Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
Gördün mü dini yalan sayanı? ﴾1﴿
İşte odur yetimi itip kakan; ﴾2﴿
Ve yoksula yedirmeyi özendirmeyen! ﴾3﴿
Vay haline o namaz kılanların ki, ﴾4﴿
Onlar namazlarının özünden uzaktırlar. ﴾5﴿
Onlar halka gösteriş yaparlar. ﴾6﴿
Hayra da engel olurlar. ﴾7﴿
Maun kelime olarak ‘’yardım ve zekât’’ anlamlarını taşır. Kur’an-ı Kerim’de yer alan ve namazda okunan surelerden birisi olan Maun Suresi 7 ayetten oluşmuştur. Mekke döneminde nazil olan surede temel olarak, Allah’ın (C.C) nimetlerini ve ahireti inkâr eden nankör, amellerini göster için yapan riyakâr olmak üzere iki tip insandan söz edilmiştir. Hadis kaynaklarında da Maun Suresi fazileti ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Maun Suresi okunuşu, yazılışı, Türkçe anlamı, meali, tefsiri ve fazileti hakkında ayrıntılar aşağıda yer alıyor. İşte, Maun Suresi Arapça okunuşu ve Türkçe anlamı
Maun Suresi, mushaftaki sıralamaya göre yüz yedinci, iniş sırasına göre ise on yedinci suredir. Mekke döneminde nazil olmuştur. 7 ayetten oluşan sure adını ''Maun'' kelimesinden almıştır. Maun kelime olarak sözlükte ''yardım ve zekât'' anlamlarını taşır. Bazı rivayetlere göre bu surenin Medine'de münafıklar hakkında indiğine dair bilgiler vardır. Maun suresi okunuşu namaz surelerinden birisi olması nedeniyle sıkça araştırılır. Maun Suresi Arapça okunuşu ve Türkçe anlamı yanı sıra yazılışı, meali, tefsiri, faziletleri hakkında ayrıntılı bilgilere haberimizde yer verdik.
MAUN SURESİ HAKKINDA
Kur'an-ı Kerim'de yer alan kısa surelerden birisidir. Namaz surelerinden birisi olan Maun Suresi, 7 ayetten olmuştur. Surede, Allah'ın (C.C) nimetlerini ve ahireti inkâr eden nankör, amellerini göster için yapan riyakâr olmak üzere iki tipte insan tasvir edilmiştir.
Maun Suresi, Tekâsür sûresinden sonra Kâfirûn sûresinden önce Mekke'de inmiştir. Bazı rivayetlere göre, 4-7. âyetlerin Medine'de münafıklar hakkında indiğine dair bilgiler yer almaktadır.
Maun suresinin içeriğine bakıldığında verilen en önemli mesaj; Allah'a (C.C) gönülden ibadet etmekle toplumsal hayatta yardımlaşma, şefkat ve merhametin dindarlık bakımından birbirinden ayrılamayacağı hususudur. İbadetlerine gösteriş için yapanlar, iyiliğe engel olanlar veya yoksullardan ihtiyaç duydukları şeyleri esirgeyenler şiddetli bir şekilde kınanmıştır.
MAUN SURESİNİN İSİMLERİ
Maun Suresi adını son ayette yer alan ''Maun'' kelimesinden edinmiştir. "Eraeyte, Eraeytellezî, Dîn, Tekzîb, Yetîm" isimleri ile de anılır.
MAUN SURESİ TEFSİRİ
Sûre, içeriğinin önemine muhatapların dikkatini çekmek maksadıyla, "Dini yalanlayanı gördün mü?" şeklindeki soru ifadesiyle başlamaktadır. Müfessirler buradaki "din" kelimesinin "Kur'an, uhrevî yargı, Allah'ın hükmü, İslâm" gibi anlamlara geldiği görüşündedir (İbnü'l-Cevzî, IX, 244; Fahreddin er-Râzî, XXXII, 112). Bu âyetin, Mekke müşriklerinden olan ve kıyameti inkâr eden Âs b. Vâil hakkında nâzil olduğu rivayet edilmektedir. Daha sonra, dini asılsız saymanın insanın ahlâkında meydana getirdiği olumsuz etkilere yetimlere karşı şefkatsiz davranıp onları hor görme örneğiyle vurgu yapılır. Kur'ân-ı Kerîm'in başka âyetlerinde de yetimlerin mallarının ve haklarının korunup gözetilmesine dikkat çekilmektedir (meselâ bk. en-Nisâ 4/6, 10; el-İsrâ 17/34; el-Fecr 89/17; ed-Duhâ 93/6, 9). Ardından gelen âyette kınayıcı bir üslûpla yoksulların yiyeceklerini kendileri sağlamadıkları gibi başkalarını da buna özendirmekten uzak duranlara işaret edilir. Âyette "yoksulları doyurmak" yerine "yoksulun yiyeceği" denilmek suretiyle varlıklı olanların malında yoksulların haklarının bulunduğu belirtilmektedir. Nitekim bu husus, "Onların mallarında isteyenin ve yoksulun hakkı vardır" meâlindeki âyette de ifade edilmektedir (ez-Zâriyât 51/19).
Sûrenin son dört âyetinde ibadetlerine riya karıştıranlar, iyiliğe engel olanlar veya yoksullardan ihtiyaç duydukları şeyleri esirgeyenler kınanmıştır. İbn Abbas'tan nakledilen bir rivayete göre 5. âyette, yalnız kaldıklarında namazı terkedip başkalarıyla birlikte iken namaz kılan münafıklar kastedilmiştir (Taberî, XXX, 201; Kurtubî, XX, 212). Bu âyette namazı ciddiye almayan, eğlence kabilinden namaz kılan kimselere dikkat çekildiği şeklinde de yorumlar mevcuttur (Taberî, XXX, 201-202). Bazı müellifler, Mekke döneminde münafıkların bulunmadığını ve müşrik Araplar'ın da kendilerine özgü bir tür namaz kıldıklarını ifade ederek sûrenin ilk bölümünde olduğu gibi bu âyetlerde de Mekke müşriklerinin kastedildiğini söylemişlerdir.