Ve vucûhun yevmeizin aleyhâ gaberah(gaberatun).
| Diyanet İşleri | : | O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler. | 
| Abdulbaki Gölpınarlı | : | Ve nice yüzler o gün tozlarla bulanır. | 
| Adem Uğur | : | Yine o gün birtakım yüzleri de keder bürümüş, | 
| Ali Bulaç | : | Ve o gün, öyle yüzler de vardır ki üzerini toz bürümüştür. | 
| Ali Fikri Yavuz | : | Nice yüzler de vardır ki, o gün üzerlerinde toz toprak var. | 
| Bekir Sadak | : | (40-41) O gun birtakim  yuzler de tozlanmis ve onlari karanlik burumustur. | 
| Celal Yıldırım | : | (40-41) Yüzler de var ki o gün üzerleri tozludur; o tozu da bir karanlık sarar. | 
| Diyanet İşleri (eski) | : | (40-41) O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür. | 
| Diyanet Vakfi | : | (40-42) Yine o gün birtakım yüzleri de keder bürümüş, hüzünden kapkara kesilmiştir. İşte bunlar kâfirlerdir, günahkârlardır. | 
| Edip Yüksel | : | O gün bazı yüzler de perişan; | 
| Elmalılı Hamdi Yazır | : | Yüzler de vardır o gün üzerinde tor toz | 
| Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Yüzler de vardır, üzerinde tor toz. | 
| Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Yüzler de var ki, o gün tozlanmış, | 
| Fizilal-il Kuran | : | Bazı yüzler o gün tozlanmış. | 
| Gültekin Onan | : | Ve o gün, öyle yüzler de vardır ki üzerini toz bürümüştür. | 
| Hasan Basri Çantay | : | O gün yüzler de vardır; üzerlerini toz toprak (bürümüşdür),  | 
| İbni Kesir | : | O gün; yüzler de vardır, tozlanmış, | 
| Muhammed Esed | : | Bazı yüzler de o Gün toz toprakla kapanacak, | 
| Ömer Nasuhi Bilmen | : | Ve o gün birtakım yüzler de vardır ki, onların üzerlerini bir toz toprak sarmıştır. | 
| Şaban Piriş | : | Yüzler vardır o gün, üzeri tozlu.. | 
| Suat Yıldırım | : | Yüzler de vardır toza toprağa bulanmış, | 
| Süleyman Ateş | : | Yüzler de var ki o gün tozlanmış. | 
| Tefhim-ul Kuran | : | Ve o gün, öyle yüzler de vardır ki üzerini toz bürümüştür, | 
| Ümit Şimşek | : | Kimi yüzler de o gün toza toprağa bulanmış, | 
| Yaşar Nuri Öztürk | : | Ve yüzler vardır o gün toza toprağa bulanmış. |