| Ayet Ayet Kuran-ı Kerim Oku | Kurani Kerim Dinle |
| Sayfa Sayfa Kurani Kerim Oku | Dini Oyun Oyna |
| Sure Sure Kurani Kerim OKU |
» Kurani Kerim 563.Sayfa 29.Cuz 67.Sure Mülk Suresi Ayet 27-30 / 68.Sure Kalem Suresi Ayet 1-15

Sonraki Sayfaya GecKurani Kerim Ana Sayfaya GitOnceki Sayfaya Git

Sayfayi Dinlemek için Play a basin

Arapca Metin:Font = 20px - 30px - 40px - 50px
فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيئَتْ وُجُوهُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَقِيلَ هَذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تَدَّعُونَ {27} قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَهْلَكَنِيَ اللَّهُ وَمَن مَّعِيَ أَوْ رَحِمَنَا فَمَن يُجِيرُ الْكَافِرِينَ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ {28} قُلْ هُوَ الرَّحْمَنُ آمَنَّا بِهِ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ {29} قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَاؤُكُمْ غَوْراً فَمَن يَأْتِيكُم بِمَاء مَّعِينٍ {30} سورة الملك (67) ص

سورة القلم (68) ص 563
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
ن وَالْقَلَمِ وَمَا يَسْطُرُونَ {1} مَا أَنتَ بِنِعْمَةِ رَبِّكَ بِمَجْنُونٍ {2} وَإِنَّ لَكَ لَأَجْراً غَيْرَ مَمْنُونٍ {3} وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ {4} فَسَتُبْصِرُ وَيُبْصِرُونَ {5} بِأَييِّكُمُ الْمَفْتُونُ {6} إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ {7} فَلَا تُطِعِ الْمُكَذِّبِينَ {8} وَدُّوا لَوْ تُدْهِنُ فَيُدْهِنُونَ {9} وَلَا تُطِعْ كُلَّ حَلَّافٍ مَّهِينٍ {10} هَمَّازٍ مَّشَّاء بِنَمِيمٍ {11} مَنَّاعٍ لِّلْخَيْرِ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ {12} عُتُلٍّ بَعْدَ ذَلِكَ زَنِيمٍ {13} أَن كَانَ ذَا مَالٍ وَبَنِينَ {14} إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِ آيَاتُنَا قَالَ أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ {15} سورة القلم (68) ص
Turkçe Turkish: 10px - 15px - 25px - 30px
Ama onu (azabı) yakından gördükleri zaman, inkar edenlerin yüzleri kararacak ve (kendilerine): İşte sizin isteyip durduğunuz budur! denecektir. (27) De ki: Allah beni ve beraberimdekileri (sizin istediğiniz üzere) yok etse veya (öyle olmayıp da) bizi esirgese, (söyleyin bakalım) inkarcıları yakıcı azaptan kurtaracak kimdir? (28) De ki: (Sizi imana davet ettiğimiz) O (Allah) çok esirgeyicidir; biz O`na iman etmiş ve sırf O`na güvenip dayanmışızdır. Siz kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz! (29) De ki: Suyunuz çekiliverse, söyleyin bakalım, size kim bir akar su getirebilir? / (30)

Rahman ve rahîm olan Allah'ın adıyla (1) Nûn. Kaleme ve (kalem tutanların) yazdıklarına andolsun ki (Resûlüm), sen -Rabbinin nimeti sayesinde- mecnun değilsin. (1) (2) Nûn. Kaleme ve (kalem tutanların) yazdıklarına andolsun ki (Resûlüm), sen -Rabbinin nimeti sayesinde- mecnun değilsin. (2) Hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır. (3) Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin. (4) (5) Hanginizde delilik olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da. (5) (6) Hanginizde delilik olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da. (6) Doğrusu Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi en iyi bilendir, hidayete erenleri de en iyi bilen O`dur. (7) O halde, (hakikati) yalan sayanlara boyun eğme! (8) Onlar isterler ki, sen yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar. (9) (10) (Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. (10) (11) (Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. (11) (12) (Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. (12) (13) (Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. (13) (14) (Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. (14) Ona âyetlerimiz okunduğu zaman o, "Öncekilerin masalları!" der. (15)
Almanca Deutsch: 10px - 15px - 25px - 30px
""Doch wenn sie es nahe sehen, dann werden die Gesichter derer, die ungläubig sind, verzerrt sein, und es wird gesprochen werden: ""Das ist es, wonach ihr verlangt habt."" (27) ""Sprich: ""Was meint ihr, wenn Allah mich und diejenigen, die mit mir sind, vernichten wollte, oder wenn Er uns Barmherzigkeit erweisen wollte, wer würde (dann) die Ungläubigen vor qualvoller Strafe schützen?"" (28) ""Sprich: ""Er ist der Allerbarmer; an Ihn glauben wir und auf Ihn vertrauen wir. Ihr werdet bald erfahren, wer sich in einem offenbaren Irrtum befindet."" (29) ""Sprich: ""Was meint ihr, wenn euer Wasser versickern würde, wer könnte euch dann reichlich Wasser bringen?"" (30)

Im Namen Allahs, des Allerbarmers, des Barmherzigen! Nun - und beim Schreibrohr und bei dem, was sie niederschreiben! (1) Wahrlich, du bist - durch die Gnade deines Herrn - kein Besessener. (2) Und für dich ist gewiß ein Lohn bestimmt, der dir nicht vorenthalten wird. (3) Und du verfügst wahrlich über großartige Tugendeigenschaften. (4) Also wirst du sehen und sie werden auch sehen, (5) wer von euch der Besessene ist. (6) Wahrlich, dein Herr weiß am besten, wer von Seinem Weg abirrt, und Er kennt auch die Rechtgeleiteten am besten. (7) Darum richte dich nicht nach den Wünschen der Leugner. (8) Sie wünschen, daß du dich (ihnen gegenüber) entgegenkommend verhältst, dann würden (auch) sie sich (dir gegenüber) entgegenkommend verhalten. (9) Und füge dich nicht irgendeinem verächtlichen Schwüremacher, (10) Verleumder, einem, der umhergeht, um üble Nachrede zu verbreiten, (11) einem Behinderer des Guten, Übertreter, Sünder (12) groben Benehmens, einem Bastard. (13) Nur weil er Reichtümer und Kinder besitzt, (14) "sagt er, wenn ihm Unsere Verse verlesen werden: ""(Dies sind) Fabeln der Alten!"" (15)
ingilizce Eng Dr. Mohsin: 10px - 15px - 25px - 30px
But when they will see it (the torment on the Day of Resurrection) approaching, the faces of those who disbelieve will change and turn black with sadness and in grief and it will be said (to them): "This is (the promise) which you were calling for!" (27) Say (O Muhammad SAW): "Tell me! If Allâh destroys me, and those with me, or He bestows His Mercy on us — who can save the disbelievers from a painful torment?" (28) Say: "He is the Most Gracious (Allâh), in Him we believe, and in Him we put our trust. So you will come to know who is it that is in manifest error." (29) Say (O Muhammad SAW): "Tell me! If (all) your water were to sink away, who then can supply you with flowing (spring) water?" (30)

In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful Nûn [These letters (Nûn, etc.) are one of the miracles of the Qur'ân, and none but Allâh (Alone) knows their meanings]. By the pen and by what the (the angels) write (in the Records of men). (1) You (O Muhammad SAW) are not, by the Grace of your Lord, a madman (2) And verily, for you (O Muhammad SAW) will be an endless reward. (3) And verily, you (O Muhammad SAW) are on an exalted (standard of) character. (4) You will see, and they will see, (5) Which of you is afflicted with madness. (6) Verily, your Lord is Best Knower of him who has gone astray from His Path, and He is the Best Knower of those who are guided. (7) So (O Muhammad SAW) obey you not the deniers [(of Islâmic Monotheism those who belie the Verses of Allâh), the Oneness of Allâh, and the Messengership of Muhammad SAW]. (8) They wish that you should compromise (in religion out of courtesy) with them, so they (too) would compromise with you. (9) And (O Muhammad SAW) obey you not everyone Hallaf Mahin (the one who swears much, and is a liar or is worthless). (Tafsir At-Tabari) (10) A slanderer, going about with calumnies, (11) Hinderer of the good, transgressor, sinful, (12) Cruel, and moreover baseborn (of illegitimate birth). (13) (He was so) because he had wealth and children. (14) When Our Verses (of the Qur'ân) are recited to him, he says: "Tales of the men of old!" (15)
ingilizce Eng Yusuf Ali: 10px - 15px - 25px - 30px
At length, when they see it close at hand, grieved will be the faces of the Unbelievers, and it will be said (to them): "This is (the promise fulfilled) which ye were calling for!" (27) Say: "See ye?― If Allah were to destroy me, and those with me, or if He bestows His Mercy on us― yet who can deliver the Unbelievers from a grievous Penalty?" (28) Say: "He is (Allah) Most Gracious: we have believed in Him, and on Him have we put our trust: so soon will ye know which (of us) it is that is in manifest error." (29) Say: "See ye?― If your stream be some morning lost (in the underground earth), who then can supply you with clear-flowing water?" (30)

In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful Nun. By the Pen and by the (Record) which (men) write― (1) Thou art not, by the grace of thy Lord, mad or possessed. (2) Nay, verily for thee is a Reward unfailing: (3) And thou (standest) on an exalted standard of character. (4) Soon wilt thou see, and they will see (5) Which of you is afflicted with madness. (6) Verily it is thy Lord that knoweth best, which (among men) hath strayed from His Path: and He knoweth best those who receive (True) Guidance. (7) So hearken not to those who deny (the Truth). (8) Their desire is that thou shouldst be pliant; so would thy be pliant. (9) need not the type of despicable man― ready with oaths. (10) A slanderer, going about with calumnies. (11) (Habitually) hindering (all) good, transgressing beyond bounds deep in sin. (12) Violent (and cruel), with all that, base-born― (13) Because he possesses wealth and (numerous) sons. (14) When to him are rehearsed Our Signs "Tales of the Ancients" he cries. (15)
French Fransizca: 10px - 15px - 25px - 30px
Puis, quand ils verront (le châtiment) de près, les visages de ceux qui ont mécru seront affligés. Et il leur sera dit: «Voilà ce que vous réclamiez». (27) Dis: «Que vous en semble? Qu’Allah me fasse périr ainsi que ceux qui sont avec moi ou qu’Il nous fasse miséricorde, qui protégera alors les mécréants d’un châtiment douloureux?» (28) Dis: «C’est Lui, le Tout Miséricordieux. Nous croyons en Lui et c’est en Lui que nous plaçons notre confiance. Vous saurez bientôt qui est dans un égarement évident». (29) Dis: «Que vous en semble? Si votre eau était absorbée au plus profond de la terre, qui donc vous apporterait de l’eau de source?»(1) (30)

Au nom d’Allah, le Tout Miséricordieux, le Très Miséricordieux Nūn(3). Par la plume et ce qu’ils écrivent! (1) Tu (Mouḥammad) n’es pas, par la grâce de ton Seigneur, un possédé. (2) Et il y aura pour toi certes, une récompense jamais interrompue. (3) Et tu es certes, d’une moralité éminente. (4) Tu verras et ils verront (5) qui d’entre vous a perdu la raison. (6) C’est ton Seigneur qui connaît mieux ceux qui s’égarent de Son chemin, et Il connaît mieux ceux qui suivent la bonne voie. (7) N’obéis pas à ceux qui crient au mensonge, (8) Ils aimeraient bien que tu transiges avec eux afin qu’ils transigent avec toi. (9) Et n’obéis à aucun grand jureur, méprisable, (10) grand diffamateur, grand colporteur de médisance, (11) grand empêcheur du bien, transgresseur, grand pécheur, (12) au cœur dur, et en plus de cela bâtard(4). (13) Même s’il est doté de richesses et (de nombreux) enfants. (14) Quand Nos versets lui sont récités, il dit: «Des contes d’anciens». (15)
Endonezya indonesian: 10px - 15px - 25px - 30px
Ketika mereka melihat azab [pada hari kiamat] sudah dekat, muka orang-orang kafir itu menjadi muram. Dan dikatakan [kepada mereka] inilah [azab] yang dahulunya kamu selalu meminta-mintanya. (27) Katakanlah: "Terangkanlah kepadaku jika Allah mematikan aku dan orang-orang yang bersama dengan aku atau memberi rahmat kepada kami, [maka kami akan masuk surga], tetapi siapakah yang dapat melindungi orang-orang yang kafir dari siksa yang pedih?" (28) Katakanlah: "Dia-lah Allah Yang Maha Penyayang, kami beriman kepada-Nya dan kepada-Nya-lah kami bertawakkal. Kelak kamu akan mengetahui siapakah dia yang berada dalam kesesatan yang nyata". (29) Katakanlah: "Terangkanlah kepadaku jika sumber air kamu menjadi kering; maka siapakah yang akan mendatangkan air yang mengalir bagimu?". (30)

Dengan menyebut nama Allah Yang Maha Pemurah lagi Maha Penyayang Nun [1], demi kalam dan apa yang mereka tulis, (1) berkat ni’mat Tuhanmu kamu [Muhammad] sekali-kali bukan orang gila. (2) Dan sesungguhnya bagi kamu benar-benar pahala yang besar yang tidak putus-putusnya. (3) Dan sesungguhnya kamu benar-benar berbudi pekerti yang agung. (4) Maka kelak kamu akan melihat dan mereka [orang-orang kafir]pun akan melihat, (5) siapa di antara kamu yang gila. (6) Sesungguhnya Tuhanmu, Dia-lah Yang Paling Mengetahui siapa yang sesat dari jalan-Nya; dan Dia-lah Yang Paling Mengetahui orang-orang yang mendapat petunjuk. (7) Maka janganlah kamu ikuti orang-orang yang mendustakan [ayat-ayat Allah]. (8) Maka mereka menginginkan supaya kamu bersikap lunak lalu mereka bersikap lunak [pula kepadamu]. (9) Dan janganlah kamu ikuti setiap orang yang banyak bersumpah lagi hina, (10) yang banyak mencela, yang kian ke mari menghambur fitnah, (11) yang sangat enggan berbuat baik, yang melampaui batas lagi banyak dosa, (12) yang kaku kasar, selain dari itu, yang terkenal kejahatannya, (13) karena dia mempunyai [banyak] harta dan anak [2]. (14) Apabila dibacakan kepadanya ayat-ayat Kami, ia berkata: "[Ini adalah] dongeng-dongengan orang-orang dahulu kala." (15)
Malezya Malaysian: 10px - 15px - 25px - 30px
Kemudian apabila (datang kiamat dan) mereka melihat (azab) yang dijanjikan itu secara dekat, muramlah muka orang-orang yang kafir itu, serta dikatakan (kepada mereka): Inilah dia yang dahulu kamu kerap kali minta disegerakan kedatangannya!. (27) Tanyalah (wahai Muhammad, kepada mereka): Bagaimana fikiran kamu, jika Allah binasakan daku dan orang-orang yang bersama-sama denganku (sebagaimana yang kamu harap-harapkan) atau Dia memberi rahmat kepada kami (sehingga kami dapat mengalahkan kamu), maka siapakah yang dapat melindungi orang-orang yang kafir dari azab seksa yang tidak terperi sakitnya?. (28) Tegaskan (wahai Muhammad, kepada mereka): Allah Dialah Yang Maha Pemurah, yang kami beriman kepadaNya dan yang kepadaNya kami berserah diri; oleh itu kamu akan mengetahui kelak siapakah yang berada dalam kesesatan yang nyata. (29) Katakanlah lagi: Bagaimana fikiran kamu, sekiranya air kamu hilang lenyap (di telan bumi), maka siapakah (selain Allah) yang dapat mendatangkan kepada kamu air yang sentiasa terpancar mengalir?. / (30)

Dengan nama Allah, Yang Maha Pemurah, lagi Maha Mengasihani Nuun. Demi Pena dan apa yang mereka tulis; (1) Engkau (wahai Muhammad) dengan sebab nikmat pemberian Tuhanmu bukanlah seorang gila (sebagaimana yang dituduh oleh kaum musyrik, bahkan engkau adalah seorang yang bijaksana). (2) Dan sesungguhnya engkau tetap beroleh pahala yang amat besar, yang tidak putus-putus, (sebagai balasan bagi menjalankan ajaran Islam); (3) Dan bahawa sesungguhnya engkau mempunyai akhlak yang amat mulia. (4) Maka (tidak lama lagi) engkau akan melihat dan mereka juga akan melihat; (5) Siapakah orangnya yang gila di antara kamu semua. (6) Sesungguhnya Tuhanmu, Dialah jua yang lebih mengetahui akan orang yang sesat dari jalanNya dan Dialah jua yang lebih mengetahui akan orang-orang yang mendapat petunjuk. (7) Oleh itu (berpegang teguhlah pada ajaran Islam yang sedang engkau amalkan dan) janganlah engkau menurut kemahuan orang-orang yang mendustakan (agama Allah). (8) Mereka suka kalaulah engkau bertolak ansur (menurut kemahuan mereka), supaya mereka juga bertolak ansur berlemah-lembut (pada zahirnya terhadapmu). (9) Dan janganlah engkau (berkisar dari pendirianmu yang benar dan jangan) menurut kemahuan orang yang selalu bersumpah, lagi yang hina (pendapatnya dan amalannya); (10) Yang suka mencaci, lagi yang suka menyebarkan fitnah hasutan (untuk memecah belahkan orang ramai); (11) Yang sering menghalangi amalan-amalan kebajikan, yang melanggar hukum-hukum agama, lagi yang amat berdosa; (12) Yang jahat kejam, yang selain itu tidak tentu pula bapanya. (13) Adakah kerana dia seorang hartawan dan ramai anak-pinaknya (maka dia mendustakan agama Kami)? (14) Apabila dibacakan kepadanya ayat-ayat keterangan Kami, dia berkata: (Ini ialah) cerita-cerita dongeng orang-orang dahulu kala. (15)
Spanish ispanya: 10px - 15px - 25px - 30px
Cuando la vean próxima, el mal se reflejará en el rostro de los que se negaron a creer y alguien dirá: Esto es lo que estabais pidiendo. (27) Di: Decidme: ¿Y si Allah me destruyera a mí y a los que conmigo están o se apiadara de nosotros? ¿Quién librará a los incrédulos de un doloroso castigo? (28) Di: Él es el Misericordioso, en Él creemos y en Él nos abandonamos.Ya sabréis quién es el que está en un claro extravío. (29) Di: ¿Qué haríais si vuestra agua se quedara en la profundidad de la tierra? ¿Quién podría traeros agua de manantial? (30)

En el nombre de Allah, el Misericordioso, el Compasivo Nun. ¡Por el cálamo y lo que escriben! (1) Que tú, por la gracia de tu Señor, no eres un poseso. (2) Y tendrás por cierto una recompensa que no cesará. (3) Y estás hecho de un carácter magnánimo*. (4) Verás y verán (5) quién es el trastornado. (6) En verdad tu Señor sabe mejor quién se extravía de Su camino y conoce mejor a los que están guiados. (7) No obedezcas a los que niegan la verdad. (8) Querrían que te mostraras transigente y así ellos también lo harían. (9) Pero no obedezcas a ningún vil jurador, (10) difamador que extiende la maledicencia, (11) que se niega a dar del bien y es un malvado transgresor, (12) embrutecido y además bastardo; (13) sólo porque tenga riqueza e hijos. (14) Cuando se le recitan Nuestros signos, dice: leyendas de los primitivos. (15)



HafizEfendi.Com değişik dillerde kurani kerimi okumanizi sağlar.Sayfa Sayfa hatim okumanizda yardımcı sesli ve mealli olarak hazirlanmıştır.Bu sayfada okunan her harfden Peygamberimizin Mubarek Ruhu saadetleri için , ehli beytinin ashabi kiramın ruhları için tabiinin etbauttabiinin ruhları için peygamberler silsilesinin ervahi tayyibeleri için Ebubekir siddik efendimizden günümüze kadar gelmiş geçmiş bütün sadati kiram hazerati için Sami efendi ve Musa efendilerin ruhları için Muhterem Ustadımız Osman Nuri Topbaş Hoca efendinin ruhaniyeti için okuyanların gelmiş geçmişlerin ruhları için Bilhassa Allah Rizasi için EL FatiHa Es Salavat

HafizEfendi.Com sitesi ziyaretçilerine ayetlerde yer alan kelimelerin tek tek Türkçe anlamlarını da sunarak, Kur'an da yer almayan bidatlerin nasıl meallerde yer aldığını göstermek ve ziyaretçilerin Kur'an-ı Kerim'i daha iyi anlamalarına vesile olmak amaçları ile hazırlanmıştır.
Telif bilgisi : Bu sitede yayınlanan her türlü bilgi ve döküman kaynak gösterilerek veya göstermeksizin kullanılabilir.
  Anasayfa    Bize ulaşın