HafizEfendi.Com Anasayfa

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Oku

Cüz 16
Sayfa 301
Cüz 16
Sayfa 302
Cüz 16
Sayfa 303
Cüz 16
Sayfa 304
Cüz 16
Sayfa 305
Cüz 16
Sayfa 306
Cüz 16
Sayfa 307
Cüz 16
Sayfa 308
Cüz 16
Sayfa 309
Cüz 16
Sayfa 310
Cüz 16
Sayfa 311
Cüz 16
Sayfa 312
Cüz 16
Sayfa 313
Cüz 16
Sayfa 314
Cüz 16
Sayfa 315
Cüz 16
Sayfa 316
Cüz 16
Sayfa 317
Cüz 16
Sayfa 318
Cüz 16
Sayfa 319
Cüz 16
Sayfa 320

Elmalılı 20:77 - Gerçekten Musa'ya şöyle vahyettik: "Kullarımla geceleyin yürü (Mısır'dan çık) de (asânı vurarak) onlara denizde kuru bir yol aç; (artık firavun tarafından) yetişilmekten korkmazsın ve (boğulmaktan) endişe de etmezsin."

Elmalılı 20:78 - Firavun ordularıyla hemen onları takip etti, denizden kendilerini sarıveren (korkunç boğulma) sarıverdi

Elmalılı 20:79 - Böylece Firavun kavmini yanlış yola sürükledi ve doğru yola götürmedi.

Elmalılı 20:80 - Ey İsrailoğulları! Sizleri düşmanınızdan kurtardık ve Tûr dağının sağ yanında size söz verdik, üzerinize de kudret helvası ve bıldırcın indirdik.

Elmalılı 20:81 - Size verdiğimiz rızıkların en temizlerinden yiyin ve bunda taşkınlık etmeyin, sonra üzerinize gazabım iner. Kimin üzerine de gazabım inerse, muhakkak o mahvolur.

Elmalılı 20:82 - Bununla beraber, şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip salih amel işleyen, sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için çok bağışlayıcıyım.

Elmalılı 20:83 - "Ey Musa! Seni kavminden (ayırıp) daha çabuk (gelmeye) sevkeden nedir?" (dedik.)

Elmalılı 20:84 - Musa: "Onlar benim izimdeler (arkamdan beni takip edip geliyorlar). Ben sana acele ettim (geldim) ki, hoşnud olasın" dedi.

Elmalılı 20:85 - Allah: "Doğrusu biz senden sonra kavmini imtihan ettik. Sâmirî onları saptırdı" dedi.

Elmalılı 20:86 - Hemen Musa öfkeli ve üzgün olarak kavmine döndü (onlara şöyle) dedi: "Ey kavmim! Rabbiniz size güzel bir vaad ile söz vermedi mi? Size bu süre mi çok uzun geldi, yoksa Rabbinizden size bir gazab inmesini arzu ettiniz de mi, bana olan vaadinizden caydınız?"

Elmalılı 20:87 - Onlar dediler ki: "Biz sana verdiğimiz sözden, kendiliğimizden caymadık. Fakat biz o (Kıbtî) kavminin süs eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları (ateşe) attık. Sâmirî de (kendi mücevheratını) böylece atmıştı."