İn kânet illâ sayhaten vâhıdetenfe izâ hum hâmidûn(hâmidûne). 
| Diyanet İşleri | : | Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler. | 
| Abdulbaki Gölpınarlı | : | Azâbımız, ancak bir bağrıştan ibaretti, o anda hepsi de sönüp gitti. | 
| Adem Uğur | : | (Onları helâk eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler. | 
| Ali Bulaç | : | (Ancak onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler. | 
| Ali Fikri Yavuz | : | O (helâk edilişlerine sebep) yalnız bir sayha (Cebraîl’in sesi) oldu; hemen sönüverdiler (öldü gittiler). | 
| Bekir Sadak | : | (28-29) Ondan sonra  milleti uzerine gokten bir ordu indirmedik; zaten indirecek de degildik; sadece  tek bir ciglik... o kadar, hemen sonup gittiler. | 
| Celal Yıldırım | : | Sadece bir haykırış (yetti); hemen sönüverdiler. | 
| Diyanet İşleri (eski) | : | (28-29) Ondan sonra milleti üzerine gökten bir ordu indirmedik; zaten indirecek de değildik; sadece tek bir çığlık.. o kadar, hemen sönüp gittiler. | 
| Diyanet Vakfi | : | (Onları helâk eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler. | 
| Edip Yüksel | : | Sadece bir patlama... Hemen donakaldılar. | 
| Elmalılı Hamdi Yazır | : | O yalnız bir sayha oldu derhal sönüverdiler. | 
| Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | O sadece bir sayha (gürültü) oldu; hemen sönüverdiler. | 
| Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler. | 
| Fizilal-il Kuran | : | Sadece korkunç bir ses oldu, hemen sönüp gittiler. | 
| Gültekin Onan | : | (Ancak onlara) yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler. | 
| Hasan Basri Çantay | : | (Onların yakalanması, yahud ukuubeti) birtek sayhadan başka (bir şeyle) değildi. Artık hemen sönü (b gidi) verenler (oldular).  | 
| İbni Kesir | : | Sadece, bir tek çığlık oldu. Ve onlar hemen sönüp gittiler. | 
| Muhammed Esed | : | hiçbir şey (gerekmiyordu), bir (ceza) çığlığından başka! Ve sonunda sessiz ve hareketsiz bir kül yığınına dönüverdiler. | 
| Ömer Nasuhi Bilmen | : | O bir sayhadan başka olmadı. O anda onlar hemen sönüvermiş kimseler oldular. | 
| Şaban Piriş | : | Tek çığlıktan başka bir şey olmadı. O anda sönüverdiler. | 
| Suat Yıldırım | : | (Orduya ne lüzum?), bir tek ses yeter! Bir de bakmışsınız: Sönüp kalmışlar... | 
| Süleyman Ateş | : | Sâdece korkunç bir gürültü oldu, hemen sönüverdiler. | 
| Tefhim-ul Kuran | : | (Ancak onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler. | 
| Ümit Şimşek | : | Korkunç bir ses onlara yetti; sönüp gittiler. | 
| Yaşar Nuri Öztürk | : | Olan, sadece korkunç titreşimli bir sesti. Ve bir anda söndüverdiler. |