraelbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

وَالَّذِينَ عَمِلُوا السَّيِّئَاتِ ثُمَّ تَابُوا مِنْ بَعْدِهَا وَآمَنُوا إِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُور ٌ رَحِيم ٌ
Wa Lammā Sakata `An Mūsá Al-Ghađabu 'Akhadha Al-'Alwāĥa Wa Fī Nuskhatihā Hudáan Wa Raĥmatun Lilladhīna Hum Lirabbihim Yarhabūna

007154.Mûsâ’nın öfkesi dinince (attığı) levhaları aldı. Onların yazısındaRableri için korku duyanlara bir hidayet ve bir rahmet vardı.

وَلَمَّا سَكَتَ عَنْ مُوسَى الْغَضَبُ أَخَذَ الأَلْوَاحَ وَفِي نُسْخَتِهَا هُدى ً وَرَحْمَة ٌ لِلَّذِينَ هُمْ لِرَبِّهِمْ يَرْهَبُونَ
Wa Akhtāra Mūsá Qawmahu Sab`īna Rajulāan Limīqātinā Falammā 'Akhadhat/humu Ar-Rajfatu Qāla Rabbi Law Shi'ta 'Ahlaktahum Min Qablu Wa 'Īyāya 'Atuhlikunā Bimā Fa`ala As-Sufahā'u Minnā 'In Hiya 'Illā Fitnatuka Tuđillu Bihā Man Tashā'u Wa Tahdī Man Tashā'u 'Anta Walīyunā Fāghfir Lanā Wa Arĥamnā Wa 'Anta Khayru Al-Ghāfirīna

007155.Mûsâ, kavminden, belirlediğimiz yere gitmek için yetmiş adam seçti.Onları sarsıntı yakalayınca (bayıldılar). Mûsâ, “Ey Rabbim! Dileseydinonları da beni de bundan önce helak ederdin. Şimdi içimizden bir takımbeyinsizlerin işledikleri günah sebebiyle bizi helak mı edeceksin? Bu sırfsenin bir imtihanındır. Onunla dilediğin kimseyi saptırırsın, dilediğinide doğruya iletirsin. Sen bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bizeacı. Sen bağışlayanların en hayırlısısın” dedi.

وَاخْتَارَ مُوسَى قَوْمَه ُُ سَبْعِينَ رَجُلا ً لِمِيقَاتِنَا فَلَمَّا أَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ قَالَ رَبِّ لَوْ شِئْتَ أَهْلَكْتَهُمْ مِنْ قَبْلُ وَإِيَّايَ أَتُهْلِكُنَا بِمَا فَعَلَ السُّفَهَاءُ مِنَّا إِنْ هِيَ إِلاَّ فِتْنَتُكَ تُضِلُّ بِهَا مَنْ تَشَاءُ وَتَهْدِي مَنْ تَشَاءُ أَنْتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنْتَ خَيْرُ الْغَافِرِينَ
Wa Aktub Lanā Fī Hadhihi Ad-Dunyā Ĥasanatan Wa Fī Al-'Ākhirati 'Innā Hudnā 'Ilayka Qāla `Adhābī 'Uşību Bihi Man 'Ashā'u Wa Raĥmatī Wasi`at Kulla Shay'in Fasa'aktubuhā Lilladhīna Yattaqūna Wa Yu'utūna Az-Zakāata Wa Al-Ladhīna Hum Bi'āyātinā Yu'uminūna

007156.“Bizim için bu dünyada da bir iyilik yaz, ahirette de. Çünkü biz sana varandoğru yola yöneldik.” Allah şöyle dedi: “Azabım var ya, dilediğim kimseyi onauğratırım. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır. Onu, bana karşı gelmektensakınanlara, zekatı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.”

وَاكْتُبْ لَنَا فِي هَذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَة ً وَفِي الآخِرَةِ إِنَّا هُدْنَا إِلَيْكَ قَالَ عَذَابِي أُصِيبُ بِه ِِ مَنْ أَشَاءُ وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْء ٍ فَسَأَكْتُبُهَا لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَالَّذِينَ هُمْ بِآيَاتِنَا يُؤْمِنُونَ
Al-Ladhīna Yattabi`ūna Ar-Rasūla An-Nabīya Al-'Ummīya Al-Ladhī Yajidūnahu Maktūbāan `Indahum At-Tawrāati Wa Al-'Injīli Ya'muruhum Bil-Ma`rūfi Wa Yanhāhum `Ani Al-Munkari Wa Yuĥillu Lahumu Aţ-Ţayyibāti Wa Yuĥarrimu `Alayhimu Al-Khabā'itha Wa Yađa`u `Anhum 'Işrahum Wa Al-'Aghlāla Allatī Kānat `Alayhim Fa-Al-Ladhīna 'Āmanū Bihi Wa `Azzarūhu Wa Naşarūhu Wa Attaba`ū An-Nūra Al-Ladhī 'Unzila Ma`ahu 'Ūlā'ika Humu Al-Mufliĥūna

007157.Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resûle, oümmîpeygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onlarıkötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pisşeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır.21Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve onaindirilen nura (Kur’an’a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الرَّسُولَ النَّبِيَّ الأُمِّيَّ الَّذِي يَجِدُونَه ُُ مَكْتُوباً عِنْدَهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَالإِنجِيلِ يَأْمُرُهُمْ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَاهُمْ عَنِ الْمُنكَرِ وَيُحِلُّ لَهُمُ الطَّيِّبَاتِ وَيُحَرِّمُ عَلَيْهِمُ الْخَبَائِثَ وَيَضَعُ عَنْهُمْ إِصْرَهُمْ وَالأَغْلاَلَ الَّتِي كَانَتْ عَلَيْهِمْ فَالَّذِينَ آمَنُوا بِه ِِ وَعَزَّرُوه ُُ وَنَصَرُوه ُُ وَاتَّبَعُوا النُّورَ الَّذِي أُنزِلَ مَعَهُ~ُ أُوْلَائِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Qul Yā 'Ayyuhā An-Nāsu 'Innī Rasūlu Allāhi 'Ilaykum Jamī`āan Al-Ladhī Lahu Mulku As-Samāwāti Wa Al-'Arđi Lā 'Ilāha 'Illā Huwa Yuĥyī Wa Yumītu Fa'āminū Billāhi Wa Rasūlihi An-Nabīyi Al-'Ummīyi Al-Ladhī Yu'uminu Billāhi Wa Kalimātihi Wa Attabi`ūhu La`allakum Tahtadūna

007158.(Ey Muhammed!) De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerinhükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize gönderdiğipeygamberiyim. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O, diriltir ve öldürür. Ohalde Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Resûlüne, o ümmî peygambere imanedin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız.”

قُلْ يَاأَيُّهَا النَّاسُ إِنِّي رَسُولُ اللَّهِ إِلَيْكُمْ جَمِيعا ً الَّذِي لَه ُُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ لاَ إِلَهَ~َ إِلاَّ هُوَ يُحْيِي وَيُمِيتُ فَآمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ النَّبِيِّ الأُمِّيِّ الَّذِي يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَكَلِمَاتِه ِِ وَاتَّبِعُوه ُُ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ
Wa Min Qawmi Mūsá 'Ummatun Yahdūna Bil-Ĥaqqi Wa Bihi Ya`dilūna

007159.Mûsâ’nın kavminden (insanları) hak ile doğru yola ileten ve onunlaadaletli davranan bir topluluk da vardı.

وَمِنْ قَوْمِ مُوسَى أُمَّة ٌ يَهْدُونَ بِالْحَقِّ وَبِه ِِ يَعْدِلُونَ
Wa Qaţţa`nāhumu Athnatay `Ashrata 'Asbāţāan 'Umamāan Wa 'Awĥaynā 'Ilá Mūsá 'Idh Astasqāhu Qawmuhu 'Ani Ađrib Bi`aşāka Al-Ĥajara Fānbajasat Minhu Athnatā `Ashrata `Aynāan Qad `Alima Kullu 'Unāsin Mashrabahum Wa Žallalnā `Alayhimu Al-Ghamāma Wa 'Anzalnā `Alayhimu Al-Manna Wa As-Salwá Kulū Min Ţayyibāti Mā Razaqnākum Wa Mā Žalamūnā Wa Lakin Kānū 'Anfusahum Yažlimūna

007160.Biz onları on iki kabile halinde topluluklara ayırdık. (Tîh sahrasındasusuzluktan sıkılan) kavmi Mûsâ’dan su istediğinde biz ona, “Asânı taşa vur”diye vahyettik. (Vurunca) taştan on iki pınar fışkırdı. Herkes (kendi) suiçeceği yeri bildi. Üzerlerine bulutu da gölgelik yaptık ve onlara kudrethelvası ve bıldırcın indirdik. “Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin iyi vetemiz olanlarından yiyin” (dedik). Onlar bize zulmetmediler, fakat kendinefislerine zulmediyorlardı.

وَقَطَّعْنَاهُمُ اثْنَتَيْ عَشْرَةَ أَسْبَاطاً أُمَما ً وَأَوْحَيْنَا إِلَى مُوسَى إِذْ اسْتَسْقَاه ُُ قَوْمُهُ~ُ أَنِ اضْرِب بِعَصَاكَ الْحَجَرَ فَانْبَجَسَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنا ً قَدْ عَلِمَ كُلُّ أُنَاس ٍ مَشْرَبَهُمْ وَظَلَّلْنَا عَلَيْهِمُ الْغَمَامَ وَأَنزَلْنَا عَلَيْهِمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوَى كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَمَا ظَلَمُونَا وَلَكِنْ كَانُوا أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ
Wa 'Idh Qīla Lahumu Askunū Hadhihi Al-Qaryata Wa Kulū Minhā Ĥaythu Shi'tum Wa Qūlū Ĥiţţatun Wa Adkhulū Al-Bāba Sujjadāan Naghfir Lakum Khī'ātikum Sanazīdu Al-Muĥsinīna

007161.O zaman onlara denilmişti ki: “Şu memleketeyerleşin. Oradadilediğiniz gibi yiyin ve ‘Hıtta (Ya Rabbi, bizi affet)’ deyin. Kentinkapısından eğilerek tevazu ile girin ki biz de sizin hatalarınızıbağışlayalım. İyilik edenlere daha da fazlasını vereceğiz.”

وَإِذْ قِيلَ لَهُمُ اسْكُنُوا هَذِهِ الْقَرْيَةَ وَكُلُوا مِنْهَا حَيْثُ شِئْتُمْ وَقُولُوا حِطَّة ٌ وَادْخُلُوا الْبَابَ سُجَّدا ً نَغْفِرْ لَكُمْ خَطِيئَاتِكُمْ سَنَزِيدُ الْمُحْسِنِينَ
Fabaddala Al-Ladhīna Žalamū Minhum Qawlāan Ghayra Al-Ladhī Qīla Lahum Fa'arsalnā `Alayhim Rijzāan Mina As-Samā'i Bimā Kānū Yažlimūna

007162.Onlardan zulmedenler hemen sözü, kendilerine söylenenden başka şeklesoktular. Biz de zulmetmelerine karşılık üzerlerine gökten bir azabgönderdik.23

فَبَدَّلَ الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْهُمْ قَوْلاً غَيْرَ الَّذِي قِيلَ لَهُمْ فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِجْزا ً مِنَ السَّمَاءِ بِمَا كَانُوا يَظْلِمُونَ
Wa As'alhum `Ani Al-Qaryati Allatī Kānat Ĥāđirata Al-Baĥri 'Idh Ya`dūna Fī As-Sabti 'Idh Ta'tīhim Ĥītānuhum Yawma Sabtihim Shurra`āan Wa Yawma Lā Yasbitūna Lā Ta'tīhim Kadhālika Nablūhum Bimā Kānū Yafsuqūna

007163.Ey Muhammed ! Onlara, deniz kıyısında bulunan kent halkınındurumunusor. Hani onlar Cumartesi (yasağı) konusunda haddi aşıyorlardı. Zira tatilyaptıkları Cumartesi günü balıklar onlara akın akın geliyor, tatilyapmadıkları (diğer) günlerde ise gelmiyorlardı. İşte onları yoldançıkmaları sebebiyle böyle imtihan ediyorduk.25

وَاسْأَلْهُمْ عَنِ الْقَرْيَةِ الَّتِي كَانَتْ حَاضِرَةَ الْبَحْرِ إِذْ يَعْدُونَ فِي السَّبْتِ إِذْ تَأْتِيهِمْ حِيتَانُهُمْ يَوْمَ سَبْتِهِمْ شُرَّعا ً وَيَوْمَ لاَ يَسْبِتُونَ لاَ تَأْتِيهِمْ كَذَلِكَ نَبْلُوهُمْ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ
Wa 'Idh Qālat 'Ummatun Minhum Lima Ta`ižūna Qawmāan Allāhu Muhlikuhum 'Aw Mu`adhdhibuhum `Adhābāan Shadīdāan Qālū Ma`dhiratan 'Ilá Rabbikum Wa La`allahum Yattaqūna

007164.Hani onlardan bir topluluk demişti ki: “Siz Allah’ın helak edeceği veya şiddetlibir azaba uğratacağı bir kavme ne diye (boş yere) öğüt veriyorsunuz?” Onlar da,“Rabbinize bir mazeret beyan etmek için, bir de belki Allah’a karşı gelmektensakınırlar diye (öğüt veriyoruz)” demişlerdi.

وَإِذْ قَالَتْ أُمَّة ٌ مِنْهُمْ لِمَ تَعِظُونَ قَوْما ً اللَّهُ مُهْلِكُهُمْ أَوْ مُعَذِّبُهُمْ عَذَابا ً شَدِيدا ً قَالُوا مَعْذِرَة ً إِلَى رَبِّكُمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ
Falammā Nasū Mā Dhukkirū Bihi 'Anjaynā Al-Ladhīna Yanhawna `Ani As-Sū'i Wa 'Akhadh Al-Ladhīna Žalamū Bi`adhābin Ba'īsin Bimā Kānū Yafsuqūna

007165.Onlar kendilerine hatırlatılanı unutunca biz de kötülükten alıkoymayaçalışanları kurtardık. Zulmedenleri yoldan çıkmaları sebebiyle, şiddetlibir azapla yakaladık.

فَلَمَّا نَسُوا مَا ذُكِّرُوا بِهِ~ِ أَنْجَيْنَا الَّذِينَ يَنْهَوْنَ عَنِ السُّوءِ وَأَخَذْنَا الَّذِينَ ظَلَمُوا بِعَذَاب ٍ بَئِيس ٍ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ
Falammā `Ataw `An Mā Nuhū `Anhu Qulnā Lahum Kūnū Qiradatan Khāsi'īna

007166.Yasaklandıkları şeylerden vazgeçmeye yanaşmayınca da onlara “aşağılıkmaymunlar olun” dedik.

فَلَمَّا عَتَوْا عَنْ مَا نُهُوا عَنْهُ قُلْنَا لَهُمْ كُونُوا قِرَدَةً خَاسِئِينَ
Wa 'Idh Ta'adhdhana Rabbuka Layab`athanna `Alayhim 'Ilá Yawmi Al-Qiyāmati Man Yasūmuhum Sū'a Al-`Adhābi 'Inna Rabbaka Lasarī`u Al-`Iqābi Wa 'Innahu Laghafūrun Raĥīmun

007167.Hani Rabbin, elbette kıyamet gününe kadar onlara azabın en kötüsünütattıracak kimseleri göndereceğini bildirmişti. Şüphesiz Rabbin, elbettecezayı çabuk verendir. Şüphesiz O çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكَ لَيَبْعَثَنَّ عَلَيْهِمْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ مَنْ يَسُومُهُمْ سُوءَ الْعَذَابِ إِنَّ رَبَّكَ لَسَرِيعُ الْعِقَابِ وَإِنَّه ُُ لَغَفُور ٌ رَحِيم ٌ
Wa Qaţţa`nāhum Al-'Arđi 'Umamāan Minhumu Aş-Şāliĥūna Wa Minhum Dūna Dhālika Wa Balawnāhum Bil-Ĥasanāti Wa As-Sayyi'āti La`allahum Yarji`ūna

007168.Biz onları yeryüzünde parça parça topluluklara ayırdık. Onlardan iyikimseler vardır. İçlerinden öyle olmayanları da vardı. Belki dönüşyaparlar diye de onları güzellikler ve kötülükler ile sınadık.

وَقَطَّعْنَاهُمْ فِي الأَرْضِ أُمَما ً مِنْهُمُ الصَّالِحُونَ وَمِنْهُمْ دُونَ ذَلِكَ وَبَلَوْنَاهُمْ بِالْحَسَنَاتِ وَالسَّيِّئَاتِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
Fakhalafa Min Ba`dihim Khalfun Warithū Al-Kitāba Ya'khudhūna `Arađa Hādhā Al-'Adná Wa Yaqūlūna Sayughfaru Lanā Wa 'In Ya'tihim `Arađun Mithluhu Ya'khudhūhu 'Alam Yu'ukhadh `Alayhimthāqu Al-Kitābi 'An Lā Yaqūlū `Alá Allāhi 'Illā Al-Ĥaqqa Wa Darasū Mā Fīhi Wa Ad-Dāru Al-'Ākhiratu Khayrun Lilladhīna Yattaqūna 'Afalā Ta`qilūna

007169.Derken, onların ardından yerlerine Kitab’a (Tevrat’a) varis olan(kötü) bir nesil geldi. Şu geçici dünyanın değersiz malını alır ve “(nasılolsa) biz bağışlanacağız” derlerdi. Kendilerine benzeri bir mal gelse onuda alırlar. Allah hakkında, gerçek dışında bir şey söylemeyeceklerine daironlardan Kitap’ta söz alınmamış mıydı? Onun içindekileri okumamışlarmıydı? Halbuki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu dahahayırlıdır. Hiç düşünmüyor musunuz?

فَخَلَفَ مِنْ بَعْدِهِمْ خَلْف ٌ وَرِثُوا الْكِتَابَ يَأْخُذُونَ عَرَضَ هَذَا الأَدْنَى وَيَقُولُونَ سَيُغْفَرُ لَنَا وَإِنْ يَأْتِهِمْ عَرَض ٌ مِثْلُه ُُ يَأْخُذُوهُ~ُ أَلَمْ يُؤْخَذْ عَلَيْهِمْ مِيثَاقُ الْكِتَابِ أَنْ لاَ يَقُولُوا عَلَى اللَّهِ إِلاَّ الْحَقَّ وَدَرَسُوا مَا فِيه ِِ وَالدَّارُ الآخِرَةُ خَيْر ٌ لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ
Wa Al-Ladhīna Yumassikūna Bil-Kitābi Wa 'Aqāmū Aş-Şalāata 'Innā Lā Nuđī`u 'Ajra Al-Muşliĥīna

007170.Kitaba sımsıkı sarılanlara ve namazı dosdoğru kılanlara gelince,şüphesiz biz, iyiliğe çalışan (erdemli) kimselerin mükafatını zayietmeyiz.

وَالَّذِينَ يُمَسِّكُونَ بِالْكِتَابِ وَأَقَامُوا الصَّلاَةَ إِنَّا لاَ نُضِيعُ أَجْرَ الْمُصْلِحِينَ
Wa 'Idh Nataq Al-Jabala Fawqahum Ka'annahu Žullatun Wa Žannū 'Annahu Wāqi`un Bihim Khudhū Mā 'Ātaynākum Biqūwatin Wa Adhkurū Mā Fīhi La`allakum Tattaqūna

007171.Hani dağı sanki bir gölgelikmiş gibi onların üstüne kaldırmıştık da üzerlerinedüşecek sanmışlardı. (Onlara:) “Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı sarılın ve onuniçindekileri hatırlayın ki, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız” demiştik.

وَإِذْ نَتَقْنَا الْجَبَلَ فَوْقَهُمْ كَأَنَّه ُُ ظُلَّة ٌ وَظَنُّوا أَنَّه ُُ وَاقِع ٌ بِهِمْ خُذُوا مَا آتَيْنَاكُمْ بِقُوَّة ٍ وَاذْكُرُوا مَا فِيه ِِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
Wa 'Idh 'Akhadha Rabbuka Min Banī 'Ādama Min Žuhūrihim Dhurrīyatahum Wa 'Ash/hadahum `Alá 'Anfusihim 'Alastu Birabbikum Qālū Balá Shahidnā 'An Taqūlū Yawma Al-Qiyāmati 'Innā Kunnā `An Hādhā Ghāfilīna

007172.Hani Rabbin (ezelde) Ademoğullarının sulplerinden zürriyetlerinialmış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değilmiyim?” demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)”demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik”dememeniz içindir.

وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِنْ بَنِي آدَمَ مِنْ ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتُ بِرَبِّكُمْ قَالُوا بَلَى شَهِدْنَا أَنْ تَقُولُوا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
'Aw Taqūlū 'Innamā 'Ashraka 'Ābā'uunā Min Qablu Wa Kunnā Dhurrīyatan Min Ba`dihim 'Afatuhlikunā Bimā Fa`ala Al-Mubţilūna

007173.Yahut, “Bizden önce babalarımız Allah’a ortak koşmuşlar. Biz onlardansonra gelen bir nesiliz. Şimdi bâtılcıların işlediği yüzünden bizi helakmı edeceksin?” dememeniz içindir.

أَوْ تَقُولُوا إِنَّمَا أَشْرَكَ آبَاؤُنَا مِنْ قَبْلُ وَكُنَّا ذُرِّيَّة ً مِنْ بَعْدِهِمْ أَفَتُهْلِكُنَا بِمَا فَعَلَ الْمُبْطِلُونَ
Wa Kadhalika Nufaşşilu Al-'Āyāti Wa La`allahum Yarji`ūna

007174.Hakka dönsünler diye işte âyetleri böylece ayrı ayrı açıklıyoruz.

وَكَذَلِكَ نُفَصِّلُ الآيَاتِ وَلَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
Wa Atlu `Alayhim Naba'a Al-Ladhī 'Ātaynāhu 'Āyātinā Fānsalakha Minhā Fa'atba`ahu Ash-Shayţānu Fakāna Mina Al-Ghāwīna

007175.Kendisine âyetlerimizi verdiğimiz halde onlardan sıyrılıp da şeytanınkendisini peşine taktığı, bu yüzden de azgınlardan olan kimsenin haberinionlara anlat.

وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ الَّذِي آتَيْنَاهُ آيَاتِنَا فَانسَلَخَ مِنْهَا فَأَتْبَعَهُ الشَّيْطَانُ فَكَانَ مِنَ الْغَاوِينَ
Wa Law Shi'nā Larafa`nāhu Bihā Wa Lakinnahu 'Akhlada 'Ilá Al-'Arđi Wa Attaba`a Hawāhu Famathaluhu Kamathali Al-Kalbi 'In Taĥmil `Alayhi Yalhath 'Aw Tatruk/hu Yalhath Dhālika Mathalu Al-Qawmi Al-Ladhīna Kadhdhabū Bi'āyātinā Fāqşuşi Al-Qaşaşa La`allahum Yatafakkarūna

007176.Dileseydik o âyetlerle onu elbette yüceltirdik. Fakat o dünyayasaplanıp kaldı da kendi heva ve hevesine uydu. Onun durumu köpeğin durumugibidir: Üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur; kendi haline bıraksan dadilini sarkıtıp solur. İşte bu, âyetlerimizi yalanlayan toplumundurumudur. Şimdi onlara bu olayları anlat ki düşünsünler.

وَلَوْ شِئْنَا لَرَفَعْنَاه ُُ بِهَا وَلَكِنَّهُ~ُ أَخْلَدَ إِلَى الأَرْضِ وَاتَّبَعَ هَوَاه ُُ فَمَثَلُه ُُ كَمَثَلِ الْكَلْبِ إِنْ تَحْمِلْ عَلَيْهِ يَلْهَثْ أَوْ تَتْرُكْهُ يَلْهَثْ ذَلِكَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَاقْصُصِ الْقَصَصَ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ
Sā'a Mathalāan Al-Qawmu Al-Ladhīna Kadhdhabū Bi'āyātinā Wa 'Anfusahum Kānū Yažlimūna

007177.Âyetlerimizi yalan sayan ve ancak kendilerine zulmeden bir kavmindurumu ne kötüdür!

سَاءَ مَثَلا ً الْقَوْمُ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَأَنفُسَهُمْ كَانُوا يَظْلِمُونَ
Man Yahdi Allāhu Fahuwa Al-Muhtadī Wa Man Yuđlil Fa'ūlā'ika Humu Al-Khāsirūna

007178.Allah kimi doğru yola iletirse, odur doğru yolu bulan. Kimleri desaptırırsa, işte onlar, ziyana uğrayanların ta kendileridir.

مَنْ يَهْدِ اللَّهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِي وَمَنْ يُضْلِلْ فَأُوْلَائِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ
Wa Laqad Dhara'nā Lijahannama Kathīrāan Mina Al-Jinni Wa Al-'Insi Lahum Qulūbun Lā Yafqahūna Bihā Wa Lahum 'A`yunun Lā Yubşirūna Bihā Wa Lahum 'Ādhānun Lā Yasma`ūna Bihā 'Ūlā'ika Kāl'an`āmi Bal Hum 'Ađallu 'Ūlā'ika Humu Al-Ghāfilūna

007179.Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan,gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyenbirçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha daaşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.26

وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَثِيرا ً مِنَ الْجِنِّ وَالإِنسِ لَهُمْ قُلُوب ٌ لاَ يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ أَعْيُن ٌ لاَ يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ آذَان ٌ لاَ يَسْمَعُونَ بِهَا أُوْلَائِكَ كَالأَنعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ أُوْلَائِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ
Wa Lillahi Al-'Asmā'u Al-Ĥusná Fād`ūhu Bihā Wa Dharū Al-Ladhīna Yulĥidūna Fī 'Asmā'ihi Sayujzawna Mā Kānū Ya`malūna

007180.En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin veO’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın. Onlar yaptıklarınıncezasına çarptırılacaklardır.

وَلِلَّهِ الأَسْمَاءُ الْحُسْنَى فَادْعُوه ُُ بِهَا وَذَرُوا الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي أَسْمَائِه ِِ سَيُجْزَوْنَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Wa Mimman Khalaqnā 'Ummatun Yahdūna Bil-Ĥaqqi Wa Bihi Ya`dilūna

007181.Yarattıklarımızdan, hakka sarılarak doğru yolu gösteren ve hak ileadaleti gerçekleştiren bir topluluk vardır.

وَمِمَّنْ خَلَقْنَا أُمَّة ٌ يَهْدُونَ بِالْحَقِّ وَبِه ِِ يَعْدِلُونَ
Wa Al-Ladhīna Kadhdhabū Bi'āyātinā Sanastadrijuhum Min Ĥaythu Lā Ya`lamūna

007182.Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, biz onları bilemeyecekleri biryerden yavaş yavaş felakete götüreceğiz.

وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا سَنَسْتَدْرِجُهُمْ مِنْ حَيْثُ لاَ يَعْلَمُونَ
Wa 'Umlī Lahum 'Inna Kaydī Matīnun

007183.Ben onlara mühlet veririm. Şüphesiz benim tuzağım çetindir.27

وَأُمْلِي لَهُمْ إِنَّ كَيْدِي مَتِين ٌ
'Awalam Yatafakkarū Mā Bişāĥibihim Min Jinnatin 'In Huwa 'Illā Nadhīrun Mubīnun

007184.Onlar düşünmediler mi ki (çok iyi tanıdıkları, kendileriyle içiçeyaşamış olan) arkadaşlarında (Peygamber’de) delilikten eser yoktur. Oancak apaçık bir uyarıcıdır.

أَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا مَا بِصَاحِبِهِمْ مِنْ جِنَّة ٍ إِنْ هُوَ إِلاَّ نَذِير ٌ مُبِين ٌ
'Awalam Yanžurū Fī Malakūti As-Samāwāti Wa Al-'Arđi Wa Mā Khalaqa Allāhu Min Shay'in Wa 'An `Asá 'An Yakūna Qadi Aqtaraba 'Ajaluhum Fabi'ayyi Ĥadīthin Ba`dahu Yu'uminūna

007185.Onlar göklerdeki ve yerdeki sınırsız hükümranlık ve nizama, Allah’ınyarattığı her şeye, ecellerinin yaklaşmış olabileceğine hiç bakmadılar mı?Peki bundan sonra artık hangi söze inanacaklar?

أَوَلَمْ يَنظُرُوا فِي مَلَكُوتِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَا خَلَقَ اللَّهُ مِنْ شَيْء ٍ وَأَنْ عَسَى أَنْ يَكُونَ قَدِ اقْتَرَبَ أَجَلُهُمْ فَبِأَيِّ حَدِيث ٍ بَعْدَه ُُ يُؤْمِنُونَ
Man Yuđlili Allāhu Falā Hādiya Lahu Wa Yadharuhum Fī Ţughyānihim Ya`mahūna

007186.Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek kimse yoktur.Allah onları azgınlıkları içinde bırakır, bocalayıp dururlar.

مَنْ يُضْلِلِ اللَّهُ فَلاَ هَادِيَ لَه ُُ وَيَذَرُهُمْ فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ
Yas'alūnaka `Ani As-Sā`ati 'Ayyāna Mursāhā Qul 'Innamā `Ilmuhā `Inda Rabbī Lā Yujallīhā Liwaqtihā 'Illā Huwa Thaqulat Fī As-Samāwāti Wa Al-'Arđi Lā Ta'tīkum 'Illā Baghtatan Yas'alūnaka Ka'annaka Ĥafīyun `Anhā Qul 'Innamā `Ilmuhā `Inda Allāhi Wa Lakinna 'Akthara An-Nāsi Lā Ya`lamūna

007187.Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki: “Onun bilgisiancak Rabbimin katındadır. Onu vaktinde ancak O (Allah) ortayaçıkaracaktır. O göklere de, yere de ağır basmıştır. O size ancak ansızıngelecektir.” Sanki senin ondan haberin varmış gibi sana soruyorlar. De ki:“Onun bilgisi sadece Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar.”

يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا قُلْ إِنَّمَا عِلْمُهَا عِنْدَ رَبِّي لاَ يُجَلِّيهَا لِوَقْتِهَا إِلاَّ هُوَ ثَقُلَتْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ لاَ تَأْتِيكُمْ إِلاَّ بَغْتَة ً يَسْأَلُونَكَ كَأَنَّكَ حَفِيٌّ عَنْهَا قُلْ إِنَّمَا عِلْمُهَا عِنْدَ اللَّهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ
Qul Lā 'Amliku Linafsī Naf`āan Wa Lā Đarrāan 'Illā Mā Shā'a Allāhu Wa Law Kuntu 'A`lamu Al-Ghayba Lāstakthartu Mina Al-Khayri Wa Mā Massaniya As-Sū'u 'In 'Anā 'Illā Nadhīrun Wa Bashīrun Liqawmin Yu'uminūna

007188.De ki: “Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlamagücüne sahip değilim. Eğer ben gaybı biliyor olsaydım daha çok hayır elde etmekisterdim ve bana kötülük dokunmazdı. Ben inanan bir kavim için sadece biruyarıcı ve bir müjdeciyim.”

قُلْ لاَ أَمْلِكُ لِنَفْسِي نَفْعا ً وَلاَ ضَرّا ً إِلاَّ مَا شَاءَ اللَّهُ وَلَوْ كُنتُ أَعْلَمُ الْغَيْبَ لاَسْتَكْثَرْتُ مِنَ الْخَيْرِ وَمَا مَسَّنِيَ السُّوءُ إِنْ أَنَا إِلاَّ نَذِير ٌ وَبَشِير ٌ لِقَوْم ٍ يُؤْمِنُونَ
Huwa Al-Ladhī Khalaqakum Min Nafsin Wāĥidatin Wa Ja`ala Minhā Zawjahā Liyaskuna 'Ilayhā Falammā Taghashshāhā Ĥamalat Ĥamlāan Khafīfāan Famarrat Bihi Falammā 'Athqalat Da`awā Allāha Rabbahumā La'in 'Ātaytanā Şāliĥāan Lanakūnanna Mina Ash-Shākirīna

007189.Allah sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diyeeşini de ondanvar edendir. (İnsan) eşiyle birleşince eşi hafif bir yükyüklenir (gebe kalır) ve (bir müddet) onu taşır. Gebeliği ağırlaşınca herikisi de Rableri Allah’a, “Eğer bize iyi ve sağlıklı bir çocuk verirsen,elbette şükredenlerden olacağız” diye dua ederler.30

هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْس ٍ وَاحِدَة ٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ إِلَيْهَا فَلَمَّا تَغَشَّاهَا حَمَلَتْ حَمْلاً خَفِيفا ً فَمَرَّتْ بِه ِِ فَلَمَّا أَثْقَلَتْ دَعَوَا اللَّهَ رَبَّهُمَا لَئِنْ آتَيْتَنَا صَالِحا ً لَنَكُونَنَّ مِنَ الشَّاكِرِينَ
Falammā 'Ātāhumā Şāliĥāan Ja`alā Lahu Shurakā'a Fīmā 'Ātāhumā Fata`ālá Allāhu `Ammā Yushrikūna

007190.Fakat Allah onlara iyi ve sağlıklı bir çocuk verince de, Allah’ınkendilerine verdiği çocuk konusunda ona ortaklar koşarlar. Allah onlarınortak koştukları şeylerden yücedir.

فَلَمَّا آتَاهُمَا صَالِحا ً جَعَلاَ لَه ُُ شُرَكَاءَ فِيمَا آتَاهُمَا فَتَعَالَى اللَّهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ
'Ayushrikūna Mā Lā Yakhluqu Shay'āan Wa Hum Yukhlaqūna

007191.Hiçbir şeyi yaratamayan, kendileri yaratılan şeyleri Allah’a ortak mıkoşuyorlar?

أَيُشْرِكُونَ مَا لاَ يَخْلُقُ شَيْئا ً وَهُمْ يُخْلَقُونَ
Wa Lā Yastaţī`ūna Lahum Naşrāan Wa Lā 'Anfusahum Yanşurūna

007192.Halbuki onlar (edindikleri ilahlar) ne onlara yardım edebilirler, nede kendilerine yardım edebilirler.

وَلاَ يَسْتَطِيعُونَ لَهُمْ نَصْرا ً وَلاَ أَنفُسَهُمْ يَنصُرُونَ
Wa 'In Tad`ūhum 'Ilá Al-Hudá Lā Yattabi`ūkum Sawā'un `Alaykum 'Ada`awtumūhum 'Am 'Antum Şāmitūna

007193.Onları doğru yola çağırsanız size uymazlar. Onları çağırsanız da,sussanız da sizin için birdir (sonuç alamazsınız).

وَإِنْ تَدْعُوهُمْ إِلَى الْهُدَى لاَ يَتَّبِعُوكُمْ سَوَاءٌ عَلَيْكُمْ أَدَعَوْتُمُوهُمْ أَمْ أَنْتُمْ صَامِتُونَ
'Inna Al-Ladhīna Tad`ūna Min Dūni Allāhi `Ibādun 'Amthālukumd`ūhum Falyastajībū Lakum 'In Kuntum Şādiqīna

007194.Allah’ı bırakıp tapındıklarınızın hepsi sizin gibi(yaratılmış)kullardır. Eğer doğru söyleyenler iseniz haydi hemen onları çağırın dasize cevap versinler (duanıza icabet etsinler).

إِنَّ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ عِبَادٌ أَمْثَالُكُمْ فَادْعُوهُمْ فَلْيَسْتَجِيبُوا لَكُمْ إِنْ كُنتُمْ صَادِقِينَ
'Alahum 'Arjulun Yamshūna Bihā 'Am Lahum 'Aydin Yabţishūna Bihā 'Am Lahum 'A`yunun Yubşirūna Bihā 'Am Lahum 'Ādhānun Yasma`ūna Bihā Quli AdShurakā'akum Thumma Kīdūni Falā Tunžirūni

007195.Onların yürüyecek ayakları mı var? Yahut tutacak elleri mi var? Veyagörecek gözleri mi var, ya da işitecek kulakları mı var? De ki: “Haydi,çağırın ortaklarınızı, sonra bana tuzak kurun da bana göz açtırmayınbakalım!”

أَلَهُمْ أَرْجُل ٌ يَمْشُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ أَيْد ٍ يَبْطِشُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ أَعْيُن ٌ يُبْصِرُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ آذَان ٌ يَسْمَعُونَ بِهَا قُلِ ادْعُوا شُرَكَاءَكُمْ ثُمَّ كِيدُونِ فَلاَ تُنظِرُونِ
'Inna Walīyiya Allāhu Al-Ladhī Nazzala Al-Kitāba Wa Huwa Yatawallá Aş-Şāliĥīna

007196.Çünkü benim velim, Kitab’ı (Kur’an’ı) indiren Allah’dır. O, bütün salihlerevelilik eder.

إِنَّ وَلِيِّيَ اللَّهُ الَّذِي نَزَّلَ الْكِتَابَ وَهُوَ يَتَوَلَّى الصَّالِحِينَ
Wa Al-Ladhīna Tad`ūna Min Dūnihi Lā Yastaţī`ūna Naşrakum Wa Lā 'Anfusahum Yanşurūna

007197.Allah’tan başka taptıklarınızın ise size yardım etmeğe güçleriyetmez. Onlar kendilerine de yardım edemezler.

وَالَّذِينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ لاَ يَسْتَطِيعُونَ نَصْرَكُمْ وَلاَ أَنفُسَهُمْ يَنصُرُونَ
Wa 'In Tad`ūhum 'Ilá Al-Hudá Lā Yasma`ū Wa Tarāhum Yanžurūna 'Ilayka Wa Hum Lā Yubşirūna

007198.Eğer onları, doğru yola çağırırsanız işitmezler. Sen onların sanabaktıklarını görürsün, halbuki onlar görmezler.

وَإِنْ تَدْعُوهُمْ إِلَى الْهُدَى لاَ يَسْمَعُوا وَتَرَاهُمْ يَنظُرُونَ إِلَيْكَ وَهُمْ لاَ يُبْصِرُونَ
Khudhi Al-`Afwa Wa 'Mur Bil-`Urfi Wa 'A`riđ `Ani Al-Jāhilīna

007199.Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.

خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَأَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِلِينَ
Wa 'Immā Yanzaghannaka Mina Ash-Shayţāni Nazghun Fāsta`idh Billāhi 'Innahu Samī`un `Alīmun

007200.Eğer şeytandan bir kışkırtma seni dürterse, hemen Allah’a sığın.Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

وَإِمَّا يَنزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغ ٌ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ إِنَّه ُُ سَمِيعٌ عَلِيم ٌ
'Inna Al-Ladhīna Attaqaw 'Idhā Massahum Ţā'ifun Mina Ash-Shayţāni Tadhakkarū Fa'idhā Hum Mubşirūna

007201.Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandanbir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah’ı hatırlarlarda) sonra hemen gözlerini açarlar.

إِنَّ الَّذِينَ اتَّقَوْا إِذَا مَسَّهُمْ طَائِف ٌ مِنَ الشَّيْطَانِ تَذَكَّرُوا فَإِذَا هُمْ مُبْصِرُونَ
Wa 'Ikhwānuhum Yamuddūnahum Al-Ghayyi Thumma Lā Yuqşirūna

007202.Şeytanlara kardeş olanlara gelince, şeytanlar onları azgınlığın içineçekerler, sonra da bundan hiç geri durmazlar.

وَإِخْوَانُهُمْ يَمُدُّونَهُمْ فِي الغَيِّ ثُمَّ لاَ يُقْصِرُونَ
Wa 'Idhā Lam Ta'tihim Bi'āyatin Qālū Lawlā Ajtabaytahā Qul 'Innamā 'Attabi`u Mā Yūĥá 'Ilayya Min Rabbī Hādhā Başā'iru Min Rabbikum Wa Hudáan Wa Raĥmatun Liqawmin Yu'uminūna

007203.(Ey Muhammed!) Onlara (istedikleri) bir âyet getirmediğin zaman (alayederek) derler ki: “Onu (da) bir yerlerden derleyip toplasaydın ya.” Deki: “Ben ancak Rabbimden bana vahyedilene uymaktayım. Bu (Kur’an âyetleri)Rabbinizden gelen basiretlerdir (Gönül gözlerini aydınlatan nurlardır.)İman edecek bir topluluk için bir hidayet kaynağı ve bir rahmettir.”

وَإِذَا لَمْ تَأْتِهِمْ بِآيَة ٍ قَالُوا لَوْلاَ اجْتَبَيْتَهَا قُلْ إِنَّمَا أَتَّبِعُ مَا يُوحَى إِلَيَّ مِنْ رَبِّي هَذَا بَصَائِرُ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدى ً وَرَحْمَة ٌ لِقَوْم ٍ يُؤْمِنُونَ
Wa 'Idhā Quri'a Al-Qur'ānu Fāstami`ū Lahu Wa 'Anşitū La`allakum Turĥamūna

007204.Kur’an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun ki sizemerhamet edilsin.

وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُوا لَه ُُ وَأَنصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
Wa Adhkur Rabbaka Fī Nafsika Tađarru`āan Wa Khīfatan Wa Dūna Al-Jahri Mina Al-Qawli Bil-Ghudūwi Wa Al-'Āşāli Wa Lā Takun Mina Al-Ghāfilīna

007205.Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir seslesabah-akşam zikret ve gafillerden olma.

وَاذْكُرْ رَبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعا ً وَخِيفَة ً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ وَلاَ تَكُنْ مِنَ الْغَافِلِينَ
'Inna Al-Ladhīna `Inda Rabbika Lā Yastakbirūna `An `Ibādatihi Wa Yusabbiĥūnahu Wa Lahu Yasjudūna

007206.Şüphesiz Rabbin katındaki (melek)ler O’na ibadet etmektenbüyüklenmezler. O’nu tespih ederler ve yalnız O’na secde ederler.31

إِنَّ الَّذِينَ عِنْدَ رَبِّكَ لاَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِه ِِ وَيُسَبِّحُونَه ُُ وَلَه ُُ يَسْجُدُونَ
Sureler Ana Sayfa Sonraki SureAna Sayfa