Fe emmel yetîme fe lâ takher.
| Diyanet İşleri | : | Öyleyse sakın yetimi ezme! |
| Abdulbaki Gölpınarlı | : | Artık sen de yetîmi horlama. |
| Adem Uğur | : | Öyleyse yetimi sakın ezme. |
| Ali Bulaç | : | Öyleyse, sakın yetimi üzüp kahretme. |
| Ali Fikri Yavuz | : | Öyle ise, yetime gelince; zulüm etme. |
| Bekir Sadak | : | Oyleyse sakin oksuze kotu muamele etme; |
| Celal Yıldırım | : | O halde, sakın öksüzü hor görüp ona kötü davranma ! |
| Diyanet İşleri (eski) | : | Öyleyse sakın öksüze kötü muamele etme; |
| Diyanet Vakfi | : | Öyleyse yetimi sakın ezme. |
| Edip Yüksel | : | Öyleyse, öksüzü yüzüstü bırakma. |
| Elmalılı Hamdi Yazır | : | Öyle ise amma yetîme kahretme |
| Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Öyle ise, sakın yetime kahretme (onu horlama)! |
| Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Öyleyse sakın yetimi ezme. |
| Fizilal-il Kuran | : | Yetime gelince sakın onu üzme, |
| Gültekin Onan | : | Öyleyse, sakın yetimi üzüp kahretme. |
| Hasan Basri Çantay | : | O halde, yetime gelince: (Ona sakın) kahretme. |
| İbni Kesir | : | O halde sakın yetime kahretme. |
| Muhammed Esed | : | Öyleyse yetime haksızlık yapma, |
| Ömer Nasuhi Bilmen | : | Artık yetime sakın kötü bir muamelede bulunma. |
| Şaban Piriş | : | Şimdi yetimi hor görme. |
| Suat Yıldırım | : | Öyle ise, sakın yetimi güçsüz bulup hakkını yeme, sakın onu küçümseyip üzme! |
| Süleyman Ateş | : | Öyleyse sakın öksüzü ezme, |
| Tefhim-ul Kuran | : | Öyleyse, sakın yetimi üzüp kahretme. |
| Ümit Şimşek | : | Öyleyse yetime sakın kötü davranma. |
| Yaşar Nuri Öztürk | : | O halde, yetimi örseleme, |