41) Sūrat Fuşşilat

Printed format

41) سُورَة فُصِّلَتْ

Ĥā-Mīm

041001.Hâ Mîm.1

حَا-مِيم
Tanzīlun Mina Ar-Raĥmāni Ar-Raĥīmi

041002.Bu Kur’an, Rahmân ve Rahîm olan Allah’tan indirilmedir.

تَنزِيل ٌ مِنَ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Kitābun Fuşşilat 'Āyātuhu Qur'ānāan `Arabīyāan Liqawmin Ya`lamūna

041003.Bu, bilen bir toplum için Arapça bir Kur’an olarak âyetleri genişçeaçıklanmış bir kitaptır.

كِتَاب ٌ فُصِّلَتْ آيَاتُه ُُ قُرْآناً عَرَبِيّا ً لِقَوْم ٍ يَعْلَمُونَ
Bashīrāan Wa Nadhīrāan Fa'a`rađa 'Aktharuhum Fahum Lā Yasma`ūna

041004.Müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. Fakat onların çoğu yüzçevirmiştir. Artık onlar işitmezler.

بَشِيرا ً وَنَذِيرا ً فَأَعْرَضَ أَكْثَرُهُمْ فَهُمْ لاَ يَسْمَعُونَ
Wa Qālū Qulūbunā Fī 'Akinnatin Mimmā Tad`ūnā 'Ilayhi Wa Fī 'Ādhāninā Waqrun Wa Min Bayninā Wa Baynika Ĥijābun Fā`mal 'Innanā `Āmilūna

041005.Dediler ki: “(Ey Muhammed!) Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimizörtüler içerisindedir. Kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızdada bir perde vardır. O halde sen (istediğini) yap, şüphesiz biz de(istediğimizi) yapacağız.”2

وَقَالُوا قُلُوبُنَا فِي أَكِنَّة ٍ مِمَّا تَدْعُونَا إِلَيْهِ وَفِي آذَانِنَا وَقْر ٌ وَمِنْ بَيْنِنَا وَبَيْنِكَ حِجَاب ٌ فَاعْمَلْ إِنَّنَا عَامِلُونَ
Qul 'Innamā 'Anā Basharun Mithlukum Yūĥá 'Ilayya 'Annamā 'Ilahukum 'Ilahun Wāĥidun Fāstaqīmū 'Ilayhi Wa Astaghfirūhu Wa Waylun Lilmushrikīna

041006.De ki: “Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Fakat bana ilâhınızınyalnızca bir tek ilâh olduğu vahyediliyor. Artık O’na yönelin ve O’ndanbağışlanma dileyin. Allah’a ortak koşanların vay haline!”

قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَر ٌ مِثْلُكُمْ يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَه ٌ ٌ وَاحِد ٌ فَاسْتَقِيمُوا إِلَيْهِ وَاسْتَغْفِرُوه ُُ وَوَيْل ٌ لِلْمُشْرِكِينَ
Al-Ladhīna Lā Yu'utūna Az-Zakāata Wa Hum Bil-'Ākhirati Hum Kāfirūna

041007.Onlar zekatı vermeyen kimselerdir. Onlar ahireti de inkar ederler.

الَّذِينَ لاَ يُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُمْ بِالآخِرَةِ هُمْ كَافِرُونَ
'Inna Al-Ladhīna 'Āmanū Wa `Amilū Aş-Şāliĥāti Lahum 'Ajrun Ghayru Mamnūnin

041008.Şüphesiz iman edip salih ameller işleyenler için ise kesintisiz birmükâfât vardır.

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُون ٍ
Qul 'A'innakum Latakfurūna Bial-Ladhī Khalaqa Al-'Arđa Fī Yawmayni Wa Taj`alūna Lahu 'Andādāan Dhālika Rabbu Al-`Ālamīna

041009.De ki: “Siz mi yeri iki günde (iki evrede) yaratanı inkâr ediyor ve O’naortaklar koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.”

قُلْ أَئِنَّكُمْ لَتَكْفُرُونَ بِالَّذِي خَلَقَ الأَرْضَ فِي يَوْمَيْنِ وَتَجْعَلُونَ لَهُ~ُ أَندَادا ً ذَلِكَ رَبُّ الْعَالَمِينَ
Wa Ja`ala Fīhā Rawāsiya Min Fawqihā Wa Bāraka Fīhā Wa Qaddara Fīhā 'Aqwātahā Fī 'Arba`ati 'Ayyāmin Sawā'an Lilssā'ilīna

041010.O, dört gün içinde (dört evrede), yeryüzünde yükselen sabit dağlaryarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızıkarayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti.

وَجَعَلَ فِيهَا رَوَاسِيَ مِنْ فَوْقِهَا وَبَارَكَ فِيهَا وَقَدَّرَ فِيهَا أَقْوَاتَهَا فِي أَرْبَعَةِ أَيَّام ٍ سَوَاء ً لِلسَّائِلِينَ
Thumma Astawá 'Ilá As-Samā'i Wa Hiya Dukhānun Faqāla Lahā Wa Lil'arđi Ai'tiyā Ţaw`āan 'Aw Karhāan Qālatā 'Ataynā Ţā'i`īna

041011.Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, “İsteyerekveya istemeyerek gelin” dedi. İkisi de, “İsteyerek geldik” dediler.

ثُمَّ اسْتَوَى إِلَى السَّمَاءِ وَهِيَ دُخَان ٌ فَقَالَ لَهَا وَلِلأَرْضِ اِئْتِيَا طَوْعاً أَوْ كَرْها ً قَالَتَا أَتَيْنَا طَائِعِينَ
Faqađāhunna Sab`a Samāwātin Fī Yawmayni Wa 'Awĥá Fī Kulli Samā'in 'Amrahā Wa Zayyannā As-Samā'a Ad-Dunyā Bimaşābīĥa Wa Ĥifžāan Dhālika Taqdīru Al-`Azīzi Al-`Alīmi

041012.Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendiişini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu,mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir.

فَقَضَاهُنَّ سَبْعَ سَمَاوَات ٍ فِي يَوْمَيْنِ وَأَوْحَى فِي كُلِّ سَمَاءٍ أَمْرَهَا وَزَيَّنَّا السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَحِفْظا ً ذَلِكَ تَقْدِيرُ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ
Fa'in 'A`rađū Faqul 'Andhartukum Şā`iqatan Mithla Şā`iqati `Ādin Wa Thamūda

041013.Eğer yüz çevirirlerse onlara de ki, “Ben sizi Âd ve Semûd kavimleriniçarpan yıldırım gibi bir yıldırıma karşı uyardım.”

فَإِنْ أَعْرَضُوا فَقُلْ أَنذَرْتُكُمْ صَاعِقَة ً مِثْلَ صَاعِقَةِ عَاد ٍ وَثَمُودَ
'Idh Jā'at/humu Ar-Rusulu Min Bayni 'Aydīhim Wa Min Khalfihim 'Allā Ta`budū 'Illā Allāha Qālū Law Shā'a Rabbunā La'anzala Malā'ikatan Fa'innā Bimā 'Ursiltum Bihi Kāfirūna

041014.Hani onlara peygamberler önlerinden ve arkalarındangelmiş, “Allah’tanbaşkasına ibadet etmeyin” demişler, onlar da, “Eğer Rabbimiz dileseydi(Peygamber olarak) melekler indirirdi. Bu sebeple biz sizinlegönderilenleri inkar ediyoruz” demişlerdi.

إِذْ جَاءَتْهُمُ الرُّسُلُ مِنْ بَيْنِ أَيْدِيهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ أَلاَّ تَعْبُدُوا إِلاَّ اللَّهَ قَالُوا لَوْ شَاءَ رَبُّنَا لَأَنزَلَ مَلاَئِكَة ً فَإِنَّا بِمَا أُرْسِلْتُمْ بِه ِِ كَافِرُونَ
Fa'ammā `Ādun Fāstakbarū Fī Al-'Arđi Bighayri Al-Ĥaqqi Wa Qālū Man 'Ashaddu Minnā Qūwatan 'Awalam Yaraw 'Anna Allāha Al-Ladhī Khalaqahum Huwa 'Ashaddu Minhum Qūwatan Wa Kānū Bi'āyātinā Yajĥadūna

041015.Âd kavmi ise yeryüzünde haksız olarak büyüklük taslamış, “Bizden dahagüçlü kim var?” demişlerdi. Onlar, kendilerini yaratan Allah’ın onlardandaha güçlü olduğunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi inkârediyorlardı.

فَأَمَّا عَاد ٌ فَاسْتَكْبَرُوا فِي الأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَقَالُوا مَنْ أَشَدُّ مِنَّا قُوَّةً أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّ اللَّهَ الَّذِي خَلَقَهُمْ هُوَ أَشَدُّ مِنْهُمْ قُوَّة ً وَكَانُوا بِآيَاتِنَا يَجْحَدُونَ
Fa'arsalnā `Alayhim Rīĥāan Şarşarāan Fī 'Ayyāmin Naĥisātin Linudhīqahum `Adhāba Al-Khizyi Fī Al-Ĥayāati Ad-Dunyā Wa La`adhābu Al-'Ākhirati 'Akhzá Wa Hum Lā Yunşarūna

041016.Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o mutsuzkara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azâbıelbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez.

فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحا ً صَرْصَرا ً فِي أَيَّام ٍ نَحِسَات ٍ لِنُذِيقَهُمْ عَذَابَ الْخِزْيِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَلَعَذَابُ الآخِرَةِ أَخْزَى وَهُمْ لاَ يُنْصَرُونَ
Wa 'Ammā Thamūdu Fahadaynāhum Fāstaĥabbū Al-`Amá `Alá Al-Hudá Fa'akhadhat/hum Şā`iqatu Al-`Adhābi Al-Hūni Bimā Kānū Yaksibūna

041017.Semûd kavmine gelince biz onlara doğru yolu göstermiştik. Ama onlarkörlüğü hidayete tercih etmişler ve yaptıklarına karşılık, alçaltıcı azapyıldırımı onları çarpmıştı.

وَأَمَّا ثَمُودُ فَهَدَيْنَاهُمْ فَاسْتَحَبُّوا الْعَمَى عَلَى الْهُدَى فَأَخَذَتْهُمْ صَاعِقَةُ الْعَذَابِ الْهُونِ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ
Wa Najjaynā Al-Ladhīna 'Āmanū Wa Kānū Yattaqūna

041018.İnananları ve Allah’a karşı gelmekten sakınanları kurtardık.

وَنَجَّيْنَا الَّذِينَ آمَنُوا وَكَانُوا يَتَّقُونَ
Wa Yawma Yuĥsharu 'A`dā'u Allāhi 'Ilá An-Nāri Fahum Yūza`ūna

041019.Allah’ın düşmanlarının, toplanıp yığın yığın cehenneme sevkedilecekleri günü hatırla!

وَيَوْمَ يُحْشَرُ أَعْدَاءُ اللَّهِ إِلَى النَّارِ فَهُمْ يُوزَعُونَ
Ĥattá 'Idhā Mā Jā'ūShahida `Alayhim Sam`uhum Wa 'Abşāruhum Wa Julūduhum Bimā Kānū Ya`malūna

041020.Nihâyet cehenneme vardıklarında, kulakları, gözleri ve derileri, yapmışoldukları işler hakkında, kendileri aleyhine şahitlik ederler.

حَتَّى إِذَا مَا جَاءُوهَا شَهِدَ عَلَيْهِمْ سَمْعُهُمْ وَأَبْصَارُهُمْ وَجُلُودُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Wa Qālū Lijulūdihim Lima Shahidtum `Alaynā Qālū 'Anţaqanā Allāhu Al-Ladhī 'Anţaqa Kulla Shay'in Wa Huwa Khalaqakum 'Awwala Marratin Wa 'Ilayhi Turja`ūna

041021.Onlar derilerine, “Niçin aleyhimize şâhitlik ettiniz?” derler. Derileri, “Biziher şeyi konuşturan Allah konuşturdu. İlk defa sizi O yaratmıştı ve yineyalnızca ona döndürülüyorsunuz?”

وَقَالُوا لِجُلُودِهِمْ لِمَ شَهِدْتُمْ عَلَيْنَا قَالُوا أَنطَقَنَا اللَّهُ الَّذِي أَنطَقَ كُلَّ شَيْء ٍ وَهُوَ خَلَقَكُمْ أَوَّلَ مَرَّة ٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Wa Mā Kuntum Tastatirūna 'An Yash/hada `Alaykum Sam`ukum Wa Lā 'Abşārukum Wa Lā Julūdukum Wa Lakin Žanantum 'Anna Allāha Lā Ya`lamu Kathīrāan Mimmā Ta`malūna

041022.“Siz (günahları işlerken) kulaklarınızın, gözlerinizin vederilerinizin, aleyhinize şâhitlik etmesinden sakınmıyordunuz. Lakin,yaptıklarınızın çoğunu Allah’ın bilmediğini sanıyordunuz.”

وَمَا كُنْتُمْ تَسْتَتِرُونَ أَنْ يَشْهَدَ عَلَيْكُمْ سَمْعُكُمْ وَلاَ أَبْصَارُكُمْ وَلاَ جُلُودُكُمْ وَلَكِنْ ظَنَنْتُمْ أَنَّ اللَّهَ لاَ يَعْلَمُ كَثِيرا ً مِمَّا تَعْمَلُونَ
Wa Dhalikum Žannukumu Al-Ladhī Žanantum Birabbikum 'Ardākum Fa'aşbaĥtum Mina Al-Khāsirīna

041023.“İşte bu sizin, Rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınızdır. O sizimahvetti de ziyâna uğrayanlardan oldunuz.”

وَذَلِكُمْ ظَنُّكُمُ الَّذِي ظَنَنتُمْ بِرَبِّكُمْ أَرْدَاكُمْ فَأَصْبَحْتُمْ مِنَ الْخَاسِرِينَ
Fa'in Yaşbirū Fālnnāru Mathwáan Lahum Wa 'In Yasta`tibū Famā Hum Mina Al-Mu`tabīna

041024.Şimdi eğer dayanabilirlerse artık cehennem onların yeridir! EğerAllah’ın rızasını kazandıracak amelleri işlemeye izin isteseler onlaraizin verilmez.

فَإِنْ يَصْبِرُوا فَالنَّارُ مَثْوى ً لَهُمْ وَإِنْ يَسْتَعْتِبُوا فَمَا هُمْ مِنَ الْمُعْتَبِينَ
Wa Qayyađnā Lahum Quranā'a Fazayyanū Lahum Mā Bayna 'Aydīhim Wa Mā Khalfahum Wa Ĥaqqa `Alayhimu Al-Qawlu Fī 'Umamin Qad Khalat Min Qablihim Mina Al-Jinni Wa Al-'Insi 'Innahum Kānū Khāsirīna

041025.Biz onların başına birtakım arkadaşlar sardık da bu arkadaşlar onlarageçmişlerini ve geleceklerini süslü gösterdiler. Böylece kendilerindenönce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları ile ilgili o söz (azap),onlar için de gerçekleşti. Çünkü onlar ziyana uğrayanlardı.

وَقَيَّضْنَا لَهُمْ قُرَنَاءَ فَزَيَّنُوا لَهُمْ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَحَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ فِي أُمَم ٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْجِنِّ وَالإِنسِ إِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِرِينَ
Wa Qāla Al-Ladhīna Kafarū Lā Tasma`ū Lihadhā Al-Qur'āni Wa Al-Ghaw Fīhi La`allakum Taghlibūna

041026.İnkâr edenler dediler ki: “Bu Kur’an’ı dinlemeyin. Baskın çıkmak için ookunurken yaygara koparın.”

وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لاَ تَسْمَعُوا لِهَذَا الْقُرْآنِ وَالْغَوْا فِيه ِِ لَعَلَّكُمْ تَغْلِبُونَ
Falanudhīqanna Al-Ladhīna Kafarū `Adhābāan Shadīdāan Wa Lanajziyannahum 'Aswa'a Al-Ladhī Kānū Ya`malūna

041027.İnkâr edenlere mutlaka şiddetli bir azabı tattıracağız ve onlarıyaptıklarının en kötüsü ile cezalandıracağız.

فَلَنُذِيقَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا عَذَابا ً شَدِيدا ً وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَسْوَأَ الَّذِي كَانُوا يَعْمَلُونَ
Dhālika Jazā'u 'A`dā'i Allāhi An-Nāru Lahum Fīhā Dāru Al-Khuldi Jazā'an Bimā Kānū Bi'āyātinā Yajĥadūna

041028.İşte böyle, Allah düşmanlarının cezası ateştir. Âyetlerimizi inkaretmelerinin cezası olarak orada onlar için ebedilik yurdu vardır.

ذَلِكَ جَزَاءُ أَعْدَاءِ اللَّهِ النَّارُ لَهُمْ فِيهَا دَارُ الْخُلْدِ جَزَاء ً بِمَا كَانُوا بِآيَاتِنَا يَجْحَدُونَ
Wa Qāla Al-Ladhīna Kafarū Rabbanā 'Arinā Al-Ladhayni 'Ađallānā Mina Al-Jinni Wa Al-'Insi Naj`alhumā Taĥta 'Aqdāminā Liyakūnā Mina Al-'Asfalīna

041029.(Ateşe giren) inkârcılar şöyle derler: “Rabbimiz! Cinlerden veinsanlardan bizi saptıranları bize göster de onları ayaklarımızın altınaalalım ki en aşağılıklardan olsunlar.”

وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا رَبَّنَا أَرِنَا الَّذَيْنِ أَضَلاَّنَا مِنَ الْجِنِّ وَالإِنْسِ نَجْعَلْهُمَا تَحْتَ أَقْدَامِنَا لِيَكُونَا مِنَ الأَسْفَلِينَ
'Inna Al-Ladhīna Qālū Rabbunā Allāhu Thumma Astaqāmū Tatanazzalu `Alayhimu Al-Malā'ikatu 'Allā Takhāfū Wa Lā Taĥzanū Wa 'Abshirū Bil-Jannati Allatī Kuntum Tū`adūna

041030.Şüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onlarınüzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Korkmayın, üzülmeyin, size(dünyada iken) vadedilmekte olan cennetle sevinin!”

إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلاَئِكَةُ أَلاَّ تَخَافُوا وَلاَ تَحْزَنُوا وَأَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّتِي كُنْتُمْ تُوعَدُونَ
Naĥnu 'Awliyā'uukum Al-Ĥayāati Ad-Dunyā Wa Fī Al-'Ākhirati Wa Lakum Fīhā Mā Tashtahī 'Anfusukum Wa Lakum Fīhā Mā Tadda`ūna

041031-32.“Biz dünya hayatında da âhirette de sizin dostlarınızız. Çokbağışlayan ve çok merhametli olan Allah’dan bir ağırlama olarak, oradacanlarınızın çektiği her şey var, istediğiniz her şey orada sizin içinvar.”

نَحْنُ أَوْلِيَاؤُكُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الآخِرَةِ وَلَكُمْ فِيهَا مَا تَشْتَهِي أَنفُسُكُمْ وَلَكُمْ فِيهَا مَا تَدَّعُونَ
Nuzulāan Min Ghafūrin Raĥīmin

041032.

نُزُلا ً مِنْ غَفُور ٍ رَحِيم ٍ
Wa Man 'Aĥsanu Qawlāan Mimman Da`ā 'Ilá Allāhi Wa `Amila Şāliĥāan Wa Qāla 'Innanī Mina Al-Muslimīna

041033.Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben müslümanlardanım”diyenden daha güzel sözlü kimdir?

وَمَنْ أَحْسَنُ قَوْلا ً مِمَّنْ دَعَا إِلَى اللَّهِ وَعَمِلَ صَالِحا ً وَقَالَ إِنَّنِي مِنَ الْمُسْلِمِينَ
Wa Lā Tastawī Al-Ĥasanatu Wa Lā As-Sayyi'atu Adfa` Bi-Atī Hiya 'Aĥsanu Fa'idhā Al-Ladhī Baynaka Wa Baynahu `Adāwatun Ka'annahu Wa Līyun Ĥamīmun

041034.İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir debakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dostoluvermiştir.

وَلاَ تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلاَ السَّيِّئَةُ ادْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ فَإِذَا الَّذِي بَيْنَكَ وَبَيْنَه ُُ عَدَاوَة ٌ كَأَنَّه ُُ وَلِيٌّ حَمِيم ٌ
Wa Mā Yulaqqāhā 'Illā Al-Ladhīna Şabarū Wa Mā Yulaqqāhā 'Illā Dhū Ĥažžin `Ažīmin

041035.Bu güzel davranışa ancak sabredenler kavuşturulur. Buna ancak (hayırdanve olgunluktan) büyük payı olanlar kavuşturulur.

وَمَا يُلَقَّاهَا إِلاَّ الَّذِينَ صَبَرُوا وَمَا يُلَقَّاهَا إِلاَّ ذُو حَظٍّ عَظِيم ٍ
Wa 'Immā Yanzaghannaka Mina Ash-Shayţāni Nazghun Fāsta`idh Billāhi 'Innahu Huwa As-Samī`u Al-`Alīmu

041036.Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemenAllah’a sığın. Çünkü O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

وَإِمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغ ٌ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ إِنَّه ُُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Wa Min 'Āyātihi Al-Laylu Wa An-Nahāru Wa Ash-Shamsu Wa Al-Qamaru Lā Tasjudū Lilshshamsi Wa Lā Lilqamari Wa Asjudū Lillāhi Al-Ladhī Khalaqahunna 'In Kuntum 'Īyāhu Ta`budūna

041037.Gece, gündüz, güneş ve ay Allah’ın varlığının delillerindendir. Güneşeve aya secde etmeyin. Eğer gerçekten Allah’a kulluk ediyorsanız, onlarıyaratan Allah’a secde edin.4

وَمِنْ آيَاتِهِ اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ لاَ تَسْجُدُوا لِلشَّمْسِ وَلاَ لِلْقَمَرِ وَاسْجُدُوا لِلَّهِ الَّذِي خَلَقَهُنَّ إِنْ كُنْتُمْ إِيَّاه ُُ تَعْبُدُونَ
Fa'ini Astakbarū Fa-Al-Ladhīna `Inda Rabbika Yusabbiĥūna Lahu Bil-Layli Wa An-Nahāri Wa Hum Lā Yas'amūna

041038.Eğer onlar büyüklük taslarlarsa, bilsinler ki Rabbinin yanındabulunanlar (melekler), gece gündüz hiç usanmadan onu tespih ederler.

فَإِنِ اسْتَكْبَرُوا فَالَّذِينَ عِنْدَ رَبِّكَ يُسَبِّحُونَ لَه ُُ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَهُمْ لاَ يَسْأَمُونَ
Wa Min 'Āyātihi 'Annaka Tará Al-'Arđa Khāshi`atan Fa'idhā 'Anzalnā `Alayhā Al-Mā'a Ahtazzat Wa Rabat 'Inna Al-Ladhī 'Aĥyāhā Lamuĥyī Al-Mawtá 'Innahu `Alá Kulli Shay'in Qadīrun

041039.Allah’ın varlığının delillerinden biri de şudur: Sen yeryüzünü boynu bükük(kupkuru) görürsün. Onun üzerine yağmuru indirdiğimiz zaman kıpırdar kabarır.Şüphesiz ki, onu dirilten, elbette ölüleri de diriltir. Şüphesiz o, her şeyegücü hakkıyla yetendir.

وَمِنْ آيَاتِهِ~ِ أَنَّكَ تَرَى الأَرْضَ خَاشِعَة ً فَإِذَا أَنزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ إِنَّ الَّذِي أَحْيَاهَا لَمُحْيِي الْمَوْتَى إِنَّه ُُ عَلَى كُلِّ شَيْء ٍ قَدِير ٌ
'Inna Al-Ladhīna Yulĥidūna Fī 'Āyātinā Lā Yakhfawna `Alaynā 'Afaman Yulqá Fī An-Nāri Khayrun 'Am Man Ya'tī 'Āmināan Yawma Al-Qiyāmati A`malū Mā Shi'tum 'Innahu Bimā Ta`malūna Başīrun

041040.Âyetlerimiz konusunda (yalanlama amacıyla) doğruluktan sapanlar bizegizli kalmaz. O halde kıyamet gününde ateşe atılan mı, yoksa güven içindegelen kimse mi daha iyidir? Dilediğinizi yapın. Şüphesiz o, yaptıklarınızıhakkıyla görmektedir.

إِنَّ الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي آيَاتِنَا لاَ يَخْفَوْنَ عَلَيْنَا أَفَمَنْ يُلْقَى فِي النَّارِ خَيْرٌ أَمْ مَنْ يَأْتِي آمِنا ً يَوْمَ الْقِيَامَةِ اعْمَلُوا مَا شِئْتُمْ إِنَّه ُُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِير ٌ
'Inna Al-Ladhīna Kafarū Bidh-Dhikri Lammā Jā'ahum Wa 'Innahu Lakitābun `Azīzun

041041.Kur’an kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler mutlaka cezalarınıgöreceklerdir. Şüphesiz o çok değerli ve sağlam bir kitaptır.

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا بِالذِّكْرِ لَمَّا جَاءَهُمْ وَإِنَّه ُُ لَكِتَابٌ عَزِيز ٌ
Lā Ya'tīhi Al-Bāţilu Min Bayni Yadayhi Wa Lā Min Khalfihi Tanzīlun Min Ĥakīmin Ĥamīdin

041042.Ona ne önünden ne de ardından batıl gelemez. O hüküm ve hikmet sahibi,övülmeye layık olan Allah tarafından indirilmiştir.

لاَ يَأْتِيهِ الْبَاطِلُ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَلاَ مِنْ خَلْفِه ِِ تَنزِيل ٌ مِنْ حَكِيمٍ حَمِيد ٍ
Mā Yuqālu Laka 'Illā Mā Qad Qīla Lilrrusuli Min Qablika 'Inna Rabbaka Ladhū Maghfiratin Wa Dhū `Iqābin 'Alīmin

041043.Sana ancak, senden önceki peygamberlere söylenenler söylenmektedir. Hiçşüphesiz senin Rabbin hem bağışlama sahibidir, hem de elem dolu bir azapsahibidir.

مَا يُقَالُ لَكَ إِلاَّ مَا قَدْ قِيلَ لِلرُّسُلِ مِنْ قَبْلِكَ إِنَّ رَبَّكَ لَذُو مَغْفِرَة ٍ وَذُو عِقَابٍ أَلِيم ٍ
Wa Law Ja`alnāhu Qur'ānāan 'A`jamīyāan Laqālū Lawlā Fuşşilat 'Āyātuhu 'A'a`jamīyun Wa `Arabīyun Qul Huwa Lilladhīna 'Āmanū Hudáan Wa Shifā'un Wa Al-Ladhīna Lā Yu'uminūna Fī 'Ādhānihim Waqrun Wa Huwa `Alayhim `Amáan 'Ūlā'ika Yunādawna Min Makānin Ba`īdin

041044.Eğer biz onu başka dilde bir Kur’an yapsaydık onlar mutlaka, “Onunâyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arapbir peygamber öyle mi?” derlerdi. De ki: “O, inananlar için bir hidayet veşifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlarakapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor(da anlamıyorlar).”

وَلَوْ جَعَلْنَاه ُُ قُرْآناً أَعْجَمِيّا ً لَقَالُوا لَوْلاَ فُصِّلَتْ آيَاتُهُ~ُ أَأَعْجَمِيّ ٌ وَعَرَبِيّ ٌ قُلْ هُوَ لِلَّذِينَ آمَنُوا هُدى ً وَشِفَاء ٌ وَالَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ فِي آذَانِهِمْ وَقْر ٌ وَهُوَ عَلَيْهِمْ عَمىً أُوْلَائِكَ يُنَادَوْنَ مِنْ مَكَان ٍ بَعِيد ٍ
Wa Laqad 'Ātaynā Mūsá Al-Kitāba Fākhtulifa Fīhi Wa Lawlā Kalimatun Sabaqat Min Rabbika Laquđiya Baynahum Wa 'Innahum Lafī Shakkin Minhu Murībin

041045.Andolsun! Biz Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) vermiştik de, onda ayrılığadüşmüşlerdi. Eğer (azabın ertelenmesi ile ilgili olarak ezelde) Rabbindenbir söz geçmiş olmasaydı, aralarında derhal hüküm verilirdi. Şüphesizonlar Kur’an hakkında derin bir şüphe içindedirler.

وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ فَاخْتُلِفَ فِيه ِِ وَلَوْلاَ كَلِمَة ٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ وَإِنَّهُمْ لَفِي شَكّ ٍ مِنْهُ مُرِيب ٍ
Man `Amila Şāliĥāan Falinafsihi Wa Man 'Asā'a Fa`alayhā Wa Mā Rabbuka Bižallāmin Lil`abīdi

041046.Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendialeyhinedir. Rabbin kullara (zerre kadar) zulmedici değildir.

مَنْ عَمِلَ صَالِحا ً فَلِنَفْسِه ِِ وَمَنْ أَسَاءَ فَعَلَيْهَا وَمَا رَبُّكَ بِظَلاَّم ٍ لِلْعَبِيدِ
'Ilayhi Yuraddu `Ilmu As-Sā`ati Wa Mā Takhruju Min Thamarātin Min 'Akmāmihā Wa Mā Taĥmilu Min 'Unthá Wa Lā Tađa`u 'Illā Bi`ilmihi Wa Yawma Yunādīhim 'Ayna Shurakā'ī Qālū 'Ādhannāka Mā Minnā Min Shahīdin

041047.Kıyametin ne zaman kopacağına ilişkin bilgi O’na havale edilir. Meyvelertomurcuklarından ancak O’nun bilgisi altında çıkar, dişi ancak O’nun bilgisialtında hamile kalır ve doğurur. Allah onlara, “Nerede bana ortakkoştuklarınız?” diye seslendiği gün şöyle derler: “Sana arz ederiz ki, içimizdenonları gören hiçbir kimse yok.”

إِلَيْهِ يُرَدُّ عِلْمُ السَّاعَةِ وَمَا تَخْرُجُ مِنْ ثَمَرَات ٍ مِنْ أَكْمَامِهَا وَمَا تَحْمِلُ مِنْ أُنثَى وَلاَ تَضَعُ إِلاَّ بِعِلْمِه ِِ وَيَوْمَ يُنَادِيهِمْ أَيْنَ شُرَكَائِي قَالُوا آذَنَّاكَ مَا مِنَّا مِنْ شَهِيد ٍ
Wa Đalla `Anhum Mā Kānū Yad`ūna Min Qablu Wa Žannū Mā Lahum Min Maĥīşin

041048.Daha önce yalvardıkları (tanrılar) onları yüzüstü bırakıpuzaklaşmıştır. Kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır.

وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَدْعُونَ مِنْ قَبْلُ وَظَنُّوا مَا لَهُمْ مِنْ مَحِيص ٍ
Lā Yas'amu Al-'Insānu Min Du`ā'i Al-Khayri Wa 'In Massahu Ash-Sharru Faya'ūsun Qanūţun

041049.İnsan, hayır (mal, mülk, genişlik) istemekten usanmaz. Fakat başına birkötülük gelince umutsuzluğa düşer, yıkılır.

لاَ يَسْأَمُ الإِنْسَانُ مِنْ دُعَاءِ الْخَيْرِ وَإِنْ مَسَّهُ الشَّرُّ فَيَئُوس ٌ قَنُوط ٌ
Wa La'in 'Adhaqnāhu Raĥmatan Minnā Min Ba`di Đarrā'a Massat/hu Layaqūlanna Hādhā Lī Wa Mā 'Ažunnu As-Sā`ata Qā'imatan Wa La'in Ruji`tu 'Ilá Rabbī 'Inna Lī `Indahu Lalĥusná Falanunabbi'anna Al-Ladhīna Kafarū Bimā `Amilū Wa Lanudhīqannahum Min `Adhābin Ghalīžin

041050.Andolsun! Başına gelen bir zarardan sonra kendisine tarafımızdan birrahmet tattırsak mutlaka “Bu benim hakkımdır, Kıyametin kopacağını dasanmıyorum. Andolsun, Rabbime döndürülürsem, şüphesiz O’nun yanında benimiçin daha güzel şeyler vardır” der. Andolsun, biz inkâr edenlereyaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve andolsun, onlara mutlaka ağırazâptan tattıracağız.

وَلَئِنْ أَذَقْنَاه ُُ رَحْمَة ً مِنَّا مِنْ بَعْدِ ضَرَّاءَ مَسَّتْهُ لَيَقُولَنَّ هَذَا لِي وَمَا أَظُنُّ السَّاعَةَ قَائِمَة ً وَلَئِنْ رُجِعْتُ إِلَى رَبِّي إِنَّ لِي عِنْدَه ُُ لَلْحُسْنَى فَلَنُنَبِّئَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا بِمَا عَمِلُوا وَلَنُذِيقَنَّهُمْ مِنْ عَذَابٍ غَلِيظ ٍ
Wa 'Idhā 'An`amnā `Alá Al-'Insāni 'A`rađa Wa Na'á Bijānibihi Wa 'Idhā Massahu Ash-Sharru Fadhū Du`ā'in `Arīđin

041051.İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Başına bir kötülükgelince de yalvarmaya koyulur.

وَإِذَا أَنْعَمْنَا عَلَى الإِنْسَانِ أَعْرَضَ وَنَأى بِجَانِبِه ِِ وَإِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ فَذُو دُعَاءٍ عَرِيض ٍ
Qul 'Ara'aytum 'In Kāna Min `Indi Allāhi Thumma Kafartum Bihi Man 'Ađallu Mimman Huwa Fī Shiqāqin Ba`īdin

041052.De ki: “Ne dersiniz? Eğer o (Kur’an) Allah katından olup da siz de onuinkâr etmişseniz, o zaman derin bir ayrılık içinde bulunan kimseden dahasapık kim olabilir?”

قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ كَانَ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ ثُمَّ كَفَرْتُمْ بِه ِِ مَنْ أَضَلُّ مِمَّنْ هُوَ فِي شِقَاق ٍ بَعِيد ٍ
Sanurīhim 'Āyātinā Fī Al-'Āfāqi Wa Fī 'Anfusihim Ĥattá Yatabayyana Lahum 'Annahu Al-Ĥaqqu 'Awalam Yakfi Birabbika 'Annahu `Alá Kulli Shay'in Shahīdun

041053.Varlığımızın delillerini, (kainattaki uçsuz bucaksız) ufuklarda vekendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki, o Kur’an’ın gerçek olduğuonlara iyice belli olsun. Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?

سَنُرِيهِمْ آيَاتِنَا فِي الآفَاقِ وَفِي أَنْفُسِهِمْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُ الْحَقُّ أَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ أَنَّه ُُ عَلَى كُلِّ شَيْء ٍ شَهِيد ٌ
'Alā 'Innahum Fī Miryatin Min Liqā'i Rabbihim 'Alā 'Innahu Bikulli Shay'in Muĥīţun

041054.İyi bilin ki, onlar Rablerine kavuşma konusunda şüphe içindedirler. İyibilin ki, O, her şeyi kuşatandır.

أَلاَ إِنَّهُمْ فِي مِرْيَة ٍ مِنْ لِقَاءِ رَبِّهِمْ أَلاَ إِنَّه ُُ بِكُلِّ شَيْء ٍ مُحِيط ٌ
Sureler Ana Sayfa Sonraki SureAna Sayfa