Ve in neşe’ nugrıkhum fe lâ sarîha lehum ve lâ hum yunkazûn(yunkazûne).
| Diyanet İşleri | : | Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar. |
| Abdulbaki Gölpınarlı | : | Dilersek sulara boğarız onları da ne bir imdatlarına yeten olur, ne de kurtarılır onlar. |
| Adem Uğur | : | Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar. |
| Ali Bulaç | : | Eğer dilersek onları batırır boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne de kurtulabilirler. |
| Ali Fikri Yavuz | : | Dilersek onları (denizde) boğarız da, o takdirde kendilerine ne bir imdatçı vardır, ne de onlar kurtarılırlar. |
| Bekir Sadak | : | Dilesek, onlari suda bogardik; ne yardimlarina kosan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirlerdi. |
| Celal Yıldırım | : | Dilersek onları (suda) boğarız da artık ne çığlıklarına koşan bulunur, ne de kurtarılma şansları olur. |
| Diyanet İşleri (eski) | : | Dilesek, onları suda boğardık; ne yardımlarına koşan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirlerdi. |
| Diyanet Vakfi | : | Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar. |
| Edip Yüksel | : | Dileseydik onları boğardık; ne bir çığlıklarına yetişen olurdu, ne de kurtulabilirlerdi. |
| Elmalılı Hamdi Yazır | : | Dilersek onları gark da ederiz o vakıt ne onlara feryadcı vardır, ne de onlar kurtarılırlar |
| Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Dilersek onları (suda) boğarız da o zaman onlara ne feryatçı vardır, ne de onlar kurtarılırlar. |
| Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar kurtarılır. |
| Fizilal-il Kuran | : | Dilersek, onları suda boğardık; ne yardımlarına koşan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirdi. |
| Gültekin Onan | : | Eğer dilersek onları batırır boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne de kurtulabilirler. |
| Hasan Basri Çantay | : | Eğer dilersek onları (suda) boğarız. O suretde kendileri için bir imdadcı da yokdur, onlar kurtarılamazlar da. |
| İbni Kesir | : | Dilesek; onları suda boğardık da ne kurtaran bulunurdu, ne de kurtulabilirlerdi. |
| Muhammed Esed | : | dilersek onları suda boğabiliriz, kimse de yardımlarına gelemez, işte (o zaman) onlar için bir kurtuluş yoktur, |
| Ömer Nasuhi Bilmen | : | Ve eğer dilersek onları garkederiz, artık onlar için ne bir hâlâskar vardır ve ne de onlar kurtarılabilirler. |
| Şaban Piriş | : | Eğer istersek onları suda boğarız. Onlara bir yardımcı da bulunmaz, kendi kendilerine de kurtulamazlar. |
| Suat Yıldırım | : | Şayet dileseydik onları boğardık. Ne feryatlarına koşan bir kimse bulabilir, ne de başka türlü kurtarılırlardı. |
| Süleyman Ateş | : | Dilesek onları (suda) boğarız, ne kendilerine imdad (eden) olur, ne de kurtarılırlar. |
| Tefhim-ul Kuran | : | Eğer dilersek onları batırır boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne de onlar kurtulabilirler. |
| Ümit Şimşek | : | Dilesek onları boğarız da ne yardımlarına koşan olur, ne bir kurtuluş yolu bulunur. |
| Yaşar Nuri Öztürk | : | Eğer dilersek onları boğarız. Bu durumda ne kendileri için feryat eden olur ne de kurtarılırlar. |