Kuran-ı Kerim Oku | Kurani Kerim Dinle | Dini Oyun Oyna |
» 2 / BAKARA Suresi 101. ayet 2.Sure 14.Sayfa 1.Cuz Kurani Kerimde 108.Ayeti Kerime
Sonraki Ayet
Surenin Tefsiri : "BAKARA suresi, 1-286. ayetlerin tefsiri"

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

وَلَمَّا جَاءهُمْ رَسُولٌ مِّنْ عِندِ اللّهِ مُصَدِّقٌ لِّمَا مَعَهُمْ نَبَذَ فَرِيقٌ مِّنَ الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ كِتَابَ اللّهِ وَرَاء ظُهُورِهِمْ كَأَنَّهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ

Ve lemmâ câehum resûlun min indillâhi musaddikun limâ meahum nebeze ferîkun minellezîne ûtûl kitâb(kitâbe), kitâballâhi verâe zuhûrihim ke ennehum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

1.ve lemmâ: ve olduğu zaman
2.câe-hum: onlara geldi
3.resûlun: bir resûl
4.min indillâhi (indi allahi): Allah'ın katından
5.musaddikun: tasdik eden
6.limâ: şeyi
7.mea-hum: onlarla beraber, onların yanında
8.nebeze: attı
9.ferîkun: bir fırka, bir zümre, bir kısım
10.min ellezîne: o kimselerden, onlardan
11.ûtû: verildiler
12.el kitâbe: kitap
13.kitâbe allâhi: Allah'ın
14.verâe: arka
15.zuhûri-him: onların arkaları, arkalarına
16.ke: gibi, sanki
17.enne-hum: onların olduğu
18.lâ ya'lemûne: bilmiyorlar

Diyanet İşleri:Onlara, Allah katından ellerinde bulunan Kitab’ı (Tevrat’ı) doğrulayıcı bir peygamber gelince, kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah’ın Kitab’ını (Tevrat’ı) arkalarına attılar.
Abdulbaki Gölpınarlı:Allah tarafından onlarda bulunan kitabın doğruluğunu bildiren bir peygamber geldi mi kitap ehlinin bir kısmı, Allah'ın kitabını artlarına atarlar, sanki de bilmezler.
Adem Uğur:Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı tasdik edici bir elçi gelince ehl-i kitaptan bir gurup, sanki Allah'ın kitabını bilmiyormuş gibi onu arkalarına atıp terkettiler.
Ali Bulaç:Ne zaman onlara Allah katından yanlarındakini doğrulayan bir elçi gelse, kitap verilenlerden bir takımı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitabını arkalarına attılar.
Ali Fikri Yavuz:Yahûdilere, kendileri ile olan Tevrat’ı tasdik edici, Allah tarafından bir peygamber geldiği zaman, kendilerine kitab verilenlerden bir topluluk, sanki onun Allah kitabı olduğunu bilmiyormuş gibi, Tevrat’ı arkalarına attılar ve ondan yüz çevirdiler.
Bekir Sadak:Ellerinde olani dogrulayan bir peygamber Allah katindan onlara gelince Kitab verilenlerden bir takimi, bilmiyorlarmis gibi, Allah'in Kitabi'ni arakalarina attilar.
Celal Yıldırım:Onlara Allah katından yanlarındaki şeyi (Kitab'ı) tasdîk edici bir peygamber gelince, kendilerine kitab verilenlerden bir kısmı, sanki onu bilmiyorlarmış gibi. Allah'ın kitabını arkalarına attılar da.
Diyanet İşleri (eski):Yanlarındakini doğrulayan bir Peygamber, Allah katından onlara gelince Kitap verilenlerden bir takımı, bilmiyorlarmış gibi, Allah'ın Kitabı'nı arkalarına attılar.
Diyanet Vakfi:Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı tasdik edici bir elçi gelince ehl-i kitaptan bir gurup, sanki Allah'ın kitabını bilmiyormuş gibi onu arkalarına atıp terkettiler.
Edip Yüksel:Yanlarındakini doğrulayan bir elçi ALLAH tarafından görevli olarak kendilerine gelince, kitap verilenlerin bazısı, ALLAH'ın kitabını sırtlarının ardına attı. Bilmezlermiş gibi...
Elmalılı Hamdi Yazır:hem Allah tarafından onlara beraberlerindekini tasdikleyici bir Peygamber gelince, eski kitab verilenlerden bir kısmı Allahın kitabını, omuzlarının arkasına attılar sanki bilmiyorlarmış gibi de
Elmalılı (sadeleştirilmiş):Onlara Allah tarafından yanlarındaki kitabı doğrulayıcı bir peygamber gelince, daha önce kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, sanki gerçeği bilmiyorlarmış gibi Allah'ın kitabını arkalarına attılar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2):Üstelik Allah tarafından onlara, yanlarındaki kitabı tasdik edici bir peygamber gelince, daha önce kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, Allah'ın kitabını sırtlarından geriye attılar, sanki hiçbir şey bilmiyorlarmış gibi yaptılar.
Fizilal-il Kuran:Onlara Allah katından önlerindeki kitabı onaylayan bir peygamber gelince, kendilerine kitap verilenlerin bir grubu, Allah'ın kitabını hiç bilmiyorlarmış gibi onu arkalarına attılar.
Gültekin Onan:Ne zaman onlara Tanrı katından yanlarındakini doğrulayan bir elçi gelse, kitap verilenlerin bir bölümü (feriykun), sanki bilmiyorlarmış gibi Tanrı'nın kitabını arkalarına (keennehüm) attılar.
Hasan Basri Çantay:Onlara ne zaman Allah katından nezdlerindeki (Kitabı) tasdik edici (ve doğrultucu) bir peygamber geldiyse kendilerine Kitab verilen (o kimse) lerden bir güruh sanki onlar (hakıykati) bilmiyorlarmış gibi Allahın Kitabını sırtlarının arkasına atmış (ondan yüz çevirmişidir.
İbni Kesir:Onlara, ne zaman Allah tarafından yanlarındaki kitabı tasdik edici bir peygamber geldiyse, kendilerine kitab verilenlerden bir güruh, sanki bilmiyormuş gibi, Allah'ın kitabını arkalarına atıverdi.
Muhammed Esed:Ve(şimdi bile), ne zaman Allah'tan onlara halen sahip oldukları hakikati tasdik eden bir elçi gelse, kendilerini önceki çağlarda vahyedilen kelama bağlı sayanlardan bazısı, (O'nun dediklerinin) farkında değillermiş gibi ilahi kelama sırtlarını dönerler.
Ömer Nasuhi Bilmen:Ve onlara Allah Teâlâ tarafından yanlarındaki kitabı musaddık olan bir resûl gelince o kendilerine kitap verilmiş olanlardan bir gürûh sanki bilmiyorlarmış gibi Allah'ın kitabını arkalarına atıverdiler.
Şaban Piriş:Onlara ne zaman yanlarında olanı tasdik eden bir elçi gelse kendilerine kitap verilenlerden bir grup sanki Allah’ın kitabını bilmiyorlarmış gibi arkalarına atarlar.
Suat Yıldırım:Onlara, Allah katından, ellerinde ki Tevrat’ı tasdik eden bir Peygamber gelince, O Ehl-i kitaptan bir kısmı, güya gerçeği hiç bilmiyorlarmış gibi, Allah’ın kitabını arkalarına atarak ondan yüz çevirdiler de
Süleyman Ateş:Allâh tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı doğrulayıcı bir elçi gelince, Kitap verilmiş olanlardan bir grup, Allâh'ın Kitabını sanki bilmiyorlarmış gibi, sırtlarının arkasına attılar.
Tefhim-ul Kuran:Ne zaman onlara Allah katından yanlarındakini doğrulayan bir peygamber gelse, kendilerine kitap verilenlerden bir takımı, sanki kendileri hiç bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitabını arkalarına attılar...
Ümit Şimşek:Onlara ne zaman Allah katından, ellerindekini doğrulayan bir peygamber geldiyse, kendilerine kitap verilenlerden bir topluluk, Allah'ın kitabını, sanki hiç bilmiyormuş gibi arkasına atıverdi.
Yaşar Nuri Öztürk:Allah katından kendilerine, ellerinde bulunanı tasdikleyici bir resul geldiğinde, kitap verilenlerden bir fırka, Allah'ın Kitabı'nı hiç bilmiyorlarmış gibi kaldırıp arkalarına attılar.



HafizEfendi.Com tümü 25 adet Türkçe Kuran mealini ayetlerin latin alfabesi ile Türkçe okunuş metinlerini ve ayetlerde yer alan kelimelerin Türkçe anlamlarını da vererek mealleri mukayese etmenizi sağlar.

HafizEfendi.Com sitesi ziyaretçilerine ayetlerde yer alan kelimelerin tek tek Türkçe anlamlarını da sunarak, Kur'an da yer almayan bidatlerin nasıl meallerde yer aldığını göstermek ve ziyaretçilerin Kur'an-ı Kerim'i daha iyi anlamalarına vesile olmak amaçları ile hazırlanmıştır.
Telif bilgisi : Bu sitede yayınlanan her türlü bilgi ve döküman kaynak gösterilerek veya göstermeksizin kullanılabilir.
  Anasayfa    Bize ulaşın